Hashimoto Hastalığı (4)

Yazar Yusuf Bozkuş • 4 Aralık 2024 • Yorumlar:

Hashimoto hastalığı tanısı kan testleri ve ultrasonografi ile konur. Kanda bakılan anti-tiroglobulin ve/veya anti-TPO denilen antikor düzeylerinin yüksek olması Hashimoto hastalığı tanısı koydurur. İkisinden birisinin yüksek olması yeterlidir. Bazen ikisi birden yüksek olabilir. En çok anti-TPO yüksekliği görülür. Ultrason ile Hashimoto hastalığına özgü birtakım özellikler saptanarak tanı teyid edilmiş olur. Ayrıca eşlik eden nodül gibi başka bir hastalık var mı diye gözden geçirilir. Tiroid bezinin boyutları ölçülür. Hashimoto hastalığında, tiroid bezi başlangıçta büyüse de yıllar içinde giderek küçülür ve çok küçük boyutlara kadar gerileyebilir. Yani tiroid bezi büyük, normal veya küçük olabilir. Ultrason, ayrıca tiroid tembelliği gelişmemiş bir Hashimoto hastasında, yakın zamanda tembelliğin gelişip gelişmeyeceğine dair öngörüde bulunmamızı sağlar. Tiroid fonksiyonlarına ise kanda bakılan TSH, sT4 ve sT3 hormonları ile bakılır. Duruma göre bazen yalnız TSH, bazen TSH ve sT4 yeterli olabilirken bazı durumlarda her üç hormona da bakmak gerekir. Özetle Hashimoto hastalığı tanısı ve tedavi planı için, anti-tiroglobulin, anti-TPO, TSH, sT4 için kan testi ve tiroid ultrasonu gerekir.

Hashimoto hastalığında eğer tiroid tembelliği varsa, tiroid tembelliğine özgü şikayet ve bulgular ortaya çıkar. Bu şikayet ve bulgular çok hafif ve silik olabileceği gibi, çok şiddetli olabilir. Bu durum, tiroid hormonlarındaki bozulmanın şiddeti ile paralellik gösterir. Örneğin TSH düzeyi 6 mIU/L ise hiç şikayet olmayabileceği gibi çok hafif şikayetler olabilirken, TSH düzeyi 46 mIU/L olan birinde şikayetler oldukça belirgin, rahatsız edici ve hayat kalitesini azaltacak türdendir. En çok halsizlik, düşük enerji, unutkanlık, yüz ve göz etrafında şişlik, kabızlık, saç dökülmesi, cilt kurluğu, tırnaklarda zayıflık ve kırılganlık, üşüme gibi şikayetler görülür. Vücut hareketlerinde yavaşlama, olaylara tepki vermede yavaşlama, konuşmada yavaşlama ve seste kabalaşma veya ses kısıklığı görülebilir. Uyku hali, düşünce işlevinin yavaşlaması, hafızanın körelmesi, depresyona meyil görülebilir. İştah ve yiyecek alımının azalmasına rağmen kilo artışı olabilir. Esasında artan kilonun çoğu ödem kaynaklıdır. Metabolik hız azaldığı için vücut yağ depolarında da bir miktar artış olmaktadır. Ancak kilo artışı, kural değildir. Kilo almamış olabilirsiniz veya çok sağlıklı beslendiğiniz için kilo vermiş bile olabilirsiniz. Kilo artışının sebebi metabolizma yavaşlaması, vücutta su tutulumunun artması ve fiziksel aktivitenin azalmasıdır. Vücutta ısı üretimi de azaldığı için çok üşüme veya soğuğa dayanıksızlık söz konusudur. Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyi de artabilmektedir. Küçük tansiyonu yükseltebilmektedir. Adet olmama, geç olma, uzun süren adet kanamaları, ara kanamalar gibi adet düzensizliklerine neden olabilir. Geçici kısırlık görülebileceği gibi, gebelik oluşursa gebelikte birtakım sorunlara yol açabilmektedir. Gebelikte hipotiroidi tedavi edilmezse düşükler, erken doğum, ölü doğum, bebekte zeka sorunları yapabileceği gibi, sonraki yıllarda çocukta IQ düşüklüğü, okul başarısının düşük olması gibi sorunlara da yol açabilir. Bazen prolaktin hormon yüksekliğine yol açarak prolaktin yüksekliğine bağlı şikayetlere neden olabilir. Erkeklerde testosteron hormonunun düşük ölçülmesine yol açabilir. Bazen de sizde zaten olan bir hastalığın şikayetlerini şiddetlendirebilir. Örneğin uyku apnesi varsa geceleri nefes darlığınız artabilir. Karpal tünel sendromu dediğimiz bilekte sinir sıkışması yapan bir hastalık varsa buna bağlı şikayetleri artırabilir. Depresyondaysanız kullandığınız ilacın yetmemesine neden olabilir veyahut depresyon şikayetlerinizin artmasına neden olabilir. Kalp yetmezliği varsa buna bağlı sorunları artırabilir.

Hashimoto hastalığında görülebilecek en ağır tablo “miksödem” olarak isimlendirdiğimiz koma tablosudur. Eskiden görülen ve günümüzde neredeyse hiç görmediğimiz bu tablo ölümcül bir durumdur. Günümüzde tiroid hormon testlerine kolay ulaşabiliyor olmamız, ilçe hastaneleri ve sağlık ocaklarında bile tiroid testlerinin yapılıyor olması, tiroid tembelliğine erkenden tanı koymamızı sağlamaktadır. Erkenden tedavi edebildiğimiz için bu ağır tabloyu günümüzde neredeyse hiç görmüyoruz. Bu tabloya neden olabilecek en önemli sorun, ilacın kesilmesi ve kontrolsüz bir şekilde uzun bir süre kullanılmamasıdır. Tiroid ilacını uzun süre kullanmayan herkesin başına gelebilecek bu hadise, en çok kadınlarda ve soğuk kış aylarında görülmektedir.  Uzun süre ilacını kullanmayan birisi veya tiroid tembelliği olup tanı konmamış birisi ağır bir enfeksiyon, kalp krizi, inme, travma, kaza, mide kanaması, genel anestezi gerektiren bir ameliyat gibi bir hadise yaşarsa, miksödem komasını tetikleyebilmektedir.

Ancak tüm bu şikayetler hormonlar bozulmuşsa, yani hipotiroidi gelişmişse ortaya çıkar. Hashimoto hastalığında eğer tiroid tembelliği yoksa yani TSH ve sT4 hormonlarınız normalse bu şikayetler beklenmez. Varsa da başka bir sebepten dolayı olabilir. Demir eksikliği, kansızlık, vitamin eksikliği, depresyon vb gibi birçok durumda da benzer şikayetler görülebilir. Bu durumlardan birkaçı bir arada olabilir. Yani antikorların pozitif olması, ultrasonda Hashimoto görüntüsünün olması, hormonlarınız normalse herhangi bir şikâyet yaratmayabilir. Dolayısıyla da tedaviye gerek yoktur. Bunun tek istisnası ise gebeliktir. Tiroid fonksiyon testleri normal aralıkta bile olsa, bazen tedavi gerekebilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yusuf Bozkuş Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)