Hareketsiz Yaşam, Kalp Hastalıklarına Davetiye Çıkarıyor

Yazar Özgür ÖzKardiyolog • 24 Mayıs 2017 • Yorumlar:

Kalp ve damar hastalıkları günümüz dünyasında sağlık tehdit eden en önemli hastalık grubudur. Bölgesel farklılıklar olmakla birlikte ölümlerin neredeyse yarısından sorumlu ve bir ciddi oranda hayat kalitesini bozan fonksiyonel kayıplara yol açmaktadır. Kalp damar hastalıkları risk faktörleri ele alındığında bu hastalıklara yatkınlık oluşturan en önemli sebeplerden bir tanesi hareketsiz yaşam tarzıdır. Kişinin vücut ağırlığı ve metabolik yapısı ne olursa olsun sedanter yaşam kalp damar hastalıkları için bağımsız bir risk faktörüdür. Tabi ki egzersiz ile obezitenin gerilemesi, kan şekerlerinin, kan yağlarının yoğunluğunun azalması gibi kalp damar hastalıkları ile ilişkili diğer risklerde azalmaktadır. Egzersiz obeziteyi gerileterek yağ hücrelerince salgılanan veya aromatize edilen hormonların miktarlarını da azalttığından kanser gelişim olasılıklarını azaltmakta, beyin nörotransmitterleri üzerinden kişinin ruhsal yapısına olumlu katkılar sağlamakta, kas gücünü artışı ile fiziksel kapasiteyi yükseltmekte, tüm bunların da etkisi ile hayattan zevk alma, motivasyonda artış ortaya çıkmaktadır.

Spor aktiviteleri kalp ve damar yapısı üzerine kademeli etkiler göstermektedir. Orta şiddetli egzersizler hem etkinlik hem de güvenirlik açısından bakıldığında en uygun spor aktivitesi olacaktır. Spor aktivite şiddetinin artması ki bu durum ağırlıklı olarak profesyonel sporcuları kapsamakta, kondüsyon için etkinliği artırırken kalp sağlığı ve kas yaralanmaları açısından güvenirliği azaltmaktadır, dolayısı ile bu tür faaliyetler, kişi genç yaşta dahi olsa mutlaka hekim görüşü alınarak başlanmalı ve periyodik olarak hekim görüşüne başvurulmalıdır. Kulüpler genellikle bünyesindeki sporcuların sağlık taramalarını yaptırmakta fakat özellikle vücut geliştirme gibi faaliyetler için kurulan merkezlere giden gençler muayeneden geçmemektedir. Bu eksiklik ve oluşabilecek olumsuzlukların giderilmesi toplumun bilinçlendirilmesi, spor merkezleri için çıkarılan mevzuatlarda hekim görüşünün mutlak kılınması, sporcuların egzersiz sırasında takip edilmesi gibi uygulamalarla sağlanabilir.

Özellikle profesyonel sporcularda zaman içinde kalp ve damar sistemine ait yapısal ve fonksiyonel birtakım değişiklikler gelişmektedir. Dinamik egzersizlerle kalpte ağırlıklı olarak volüm ve daha az basınç yükü olmakta bu da kalp kitlerinde artış, kalp iç boşluk çaplarında artış gibi değişiklikleri meydana getirmektedir, direnç egzersizi yapanlarda ise kan basıncında artış ve kalpte basınç yükü meydana gelmektedir, bu durumda ise kalp kaslarının kalınlığı artar, kalbin iç boşluk çapları azalır, hipertrofik kardiyomiyopati denilen hastalıkla benzer görünüme sahip olur fakat kalp fonksiyonları bozulmaz. Sporcuların kalbin her kasılmasındaki pompaladıkları kan volümü arttığından kalp hızı yavaşlar. Tüm bu değişiklikler sporun bırakılması ile birlikte geri döner.

Özetle egzersiz sağlıklı olmanın koşullarından olup özellikle kalp ve damar hastaları için güvenli egzersizin sınırları belirlenmelidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)