Her ağrı ciddiye alınmalıdır
Yazar İsmail Gökyar • Kulak Burun Boğaz Doktoru, Nörolog, Psikiyatrist, Fizik Tedavi Uzmanı, Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı, Romatolog, Kulak Burun Boğaz Doktoru, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doktoru, Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı, Çocuk Diş Hekimi (Pedodontist), Diş Hastalıkları Uzmanı, Ağız Ve Diş Sağlığı, Göğüs Hastalıkları Doktoru, Göğüs Hastalıkları Ve Tüberküloz Doktoru, Kardiyolog, Fizik Tedavi Uzmanı, Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı, Fizik Tedavi Uzmanı, Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı, Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Uzmanı, Beyin Ve Sinir Cerrahı, Nörolog, Fizik Tedavi Uzmanı, Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı, Nörolog, Genel Cerrah, İç Hastalıkları Uzmanı • 17 Ağustos 2016 • Yorumlar:
Halen günümüzde bir çok hasta, ağrı tedavisi için hangi kliniğe başvuracağını bilememekte. Hastanın ağrısının nedenini araştıracak ve tedavi edecek hekimi bulamaması hem ağrı nedeninin ortaya konmasını hem de tedavi edilmesini geciktirmektedir.
Subjektif bir kavram olan ağrının ayırt edilmesinde en önemli nokta hastanın ifadesidir. Ağrının teşhisinde hastanın geçmiş deneyimleri çok önemli yer tutar. Ağrıyı teşhis etmek için hastanın ifadesinden sonra fizik muayenesi yapılmakta, gerek görülmesi halinde görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar testlerinin istenerek tanı kesinleştirilmektedir.
Hastaların başvuru nedenlerinin başında en fazla bel, kalça, baş ve boyun ağrıları yer almaktadır. Kronik ağrıların ilk aşamasında basit ağrı kesicilerle tedaviye başlanmakta, ağrı şiddetinde azalma olmaması halinde daha komplike ilaç tedavilerinin denenmekte sonuç alınmaması halinde girişimsel tedavilerin uygulanmaktadır.
Cerrahi olmayan girişimsel yöntemler sorunu daha az riskli, daha efektif bir biçimde çözmektedir. Öte yandan ağrı tedavisinde son yıllarda ameliyat dışı girişimlerde sıklıkla kullanılan radyofrekans tedavi yönteminde radyofrekans enerjisini ısıya dönüştüren özel bir cihaz ile ağrıyı ileten sinirler duyarsızlaştırılmaktadır. Ağrıyı ileten sinire radyolojik görüntüleme eşliğinde, özel iğnelerle ulaşılarak sinirlere elektriksel uyarılar veriliri. Bu yöntem ağrılı bölge sinirlerinin hassas bir şekilde tespitine olanak sağlar. Radyofrekans uygulaması tedavi başarısını arttırırken alternatif tedavi yöntemlerine göre riskleri azaltır.
En sık rastlanılan ağrılar ve tedavi yaklaşımlarını sıralayacak olursak;
*Listenin en başında bel ve boyun ağrıları gelmektedir. Birçok nedene bağlı ortaya çıkabilen bel ve boyun ağrılarının tedavisinde eskiden daha sık başvurulan ameliyatlar, son zamanlarda ancak çok gerekli olduğunda uygulanmaktadır. Gereksiz yapılan ameliyatların bazen ağrı şikayetlerini daha da arttırabileceği bilinmektedir. Bacakta ve kolda güç kaybı, idrar kaçırma, ayak düşüklüğü gibi durumlar genelde mutlak ameliyat gerektirmektedir, ancak bu hastalar haricinde; özel ilaç ve cihazlar yardımıyla, ağrıyı oluşturan sinirlerin duyarsızlaştırılması veya ağrıya neden olan fıtığın buharlaştırma gibi tekniklerle geriletilmesi mümkündür. Uygun hastalarda fıtık sadece bölgesel uyuşturma ile özel borucuklar ve görüntüleme teknikleri kullanılarak ameliyat kesisi olmadan çıkartılabilir.
*Listenin ikinci sırasında baş ağrıları yer almaktadır. Migren gibi baş ağrısına neden olan bir çok hastalıkta ilaç tedavilerine yanıt alınamadığında ağrıyı ileten sinirin duyarsızlaştırılması gibi yöntemlerle ağrı tedavisi mümkündür.
*Kronik kas ağrılarıyla kendini gösteren, uyku bozukluğu, uzun süren yorgunluk ve psikolojik yakınmaların eşlik ettiği fibromiyalji hastalığı da en çok doktora başvuru nedenleri arasında yer almaktadır. Fibromiyalji, yumuşak doku romatizması grubunda yer alan bir sağlık sorunudur. Bu hastalarda ilaç tedavilerinin yanı sıra ağrılı noktalara yapılan enjeksiyonlar etkili bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda uygulanan ağrılı noktalara botoks enjeksiyonu uzun süreli ağrısızlık sağlar.
Diyabetli hastalarda görülen ağrılar: Uzun sure şeker hastalığı olan hastalarda kol ve bacaklarda sinir harabiyetine bağlı yanıcı ağrılar gelişebilir. Amputasyon denilen parmak, ayak veya dize kadar bacak kesilmelerine gerek duyulabilir. Diyabetik ağrıların tedavisinde uygulanan sempatik bloklar ağrıyı ortadan kaldırmada etkindir. Aynı zamanda bacaklara giden kan akımının artmasını sağlayan bu tedavi yöntemi, hastalığın bacaklarda oluşturacağı diğer sorunları da azalttığı gibi; amputasyon ihtimalini de azaltır.
Nevraljiler (Sinir ağrısı): Keskin, bıçak saplanması, elektrik çarpması şeklinde, çok şiddetli, genellikle kısa süreli ağrılardır. Yüzde görülen Trigeminal Nevralji adı verilen ağrı; yüz yıkama, yüze dokunma, yemek yeme gibi etkenlerle başlar. Burada ağrı şiddetli, yanma, yırtılma, zonklama tarzındadır. Bu tip ağrılarda ilaç tedavisine yanıt alınamadığında ilgili sinir duyarsızlaştırılabilir. Bu duyarsızlaştırma işlemi, son yıllarda radyofrekans dalgaları ile yapılmaktadır. Bu sayede başarı ihtimali artarken işlemin riski azalmıştır.
Kompleks bölgesel ağrı sendromları: Kırık, burkulma, incinme gibi durumlar sonrasında kol ve bacaklarda ağrı, hareket kabiliyetinde azalma, şekil değişikliği ile seyreden, tedavi edilmezse ilerleyici olan bu hastalıkta sinirlerin travma sonrası normal olmayan çalışmaları söz konusudur. Sinir yumağına uygulanan özel ilaçlarla bu hastalığın tedavisi sağlanabilmektedir.
Kolu bacağı kesilen hastalarda olmayan bölgelerde duyulan ağrı (hayalet ağrı): Ameliyat sonrasında kesilen bölgede sanki kolu bacağı varmış gibi his ve ağrı olmasıdır. Bu ağrılarda tedavi ne kadar erken başlarsa tedavi şansı o kadar fazladır.
Koksidini: Koksiks (kuyruk sokumu) bölgesindeki şiddetli ağrıdır. Oturur durumda düşmek, koksiks kemiğinin kırılmasına ya da zedelenmesine neden olur; aynı şekilde, bu bölgeye gelen darbe yada doğum yaparken zedelenmede de bu ağrı ortaya çıkabilir. Ağrının kalıcı olması halinde bölgeye uygulanan özel ilaçlarla tedavisi mümkündür.
Ayrıca damar tıkanıklıkları sonrası gelişen ağrılar, karın ve göğüs ağrıları, yaygın kas ağrıları, zona sonrası ağrılar, operasyon sonrası kalıcı ağrılar, felç sonrası kasılmalara (spastisite) bağlı ağrılar yine benzer yöntemlerle tedavi edilebilir.