İçimizdeki Ebeveyn
Yazar Eda Yılmaz • Psikolog • 7 Temmuz 2020 • Yorumlar:
İçimizdeki çocuk –mutlu çocuk modu- eğlenmek için, kendiliğinden ve otantik bir yolla harekete geçebilecekken eleştirici, cezalandırıcı ya da talepkar bir ses duyuluyor:
“Bu zamana kadar neyi becerebildin ki?” “İşe yaramazsın.” “Hiçbir şeyi hak etmiyorsun.” “Seni kim ne yapsın?” “Sevilmeye değer değilsin.” “Bencil olma, önce diğer insanları düşünmelisin.” “Her zaman ahlaklı olmalısın.”
İç sesimiz diye adlandırıyoruz bu sesi ama öncelikle anlamak gerek; bu cümleler tanıdık geliyor mu bir yerden? Sonrasında da ayrıştırmak gerek; bu eleştirel, cezalandırıcı ve talepkar ses bizim sesimiz mi, ebeveynimizin sesi mi?
İçe Alma
Geştalt kuramının bakış açısına göre; çevreden gelen mesajların özümsenmeden ve sindirilmeden olduğu gibi kabul edilmesiyle içe alma gerçekleşir. Aileden ve çevreden kendisine sunulan her şeyi doğru kabul ederek içine alan çocuk, içe aldığı mesajlarla kendini ve ilişkilerini anlamlandırmaya başlar (Daş, 2014). Anne-babanın verdiği mesajlar öğretici ve hayatımızı kolaylaştırıcı mesajlar olabildiği gibi zarar verici ve uyum bozucu da olabilir. Örneğin; kişi “Karşısındaki insanı üzen insan kötü bir insandır.” gibi bir mesajı içe almış ise diğer insanları üzmemek için elinden geleni yapacaktır, buna rağmen karşısındaki kişi en ufak bir şeye kırıldığında ise suçluluk ve utanç duygusuyla baş başa kalacaktır. İçe alınan mesajlar sebebiyle kişi ihtiyaçlarını karşılayamaz, isteklerini bastırmış olur ve bu ihtiyaç ve istekler tamamlanmamış işler olarak kalırlar (Daş, 2014). Perls ve arkadaşları (1951; akt: Daş, 2014), bir işin tamamlanmasını engelleyen içe almaların kişinin yaşam enerjisini ve heyecanını azalttığından bahsetmişlerdir. Kişi, kendi isteklerini gerçekleştirmek adına bulunduğu her teşebbüste o sesi duyar: “Karşısındaki insanı üzen insan kötü bir insandır.” ve özgürlüğü kısıtlanır, spontanlığı ortadan kaybolur.
Uyum Bozucu Ebeveyn Modları
Şema terapinin mod yaklaşımına göre; erken dönemde çocuğa yeterince sevilebilir ya da akıllı olmadığı yönünde verilen, çocuğun baskı altında ve reddedilmiş hissetmesine sebep olan mesajlar uyum bozucu ebeveyn modlarını oluşturur. “Birey kendini makul olmayan ve ağır bir baskı altına sokuyorsa, kendi ihtiyaçlarına izin vermiyorsa, kendi duygularını saçma buluyor veya kendini, bu ihtiyaç ve duyguları onaylamayan durumlar yüzünden değersizleştiriyorsa, aslında söz konusu olan uyum bozucu ebeveyn modlarıdır” (Jacob ve ark., 2014).
Talepkar ebeveyn modu, başarısızlık ve suçluluk duygularıyla ilgili olabilir. Başarısızlık duyguları içeren talepkar ebeveyn modu kişinin kendisinden aşırı taleplerde bulunması ile ilgilidir, mükemmeliyetçi anne-baba bu modun temelini oluşturuyor olabilir. İş ve okul başarısı, dış görünüş ve kilo ile ilgili talepler örnek olarak verilebilir. Suçluluk duyguları içeren talepkar ebeveyn modu ise kişinin nasıl hissetmesi gerektiğiyle ilgilidir. Bu moda sahip kişiler iyi bir insan olmaları gerektiğine inanan, diğer insanların mutluluklarından sorumlu olduklarını düşünen kişilerdir.
Cezalandırıcı ebeveyn modu; kişinin kendisini değersizleştirmesi ile ilgilidir. Erken dönemde cezalandırılmış, alay edilmiş ya da istismar edilmiş çocuklar, sonraki dönemlerde yaptıkları en küçük hataları kabul edilemez olarak görebilir ve cezalandırılmayı hak ettiklerini düşünebilirler (Jacob ve ark., 2014).
Sağlıklı Yetişkin Modu ve Mutlu Çocuk Modu
Sağlıklı yetişkin modu ise; durumları, anlaşmazlıkları, ilişkileri gerçekçi bir şekilde değerlendirebilme, duyguları düzenleyebilme, kendi istekleri ve başkalarının istekleri arasında denge sağlayabilme, görev ve sorumluluklarını yerine getirme, sorunlara yapıcı çözümler arama, merak, keşif ve eğlenceye ilgi duyma olarak tanımlanabilir (Jacobs ve ark., 2014). Sağlıklı yetişkin küçük olumsuzlukları gözünde büyütmez çünkü bilir ki bu dünyanın sonu değildir. Gerektiğinde bir şeyden vazgeçebilir ve bırakabilir ki bu kesinlikle boyun eğici bir tutum değildir. Sağlıklı yetişkin; mutlu, özgür ve kendisiyle barış içindedir.
Mutlu çocuk modu; eğlence, neşe, kendiliğindenlik, spontanlık, canlılık ve otantiklik içerir (Jacobs ve ark., 2014). Mutlu çocuk modu kısaca oyun oynayan çocuk olarak tarif edilebilir. Sevildiğini ve onaylandığını hisseden, keyifli, huzurlu, güvenli ve canlı hisseden çocuk, mutlu çocuktur.
Mutlu çocuk modu ve sağlıklı yetişkin modu birçok yandan birbirine benzer ve bu modlardan birine sahip olan kişide genellikle diğer mod güçlü bir şekilde bulunur. Cezalandırıcı ve talepkar ebeveyn modlarının seslerini kısmak, sağlıklı yetişkin ve mutlu çocuk modunun güçlendirilmesiyle mümkün olur. Sağlıklı yetişkin modu; çocuğun incinmiş taraflarını teselli ederken, şımarık tarafına sınır koyar ve mutlu, eğlenen, spontan tarafını güçlendirir. Diğer bir yandan da uyum bozucu ebeveyn modlarıyla rasyonel bir şekilde pazarlık eder çünkü ebeveyn modları çok uzun zamandır kişiye hakim olduğu için haklı oldukları yanılgısına kolaylıkla düşülebilir. Sağlıklı yetişkin, ebeveyn modlarının haksız olduğuna dair kanıtlar bularak ona karşı çıkar ve kendisine iyi gelmeyen, reddedici, eleştirici, talepkar, cezalandırıcı mesajlar yerine daha sağlıklı mesajlar koyar (Jacobs ve ark., 2014).
Bırak Üzülsünler
Özge Samancı, Türkiye’de büyümeyi anlattığı “Bırak Üzülsünler” adlı otobiyografik grafik romanının sonunda ebeveyn sesinin kısılmasından bahseder. Üniversiteden mezun olduğunda iki arkadaşı ona sanatçı olabileceğini söylerken o, “Matematik okudum. Sokaklar milyonlarca yetenekli güzel sanatlar mezunuyla dolu. Benim dandirik çizimlerime kim ne diye baksın?” diye cevap verir. Arkadaşı ise bu sesin ona değil babasına ait olduğunu, babasının kötümser sesini kısabileceğini anlatır. Özge’ye babasının sesini kısmak kabul edilemez bir şey gibi gelir, “Yok, susturamam. Babamı seviyorum!”. Ebeveynin eleştirel, cezalandırıcı ve kötümser sesini kısmak onu yok saydığımız ya da sevmediğimiz anlamına gelmez. Ebeveynimizle olan ilişkimiz tümüyle iyi ya da tümüyle kötü değildir, bize iyi gelmeyen taraflar olduğu gibi iyi gelen taraflar da vardır. Bizi destekleyen ebeveyn sesini açarken, eleştiren ya da cezalandıran sesi kısabiliriz. Bizi destekleyen ses sağlıklı yetişkin modumuzu güçlendirir. Bazen de sağlıklı sesi kendi kendimize çıkarmak, kendimizi desteklemek, kendimize ebeveyn olmak ihtiyacımıza yönelik hareket etmemizi sağlar. Eleştirici, cezalandırıcı ve talepkar ebeveyn sesini kısıp sağlıklı yetişkin sesini çıkarmaya başladığımızda içimizdeki mutlu çocuk harekete geçer, spontan ve otantik bir biçimde eğlenmeye başlar. Böylelikle özgür, mutlu ve barış içerisinde oluruz.
“Sevdiğim insanların beklentilerine uymasa da sevdiğim şeyi yapacaktım.
Haydi gel, akıntıya karşı yüzelim!
Bırak üzülsünler.”