Hayır Diyebilmek
Yazar Bahar Demir • 18 Mart 2025 • Yorumlar:
Sınırlarımız bizi biz yapar, kim olduğumuzu belirler. Kimsenin ihlal etmesine izin vermemeli gerektiğinde tereddüt etmeden, suçluluek duymadan, kararlı bir şekilde hayır demeli ve sınırlarımızı korumalıyız. Önceliğimiz başkaları değil kendimiz olmalı. Düşüncelerimizi ve hislerimizi anlamalı, kendimize dürüstçe itiraf edebilmeli, bizim için en doğrusuna karar vermeliyiz. Sınırlarımızı korumak isterken insanlarla aramıza duvarlar örmek de doğru olmayacaktır. Hem fiziksel hem de duygusal sınırlarımız sağlıklı ve işlevsel olmalıdır.
Çocukken fiziksel bakımımızın ve bunun da ötesinde ihtiyacını duyduğumuz sevginin devam etmesi için ebeyenlerimizi veya büyüklerimizi memnun etmek isteriz. Dolayısıyla da bu ilginin devam etmesi için onların kurallarıyla uyumlu bir şekilde yaşamayı da kabul edebiliriz. Öte yandan bazılarımız için bu ihtiyacımız, yetişkinlikte sevgiyi kaybetmeye dönük bir kaygıya dönüşebilir ve bu durumda çocukluk yaşantılarımızı güncel ilişkilerimize yansıtarak, kendi isteklerimizden taviz vermek pahasına karşı tarafı hoşnut kılmaya çabalayabiliriz.
Reddedilme veya karşı tarafı incitme kaygısıyla kendi duygularımızı ve düşüncelerimizi görmezden gelebiliriz. Benzer kaygıları aidiyet ihtiyacıyla dahil olduğumuz gruplar arası ilişkilerimizde de sürdürebiliriz. Gruptaki diğer insanlarla aynı kimliği paylaşma isteği, o kişilerle yakın ilişki kurma isteği uyumu bozacağı düşünülen bir ‘hayır’ın önüne set çekebilir.
Hayır diyememenin nedenleri olduğu gibi hayır demenin de nedenleri vardır. Hayır demek için iyi nedenlerimize bakacak olursak kişiliğimizin kabul edilmesinde önemli bir adım olduğunu görebiliriz. Kişiliğimizi ise ihtiyaçlarımızı daha iyi tanıdıkça geliştiririz. Ayrıca hayır demek için nedenlerimiz konusunda ne kadar kendimizi tanır ve ihtiyaçlarımızı fark edersek iletişim içinde olduğumuz kişilere de bu durumu net bir şekilde ulaştırmamız mümkün olur. Bu durumu gerçekleştirmek söylemekten daha zordur. Zaman zaman “hayır” dedikten sonra cevabınızın “evet”e dönüşmesine neden olan şartlar ve durumlarla karşılaşırsınız. Bu tutarsızlık ise hem kendinize hem de muhatabınıza öfke duymanıza sebep olabilir. Üstelik bir sonraki “hayır” yanıtınız da tam bir ciddiyetle karşılanmayabilir.
Sevdiğimiz insanları kırmadan da rahatsızlıklarımızı dile getirebiliriz. İlişki içerisinde sorunları çözme konusunda sıkıntı yaşıyor olabilirsiniz. Ne zaman şikayetinizi dile getirmek isteseniz olay büyüyor ve kendinizi bitmek bilmeyen tartışmaların içinde buluyor olabilirsiniz. Bu çok sık gerçekleşen bir durum. Partneriniz eleştiri kaldıramayan biri olabilir, belki de onunla konuşmak gerçekten mümkün değildir ama genellikle bu sorunun nedeni iletişim dilimizdir.
Eğer partnerinizin davranışını değil de karakterini eleştiriyorsanız, ben diliyle kendi duygu ve
düşüncelerinizi ifade etmek yerine “sen şöylesin, böyle yaptın” şeklinde suçlamacı bir dil
kullanıyorsanız ve bu tartışma esnasında partnerinizin hiç olumlu bir tarafı yokmuş gibi
davranıyorsanız sizin eleştilerinizi duymayabilir.
Bu nedenle bir eleştiri yaparken değişmesi zor olan karakterini değil, değiştirilebilecek
davranışını ben dili kullanarak eleştirmelisiniz. Ayrıca sandviç metodunu kullanarak
eleştirilere karşı direnci kırabilirsiniz, bu sizin öfkenizi de azaltacaktır. Sandviç metodunda
başlangıçta olumlu bir özellik vurgulanır, ardından eleştiri yapılır ve tekrardan olumlu bir
geribildirim yapılır. Eleştiri iki iltifat arasında sunulduğunda karşınızdaki kişinin kendini
savunmaya geçmek yerine eleştirinizi duyma ihtimali daha yüksektir.
Kızdığımızda o kişiyi o sorundan ibaret görüp bütün iyi yönlerini unutuyor olabiliriz. O an tepki verdikten sonra pişmanlık duyabiliriz. Bu nedenle hem kendiniz hem partneriniz hem de ilişkinizin gelişebilmesi için sandviç metodunu kullanabilirsiniz
Pratik yaparak geliştirdiğimiz bu süreçte ‘hayır’ demek için tek şansımız olmadığını, bir kez istemeden ‘evet’ dediğimizde bunun diğer ‘hayır’ ihtimallerini öldürmediğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Bu süreçte kendimize yüklenmek yerine yeni bir alışkanlık kazanmakta olduğumuzu hatırlatıp, hayatın doğal akışı içerisinde önümüze çıkan diğer fırsatlara kendi isteklerimiz çerçevesinde yanıtlar vermeye odaklanabiliriz.
Hayır diyebilmek için kendinize şunları hatırlatabilirsiniz:
Her zaman ötekiler gibi düşünmek zorunda değilim.
Hep onların istediklerini yapmak zorunda değilim.
Ben de var olma hakkına sahibim.
Hayır dediğimde beni seven kişiler yine de sevmeye devam eder.
Eğer hayır dediğimde bir dostum beni dışlarsa gerçek bir dost olmayabilir.
Hayır dediğimde belki gerçekten neden hayır dediğimiz anlarlar.