Hipospadias
Yazar Ali Avanoğlu • 7 Ocak 2019 • Yorumlar:
Hipospadias bir doğuştan penis anomalisidir. Tüm doğumsal anomaliler içerisinde en sık olanlardan birisidir. istatistik bilgisi kesin olmasa da, ülkemizde, muhtemelen her yıl 20.000 ila 58.000 yeni hipospadiaslı oğlan bebek doğmaktadır. Nedeni tam olarak ortaya konamamış bu anomalinin dünyada görülme sıklığının her geçen yıl arttığı bilinmektedir. Eski yıllarda yalnız ağır hipospadiaslıların ameliyatları yapılmaktayken, ilerleyen teknikler ve bilgi birikimi sayesinde her yıl bir öncekinden daha fazla sayıda hipospadias ameliyatla düzeltilmektedir.
Hipospadiasın üç temel özelliği vardır:
- Dış idrar yolunun deliği (urethral meatus) penis başının (glans penis) tepesine değil, penis başının veya gövdesinin altına açılır.
- Sünnet derisi (preputium) yarımdır ve kukuleta biçiminde penis başını sırttan örter. Ancak dış idrar deliğinin bulunduğu penisin alt kısmında hiç sünnet derisi yoktur.
- Değişik derecelerde penis eğriliği mevcuttur. Bu eğrilik penisin altına, vücudun aşağısına doğrudur. Ağır olgularda oğlan ayakta işeyemez, klozete oturması gerekir.
Hipospadias cerrahisinin planlanmasının en önemli aşamalarından biri hastanın muayenesi ile hipospadiasın derecelendirilmesidir. Dış idrar deliği penisin tepesinden ne kadar uzakta ise genellikle penisteki eğrilik de o kadar fazladır. Dış idrar yolu ağzının yerine göre hipospadias hafif veya ağır diye sınıflandırılır. Ağır olgularda biz iki aşamalı operasyon önermekteyiz. İlk ameliyatta penisteki eğrilik düzeltilerek penis altına sünnet derisinden yama yapılır. Altı ay sonra bu yama tüp şekline dönüştürülerek penis gövdesine yerleştirilir. Böylece idarr deliği penis başına getirilmiş olur.
Hafif hipospadias ise genellikle tek operasyonla onarılabilir. Bu olgularda hefif dereceli eğrilikler, idrar yolu yapımı sırasında düzeltilebilirler.
Olgu ister hafif ister ağır olsun, en sık görülen cerrahi komplikasyon üretral fistüldür (urethral fistula).Fistül başarılı bir ameliyattan sonra, oğlanın penis tepesinden fışkırtarak işerken penis altındaki dikiş hattından, farklı bir delikten (fistula) idrar kaçırmasıdır. Hafif hipospadiasta ve küçük yaşta ameliyat olanlarda fistül görülme oranları %5-6 iken, ağır hipospadiasta, ve büyük yaşlarda fistül oranı %25 civarındadır. Ayrıca daha önce başarısız hipospadias ameliyatı geçirenlerde de fistül olasılığı yüksektir. Fistüllerin bir kısmı zamanla kapanabilmekle beraber, çoğunluğu ancak yeni bir ameliyatla düzeltilebilir. Kural olarak her ameliyatın arasında en az 6 ay olması gözetilir.
Fistül oluşmasının engellenebilmesi için hipospadias ameliyatlarında bazı temel önlemler alınmaktadır. Ameliyatlar genellikle çok ince dikiş materyalleri ile gerçekleştirilir. Bu nedenle ameliyatlar mercek altında gerçekleştirilir. Ayrıca yeni oluşturulan dış idrar yolunun idrardan korunması amacıyla ameliyattan sonra ortalama 7 gün hasta idrar sondası ile kalır. İdrar sondası dış idrar yolundan mesaneye yerleştirilen bir borudur. İdrar bu borunun içinden dışarıya akarken yeni idrar yolunu oluşturan ince dikiş materyalleri idrarın kötücül etkisinden korunmuş olur.
Bebeklik döneminde hipospadiasın bir diğer özelliği de bebeğin bezli olmasıdır. Bu durumda idrar sondası bebek bezinin içine serbest olarak bırakılır ve anne bir hafta boyunca bebeğin alt bezini değiştirmek dışında özel bir bakım yapmak zorunda kalmaz.
Hipospadias ameliyatları günübirlik ameliyatlardır. Yani bebek genel anestezi altında yapılan birkaç saatlik bir ameliyattan sonra, hastanede bir kaç saat tutulduktan sonra eve gönderilir. Genellikle penis üzerinde, ameliyat yerini korumak için bir sargı mevcuttur. Bu sargı 5 gün sonra açılır, genellikle 7. gün de sondası çekilir. Bir kaç hafta sonraki ilk kontrolde hasta fistülsüz iyileştiyse, ergenlik döneminde hastayı bir kez daha görmek istiyoruz.