Hatırladığınız Her Şey Gerçek mi?
Yazar Ayşenur Çelik • Psikolog • 22 Kasım 2021 • Yorumlar:
Size insanlara yaşamış olabilecekleri bir konuda yanlış bilgi aktardığınız zaman onların anılarını çarpıtabilir, bozabilir ya da değiştirebilirsiniz desem bana ne söylerdiniz?
Gerçek hayatta yanlış bilgilendirme her yerde karşımıza çıkmakta. Bazen insanlar başkalarının anılarını kendi anıları gibi hatırlıyor, bazen beynimizin kaydetmediği noktaları beyin kendi kendine tamamlıyor. Geçmişe dair anılarını hatırlayan bireylerin yalnızca %3’ü bunları gerçekten yaşamıştır. Siz de dâhil…
Hafızanın tek amacının, geçmişi korumak olduğunu hissediyoruz. Öyleyse hatıralar neden bu kadar güvenilmez? Hatırlama eylemi, tam olarak nasıl gerçekleşiyor?
Hepimizin sahip olduğu hafıza, keşfedilmemiş ve faydalanılmayan potansiyele sahip bir altın madeni. Hafızamız, dünyayla etkileşimimize aracı oluyor. Hafıza, insanın en temel aktivitelerinden biri ve yalnızca hafızamız bizi yanılttığında onu düşünmeye başlıyoruz.
10 dakika içerisinde 500 sayıyı ezberlemenizi istesem bunu yapabilir miydiniz? Yanjaa Wintesoul bunu yapabiliyor. Peki bunu nasıl yapıyor?
Her şey beyinlerimizin hatıraları kayda alma biçimiyle alakalı. Hafıza hakkında bildiğimiz pek çok şeyi tek bir beyin sayesinde öğrendik. Henry Molaison adında bir adamın beyni. Henry 27 yaşındayken epilepsi tedavisi için bir beyin ameliyatı geçirdi. Henry’nin beyninden küçük bir parça çıkarıldı. Ameliyat notlarında, yapılan işlemin, davranış ya da psikolojik değişikliklere yol açmadığı belirtildi. Yakın geçmişle ilgili yaşadığı ciddi hafıza kaybı dışında. Durum o kadar ciddiydi ki, Henry kendi evinde kayboluyor ve doktorlarını tanımıyordu. Ama Henry’nin bilinçli düşünmesini gerektirmeyecek farklı türde hafızası ve alışkanlıkları vardı, bisiklete binmek gibi. Yani ‘örtülü bellek.’ Aynı zamanda bilinçli, yani ‘açık bellek’ de saklanmıştı. 90’ların başında tedavi gören Henry ile yapılan bir kayıtta Henry’nin doktorlarıyla tarihi olayları konuştuğu görülmektedir. Bu, anlamsal belleğe bir örnektir. Olgular, tarihler, sayılar, kelimeler yani hafıza sporcularının ezberlediği şeyler. Asıl hasar, Henry’nin eylemsel belleğindeydi. Yani, kişisel deneyimleri saklayan bellekte. Doktor, ‘Dün ne yaptığını biliyor musun?’ diye sorduğunda Henry bilmediğini söylüyordu. Bu sabah dahi ne yaptığını hatırlamıyordu.
Beyninin küçük bir kısmını kaybettiği için, Henry, yeni hatıralar oluşturmakta zorlanıyordu. Ama bu, hatıraların tek bir yerde toplandığını göstermez. Bir deneyim yaşadığınızda, örneğin bir konser verdiğinizde, duyusal bilgi, beyninizin pek çok farklı noktasında işlenir. Gitarın sesi, işitme korteksinde; parmaklarınızın altında gitarın tellerini hissetmeniz, postta; seyircilerin arasındaki arkadaşınızın yüzü, fusiform girusta; sahnede olmanın heyecanı ise amigdalada işlenir. Beyinde tüm bu unsurları bir arada tutan ve Henry’nin ameliyatı sırasında zarar gören parçaya medial temporal lob denir ve bu lob hipokampus adında çok önemli bir yapı barındırır. Daha sonra o anı yeniden hatırladığınızda, medial temporal lob, bu unsurların tekrar bir araya gelmesini sağlar. Hayat hikayeniz, bu şekilde tekrar yaşayabildiğiniz anlardır.
Hepimiz yakın geçmişe dair daha fazla anıya sahibiz. Geçmişe gittikçe hatırladığımız anların sayısı azalmakta ve 3 yaşından önce hiç hatırlanmamaktadır. Ergenlik döneminde insanların hatırladıklarında bir artış olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Lise yılları sırasında, hayatımızın o döneminde birçok önemli olay yaşanıyor. Hayat hikayemizi düşünürsek, bu önemli anlar, bizi olduğumuz kişiye dönüştüren ve hayatımızın gidişatını belirleyen anlar olarak ön plana çıkmaktadır.
Bazı insanlar, diğerlerinden daha çok hatıraya sahiptir ve daha sağlıklı ve aktif bir hayatla hafızanızı geliştirebilmeniz mümkündür. Bir şeyleri daha iyi hatırlamamızı sağlayan bir takım özellikler var. Öncelikle duygular. Eğer birine bir dizi yüz gösterirseniz, en duygusal olanları en iyi hatırlayacaktır. Duygusal bir deneyim yaşadığınızda, amigdalamız, yani beyinde hipokampusun hemen yanında yer alan duygusal merkez, aslında hipokampusun hareketlenmesini sağlar ve daha detaylı ve güçlü hafıza oluşturmamıza yol açar. İkinci olarak hafıza, bulunduğunuz yer ile de bağlantılıdır. İnsanlar hatırladıkları hatıralarında bulundukları yerle ilgili daha tutarlıdır. Hatırladığınız olaylarda bulunduğunuz yerin, hafızanızda baskın bir rolü olduğu düşünülmektedir. Hipokampusa bakıldığında özellikle zamana ve mekana tepki veren hücreler bulunmaktadır. Taksi şoförleri ile yapılan bir çalışmada yeni yollar ezberleyen şoförlerin hipokampusunun büyüme gösterdiği bulunmuştur. Son olarak, hatıralar hikayeyle güçlendirilebilir. Beyinlerimiz, hikaye olarak anlatıldığında bilgiye çok daha fazla dikkat ediyor. Yapılan bir çalışmada, 24 kişiden onar kelimelik 12 liste ezberlemeleri istenmiştir. Liste liste ezberleyen katılımcılar ortalama olarak kelimelerin yalnızca %13’ünü hatırladılar. Katılımcıların diğer yarısı, kelimeleri kendi uydurdukları hikayelerle ezberlediler ve kelimelerin %93’ünü hatırladılar. Hatırlamak istediğimiz şeyleri, zaten zihnimizde olan yapılarla ne kadar ilişkilendirirsek, hatırlamamız da o kadar kolay olacaktır.
Bir hatırayı geri getirmek isterseniz, hatıraya erişmenin birden fazla yöntemi vardır. Hikâye, konum ve duygular, bazı en güçlü hatıralarımızın temelinde yatmaktadır. Ve bu özellikler, 500 ilgisiz rakamı ezberlemeniz için size yardım edebilir. Yalnızca bir düzine insan, Pi sayısının 20 binden fazla basamağını biliyor ama pek çok insan Pinokyo’yu okumuş ve repliklerini ezberlemiştir.