Hayattaki Önceliklerimiz
Yazar Sedanur Güneş Pampal • Psikolog • 13 Şubat 2022 • Yorumlar:
Hayattaki önceliklerimizi gözden geçirelim.Kendimizi kaçıncı sırada sayardık acaba?
İnsanlara hayır diyememek, kendimizi zora sokacak olsa da başkasına yardım için koşa koşa gitmek ve eğer başkalarına karşı yeterince verici olmazsak onların bizi eskisi gibi sevmeyeceğini düşünmek... Bütün bunlar kendini feda duygusunun birer yansıması olarak karşımıza çıkar. Genellikle çocukluk çağında kendini feda eden bir kişiyi örnek alma ya da kendini feda ettikçe daha çok onay, sevgi görme ile hayatımıza yerleşir. Ancak hiçbir zaman onay alamadığımız ya da bize bakım verenlerin söyledikleri dışında bir hareket yaptığımızda onların bize kızdığı, küstüğü ilişkilerde de uyumlu olmayı ve dolayısıyla herkese uyum sağlamak için kendimizden feda etmemiz gerektiğini öğreniriz.
Yetişkin hayatımızda da o çocuklukta kazanılan duygular devam eder. Örneğin bir iş yapılacaksa mutlaka o kişi işi yapmaya ilk gönüllü olur. kendi isteklerini alt sıralara koyarak başkalarının isteklerine göre kendini şekillendirmeye devam eder. Kişi böylece başkalarına onları sevdiğini gösterdiğini ve başkalarının sevgisini hak ettiğini düşünür. Sevgiyi hak etmek için fedakarlıklar yapmak zorunda olmak düşüncesi aslında kişinin kendine gösterdiği sevgi ve şefkatin de düşük olduğunun göstergesidir. Tıpkı çocukluğunda olduğu gibi kendini ancak gerekli koşulları yerine getirdiğinde sever.Kendini olduğu gibi sevememek ve sevmek için başkalarının onayını, sevgisini almayı beklemek; bu uğurda tüm koşulları yerine getirmek… Bu durum aile hayatında,iş yaşamında önemli problemlere neden olabilir. Bu kişiler kendini önemsemeyi ve düşünmeyi bencillik olarak görür. Ancak herkesi memnun etmeye çalışmak ve onlar için her şeyi yapmak, kendini arka plana atmak kişinin yorgun hissetmesine neden olacaktır. Zamanla yorgun düşen kişi, ancak kendini bazı ilişkilerden tamamen soyutlayarak rahatlamaya çalışır ya da bu yorucu ilişki trafiğinde kaybolup gider. Halbuki her ikisi de sağlıksız baş etme yöntemleridir. İlişkilerinde kendine ait değersizlik algısı bu kez onu ilişkilerden kopuk ya da tamamen başkaları odaklı yaşayan biri haline dönüşür.
Sağlıklı ilişkilerde ise kişi kendi değerini yüceltmez ya da küçümsemez. Aksine kendine yönelik objektif bir değerlendirme sistemi vardır. Böylece yeri geldiğinde kendi değerini ortaya koyarken yeri geldiğinde sakince hatasını kabul edip bunu telafi etmeye çalışır. Peki bunu nasıl yapar? Öncelikle geçmişte onu koşullu seven ya da tamamen reddeden tutumları fark eder, bu tutumların gerçekliğini sorgular ve asıl ihtiyacı olan koşulsuz sevginin gerekliliklerini farkına varır. Böylece kendi içindeki zamanında kırılmış, yalnız bırakılmış çocuğa iyi gelecek ebeveynliği, bakımı ona verebilecek farkındalığa ulaşır. Bu günkü yetişkin o çocuğa iyi geldikçe kendine de iyi gelecektir ve kendi değerini, olduğu gibi kabul etme ve edilme duygusunu hissedecektir.