Hashimoto Hastalığı
Yazar Yusuf Bozkuş • 4 Aralık 2024 • Yorumlar:
Bazı hastalıklar, o hastalığı bulan veya bulunmasına önemli katkı sağlayan doktorların adı ile anılmaktadır. Örneğin bir iltihaplı romatizma hastalığı olan “Behçet hastalığı” olarak bilinen hastalığı bulan kişi Ordinaryüs Profesör Doktor Hulusi Behçet’dir. Tüm dünyada bu hastalık Behçet hastalığı olarak bilinmektedir ve tüm dillerde bu isimle adlandırılmaktadır. Örneğin İngilizcesi "Behcet's disease" dir. Kendisi 1889-1948 yılları arasında yaşamış ünlü bir Türk dermatoloji uzmanıdır. Hastalığın önemli cilt bulguları olup, dermatoloji uzmanlarınca da tedavi edilse de, hastalıkla çoğunlukla romatoloji uzmanları ilgilenmektedir. İşte Hashimoto hastalığı olarak bilinen hastalığın bulunmasına öncülük eden kişi de aslında bir genel cerrah olan Dr. Hakaru Hashimoto’ dur. Her ne kadar bu hastalığı bir genel cerrah tanımlamış olsa da hastalığın tedavisinde ameliyatın yeri yoktur ve hastalıkla endokrinoloji uzmanları ilgilenmektedir. Japonya Tiroid Cemiyeti, kendisine duyduğu saygı ve minnetin ifadesi olarak, logosunda Dr. Hakaru Hashimoto’nun resmini kullanmaktadır. Bu hastalık, tüm dünyada yaygın olarak görüldüğü için çok sayıda kişi tarafından da iyi bilinmektedir. Ancak bu hastalığa ismi verilen kişiyi tanıyan çok azdır. Ben de bu hastalığı sizlere anlatmaya, bulan kişiyi tanıtarak ve nasıl bulunduğunu anlatarak başlamak istedim.
Dr. Hashimoto, Kyoto Imperial Üniversitesi Genel Cerrahi bölümünde çalışırken, tiroid ameliyatlarından sonra elde edilen dokuları mikroskop üzerinde incelediğinde, bilimsel mecralarda daha önce tanımlanmamış, bazı yeni bulgular gördüğünü fark etmiş. Bu gördüklerini hemen makaleye çevirerek 1912 yılında Alman dergisi olan “Archiv für Klinische Chirurgie” dergisine göndermiş ve bu dergide yayınlanmış. Bu keşfi yaptığında kendisi 31 yaşındaymış. Dr Hashimoto, yazdığı 30 sayfalık bu makalede, dört orta yaşlı kadın hastanın ameliyat sonrası çıkarılan tiroid bezinde gördüğü bulguları kaleme almıştı ve bunun yeni bir hastalık olduğunu bildirmişti. Ayrıca makalesinde, hastalığa “struma lypmhomatosa” yani “lenfomatöz guatr” isminin uygun olacağını ifade etmişti. Kendisi 30 sayfada, bolca kanıtlarla bunun yeni bir hastalık olduğunu dile getirse de o dönem bilim dünyasının dikkatini pek çekmemişti. Belki de bu duruma, 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşının da katkısı olmuştu. Sonrasında da çalışmalarına Almanya’da devam etti ise de 1. Dünya Savaşı başladıktan sonra Japonya’ya dönmek zorunda kaldı. Sonraki yıllarda Japonya'da doktorluk yaptı. Çok çalışkan ve hastaları tarafından çok sevilen bir hekim olan Dr. Hakaru Hashimoto, bir hastalığa isminin verildiğini bilmeden 1934 yılında hayat gözlerini yumdu. Nihayetinde, 1931 yılında Dr Graham ve McCullagh da benzer bir makale yazıp bunun farklı bir hastalık olduğunu bildirdiler ve bu konuda ilk bildirimi yapan Dr. Hakaru Hashimoto olduğu için, hastalığa Hashimoto’ nun tiroid iltihabı anlamına gelen “Hashimoto’ nun tiroiditi” ismi verildi. Avrupa ve ABD’de bu isimle anılan bu hastalık, 1950’li yıllardan sonra “Hashimoto hastalığı” olarak anılmaya başlandı. Ülkemizde, halk arasında “Haşimoto” olarak kısaltılan, ancak yaygın olarak halkımızca, hatta bazen sağlıkçılar arasında bile, “Haşimato” diye yanlış teleffuz edilen hastalığın bulunma öyküsü işte böyledir.