Hidrosefali Hastalığı (Beyinde Su Toplaması)

Yazar Selçuk PekerBeyin Ve Sinir Cerrahı • 21 Mayıs 2019 • Yorumlar:

Hidro, “su” anlamına gelir. Sefali de “kafa” demektir. Bu iki kelimenin birleşiminden oluşan Hidrosefali, kafatasının içinde su birikmesi anlamını taşır. Kafatasının içinde beyin, damarlar ve sinirler vardır. Beyin, sinir ve damarlar omurilik sıvısı içinde yüzer. Hidrosefali de, bu sıvı miktarının artması halinde oluşur. Su miktarının artışı beyin içindeki basıncın yükselmesine ve dolayısıyla beynin zarar görmesine sebep olur.

SU ARTIŞININ NEDENLERİ

Beyin içindeki sıvı miktarının artmasının 3 temel sebebi vardır:

AŞIRI SU YAPIMI

Beyin içinde suyu salgılayan yapılar vardır. O yapılar içinde tümör varsa bu durumda daha çok su salgılanır. Bu da su birikmesine neden olur.

SU EMİLİMİNDE AZALMA

Beynimizde her gün 650 cc su yapılır. Bu su omurilikten kana karışır. Menenjit gibi bazı enfeksiyonlarda, beyin kanaması sonrasında ve bazı tümörlerin varlığında suyun kana karışmasını sağlayan giderlerde tıkanıklık görülür. Tıkanma sonucunda su birikir.

BEYİN ODACIKLARINDA TIKANMA

Beyin içindeki su beynin içindeki çeşitli odacıklar arasından geçerek kana karışır. Odacıkların birinde bir tıkanma söz konusu olduğunda su birikir. Odacıklarda oluşan bir tümör, geçirilmiş bir enfeksiyon ya da kanama bu tıkanmaya neden olabilir.

KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Hidrosefali her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Ancak gençlerde çok nadir görülür. Ağırlıklı olarak çocuklarda ve 60 yaş üzeri yaşlılarda rastlanır. Çocukluk çağında görülen Hidrosefali’nin pek çoğunda teşhis doğum öncesinde, doğumda ya da yenidoğan döneminde konur. Yaşlılarda görülen hidrosefalinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak yaşla birlikte beynin küçülmesi ve kılcal damarlarda oluşan tıkanıklığın artması gibi sebepler üzerinde durulmaktadır.
Çocukluk çağında ve yetişkin dönemde görülen Hidrosefali belirtiler açısından farklılıklar gösterir.

BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA HİDROSEFALİ

En sık olarak 0-2 aylık bebeklerde görülür. Beyinde tümör, menenjit gibi enfeksiyonlar, anne karnında geçirilen beyin kanamaları sebepleri arasındadır. Bebeğin beynindeki su kanalının yapısal olarak tıkalı olması da sık görülen sebeplerdendir. Bebeğin Hidrosefali olması anne karnında bile anlaşılabilir. Durumu ağır görülürse anne karnında ameliyat mümkündür. Ancak genellikle bebek doğduktan sonra takibi yapılır. Kesin teşhis konduktan sonra ameliyatı planlanır. Bazı durumlarda bebek doğar doğmaz Hidrosefali olup olmadığı anlaşılmaz. Ancak ilerleyen aylar içinde su birikmesine bağlı olarak kafasının diğer çocuklara göre daha büyük olduğu gözlenir. Kafanın büyümesi çocukluk çağı Hidrosefali’nin en önemli belirtisidir. MR ve beyin ultrasonografi tetkikleriyle Hidrosefali’nin sebebine bakılır. Bebekte tümör varsa ameliyatla çıkarılır. Başka sebeplerle Hidrosefali olduysa şant ameliyatı yapılır.

ERİŞKİN YAŞTA HİDROSEFALİ

Normal basınçlı hidrosefali olarak tanımlanan bu Hidrosefali’de beyin omurilik sıvısının emiliminin azalması sonrasında beyin odacıklarının genişler. Özellikle 60 yaş üzeri kişilerde önemli belirtilerle kendini gösterir.

  • Yürüme bozukluğu
  • Dengesizlik
  • Konuşma bozukluğu
  • Unutkanlık
  • İdrar kaçırma en sık rastlanan belirtilerdir.

Şikayetler gündelik hayatı etkilemediği sürece uzman tarafından takip edilir. Ancak şikayetler arttığı takdirde şant ameliyatı önerilir.

TEDAVİ ŞANT AMELİYATI

Hidrosefalinin ilaçla tedavisi mümkün değildir. Bu nedenle tümör dışı nedenlerle Hidrosefali oluşmuşsa şant ameliyatı yapılır. Genel anestezi altında yapılan bu ameliyatta kafatasına küçük bir delik açılarak kateterin ucu beyin içindeki, beyin omurilik sıvısının bulunduğu bölgeye yerleştirilir. Ardından cilt altından bir tünel açılarak kateterin diğer ucu, sıvının emilebileceği karın boşluğuna aktarılır.
Çocuklarda yapılan şant ameliyatı sonrası zorluklar yaşanmaktadır. Kateterin enfekte olması, kısalması, kopması gibi sorunlar görülür. Çocuk büyüdükçe yeniden ameliyat yapılması gerekir. Bu sebeple 10-15 kere ameliyat olmak durumunda kalan çocuklar vardır. Ancak erişkin yaşa geldikten sonra her şey stabil hale gelir. Şantta tıkanıklık ya da enfeksiyon olmadığı sürece yeni bir ameliyat gerekli olmaz.
Ameliyat olan hastalar genellikle ömür boyu şanta ihtiyaç duyar. Bu nedenle çıkarılması tavsiye edilmez. Şant kişinin normal yaşantısını sürdürmesine yardımcı olur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Selçuk Peker Beyin Ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)