Hashimoto Hastalığı (7)
Yazar Yusuf Bozkuş • 4 Aralık 2024 • Yorumlar:
İlaç dozu, pek çok faktöre göre değişebilir. Kilo artışı veya kaybı, ilacın düzensiz kullanımı, iyot alımındaki değişiklikler, kullanılan diğer ilaçlar, mide-barsak rahatsızlıkları gibi durumlar ilaç dozunuzun değişmesine neden olabilir. Bazen de hastalığın doğal seyri gereği, tiroidin çalışan kısmı azalabileceği için, kullandığınız doz yetmeyebilir. Hekiminizce, periyodik kontrollerde doz değişiklikleri yapılarak tiroid hormon düzeyleri normal aralıkta tutulabilmektedir. Ancak bazen de kontrol zamanı gelmeden bazı rahatsızlıklar yaşıyorsanız, kullandığınız ilaç dozu, yetmiyor veya fazla geliyor olabilir. Örneğin ilacınızı düzenli kullanırken, halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, ödem-şişlik, kilo artışı, kabızlık gibi bulguları devamlı olarak ve yoğun bir şekilde yaşıyorsanız ilaç dozunuz az geliyor olabilir. Veya tam tersi ilacı düzenli kullanmanıza rağmen, çarpıntı, terleme, sinirlilik, sık dışkılama, kaygı bozukluğu, kilo kaybı gibi şikayetleri devamlı olarak ve yoğun bir şekilde yaşıyorsanız ilaç dozunuz fazla geliyor olabilir. Böyle durumlarda da erken kontrol yapılıp, gerekiyorsa ilaç dozu değişikliği yapılabilir.
Bazı mide barsak hastalıklarında (Çöliak hastalığı gibi), ilaç emiliminde sorunlar yaşanabilmekte ve kullanılan ilaç dozu yetmemektedir. Bu gibi durumlarda normalde önerilen ortalama dozun çok üzerinde dozlar kullanmak gerekebilmektedir. Genel olarak Hashimoto hastası olup hipotiroidi gelişenlerde 25-150 mcg arası dozlar yeterli olabilirken, bu mide barsak hastalıklarında 400-500 mcg gibi dozlara çıkılmak zorunda kalınabilmektedir. Bu gibi durumlarda, hastalarımızda yüksek doz kullanma kaygısı olabilmektedir. Aslında bu durumlarda ağızdan giren doz her ne kadar yüksek olsa da, barsaklardan emilen doz, ihtiyacınız olan dozdur. Yani 500 mcg içseniz bile, bunun sadece 100 mcg’ı emilmekte ve kana geçmektedir. Sonuç olarak kanda TSH düzeyinizi normal seviyede tutan doz, sizin ideal dozunuzdur. Böyle durumlarda ilacın emilen miktarını artırmak için, hekiminizce birtakım farklı uygulama yöntemleri de size önerilebilir. İlacınızın su dışında farklı sıvılarla alınması veya farklı yöntemle alınması önerilebilir. Veya hap şeklinde yüksek doz vermenin dışında kas içine, damar içine, cilt altından bile ilaç uygulamaları mevcuttur.
Tedavide, sağlıklı hasta-hekim ilişkisi çok önemlidir. Hastalarımızın hekimi ile doğru bilgileri paylaşması, hekimlerin ise olası hatalarda anlayışlı olması, yargılayıcı olmaması gerekir. Hashimoto hastalığında, hastalarımıza düşen en büyük vazife, yalnızca ilacı düzenli ve kaidelere uygun kullanmaktır. Kullanmıyorsanız veya kullanamıyorsanız bu konuda hekiminizi bilgilendirmektir. Bazen iş yoğunluğu, hayat koşuşturmacası, çok sayıda ilaç kullanıyor olmak, tembellik, bıkkınlık, depresyon veya başka bir sebeple ilaçlar aksatılabilmektedir. Her ne sebeple olursa olsun, düzensiz ilaç kullanımı varsa mutlaka bu durumdan hekiminizi haberdar etmelisiniz. Eğer hekiminiz bu durumu bilmezse, ilacın yetmediğini düşünerek doz artıracak, gereksiz yere fazla dozda ilaç kullanmış olacaksınız. Bir sonraki kontrolde de ilaç dozunun fazla geldiği düşünülecek ve bir türlü ideal dozu yakalamak mümkün olmayacaktır.
Hashimoto hastalığı olan birinde, birlikte nodül de görülebilmektedir. Bu nedenle periyodik olarak ultrason ile kontrol edilmelidir. Nodül varsa, tıpkı Hashimoto hastalığı olmayan birinde ki gibi takip ve tedavi edilir. Ancak Hashimoto hastalığında, yıllar içinde tiroid bezi küçülmektedir. Küçüldükten sonra da nodül gelişme ihtimali azalmaktadır. Tıpkı Hashimoto hastalığı olmayan birinde olduğu gibi, Hashimoto hastalığında da nodül varsa, levotiroksin ilaç tedavisinin uygun şekilde kullanılması ve TSH hormonunun normal seviyelerde tutulması, nodülün büyüme ihtimalini azaltacaktır. TSH hormonu ne kadar yüksekse nodüllerin de büyüme ihtimali o oranda artmaktadır. En alttaki resimlerde Hashimoto hastasının ultrason görüntülerini görmektesiniz. En altta ki resimde okla gösterilen alanda bu hastaya ait Hashimoto zemininde oluşmuş bir nodülü görmektesiniz.
Hashimoto hastalığı ile ilgili yazdığım bu son yazı ile birlikte Hashimoto dosyasını kapatmış olacağız. Bu yazdıklarım, bildiklerimizin özeti olup, özeti bile ancak yedi parçada anlatabildim. Burada anlattıklarım daha çok yıllardır hastalarımızdan bizlere yöneltilen soruların yanıtları, merak edileneler ve bizim hastalarda görüp düzelttiğimiz yanlışların derlemesidir. Daha önce yazdıklarım ve burada yazdıklarım, ilaç kullanımı ile ilgili ayrıntı bir şekilde bahsettiğim kaideler ve sorunlar, aslında biz hekimlerin günlük pratiğinde sık rastladığımız klinik durumlar olup hepsi hekiminizce gözetilip, uygulanmaktadır. Biraz da durumun ne kadar çok yönlü ve düşünüldüğünden karmaşık olduğunu göstermek maksatlı verilen bilgilerdir. Şüphesiz amacım bunları okuyarak kendinizi tedavi etmeniz değildir.
Son söz olarak şunları lütfen unutmayınız. Her Hashimoto hastasında tedaviye gerek olmadığını, tedavi gerekiyorsa bile tedavinin zararsız ve güvenli olduğunu, Hashimoto hastalığında gebelik döneminin ayrı bir önem arz ettiğini, ama takip altında gebelik seyrinin normal bir insandan farklı olmadığını, genel olarak tedavi altında normal bir insandan farklı olmadığınızı bilmelisiniz.