İdiyopatik Skolyoz
Yazar Aslıhan Kuşvuran • 7 Haziran 2024 • Yorumlar:
Skolyoz, omurganın en sık görülen kompleks bir deformitesidir. Skolyoz deformitesi toraks (göğüs kafesi), gövde ve omurganın torsiyonel deformitelerinin bir arada görülebildiği üç boyutlu bir deformitedir. Skolyoz genel olarak ‘yapısal’ ve ‘yapısal olmayan’ skolyoz diye ikiye ayrılır. Nedeni bilinmeyen, hasta öyküsü, klinik ve radyolojik olarak herhangi bir spesifik neden ile ilişkilendirilemeyen skolyoz “idiyopatik skolyoz” olarak adlandırılır. İdiyopatik skolyoz‘a genel olarak nedeni saptanamayan skolyoz da denir. Yapısal skolyozların yaklaşık %80’ini bu grup yani idiyopatik skolyoz grubu oluşturmaktadır. İdiyopatik skolyoz bir dışlama tanısıdır.Yani skolyozun nedeni doğuştan, romatizmal, nöromüsküler, metabolik veya tümöral bir nedene bağlanmamış skolyoz çeşididir. Bu tanı ancak öykü, klinik ve radyolojik bulgular sonucunda skolyozun nedeni hakkında net kanıt sağlamadığında konulabilmektedir. İdiyopatik skolyozun nedeninin henüz tam olarak ortaya konamaması nedeni ile bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Birçok neden ortaya atılmakla birlikte nedeni henüz bilinmemektedir. Bunlara ek olarak, sıklıkla bir ailenin birden çok üyesinde idiyopatik skolyoz görülmesi hastalığın nedenleri arasında genetik faktörlerin de var olduğunu güçlü bir şekilde destekleyen multifaktöriyel bir hastalık olduğu söylenebilir.
İdiyopatik skolyoz, ilk fark edildiği yaşa göre infantil (0-3 yaş), jüvenil (3-9yaş) ve adölesan (10-18yaş) olarak sınıflandırılır. Dördüncü bir kategori adölesan idiyopatik skolyoz (AİS)’un bir devamı veya dejeneratif değişiklikler veya diğer sebeplerden dolayı denovo (kendiliğinden) olarak gelişim gösterebilen erişkin (18 yaş sonrası) oluşan skolyozdur.
Günümüzde 10 yaşından önce başladığı saptanan skolyoz için “erken başlangıçlı skolyoz”, 10 yaşından sonra saptanan skolyoz içinse “geç başlangıçlı skolyoz” terminolojisi kullanılmaktadır. Erken başlangıçlı skolyoz kavramı infantil ve juvenil dönemde saptanan tüm yapısal bozuklukla ilişkili skolyozları kapsarken, geç başlangıçlı skolyoz AİS ve erişkin skolyozu kapsamaktadır. İdiyopatik skolyoz ayrıca eğriliğin şiddetine ve eğriliğin bulunduğu yere göre de sınıflandırılır.
İdiyopatik skolyozlu çocuklar genellikle diğer yönlerden sağlıklı çocuklardır. En çok görüldüğü yaş grubu olan ergen çocuklarda vücutta duruş ve şekil bozukluklarına neden olur. Bu yaş grubu çocuklar ergenlikten dolayı vücutlarındaki doğal gelişim nedenleri ile ailelerinden vüvutlarını sakladıkları için hafif ve orta dereceli eğrilikli çocuklar kolaylıkla gözden kaçabilir. Genelllikle başka bir nedenle doktora başvurduklarında ya da okuldaki beden eğitimi öğretmenleri tarafından farkedilebilirler.
Skolyozlu bireylerin ve çocukların ailelerinin en çok sorduğu sorulardan birisi de skolyozun ilerleyip ilerlemeyeceğidir. İdiyopatik skolyozda eğriliğin doğal seyri konusunda bilgilerimiz yetersiz olsa da ‘Adölesan idiyopatik skolyozlu’ ergenler için bu soruya birkaç faktörü göz önünde bulundurup yaklaşık bir cevap verebiliriz ve tedaviye de bu faktörlere göre karar veririz. Hastanın tanı anındaki; yaşı ne kadar küçükse, eğrilik derecesi ne kadar fazla ise, kızlarda menarş (ay hali olmamışsa), kemik yaşı ne kadar küçükse eğriliğin ilerleme riskinin yüksek olacağı söylenebilir. Kızlarda menarş yaşı büyüme ve eğrilik tahmini için genelllikle kaba bir kılavuz olarak kullanılmaktadır.Genel olarak ergenliğin büyüme atağının menarşın başlamasıyla sona erdiği ve menarştan iki yıl sonra eğrlik ilerlemesinin belirgin derecede azaldığı kabul edilmektedir.Kemik yaşını değerlendirmek için çeşitli radyolojik kriterlere bakılmaktadır. Kemik yaşının belirlenmesi bize skolyozlu ergenin daha ne kadar büyüme potansiyeli olduğunu ve dolayısıyla ilerleme riski açısından fikir sağlar. Sıklıkla hızlı büyüme dönemleri olan 6-24 ay, 5-8 yaş ve 11-14. yaş aralıklarında eğriliğin hızlı ilerlediği görülmektedir. En hızlı ilerleme adölesan (ergenlik) dönem başında olmaktadır. AİS’te progresyonu etkileyen en önemli parametreler tanı anındaki eğriliğin derecesi ve skolyozun tanı aldığı yaş olarak belirlenmiştir. Skolyotik eğrliği 20°yi aşan ve kemik gelişimini tamamlamamış adölesanlarda ilerleme olasılığı yaklaşık %70 veya daha yüksek olabilmektedir. Büyümesi tamamlanmış bireylerde, 30°nin altındaki skolyotik eğriliklerde ilerleme riski azken, 30°’nin üzerindeki eğriliklerin yılda yaklaşık 1° ilerleme riski vardır.
Sonuç olarak asemptomatik doğası gereği yani vücutta kendini şekil bozukluğu dışında çok az bir kısmında ağrı olması dışında hafif ve orta dereceli skolyozlar kolaylıkla gözden kaçabilir. Bu nedenle riskli yaş grubunda bulunan kızlarda; genelllikle 10 ve 12. yaşta iki kez,erkeklerde 13.yaşta bir kez adölesanların taranması erken tanı, ilerleme riskinin önlenmesi ve doğal seyrin değiştirilmesi açısından kontrol edilmesi ve taranması önemlidir. Skolyozun tanı, klinik ve radyolojik değerlendirmesi ve tedavisi konularını ilerleyen yazılarımda konu alacağım.
Dr.Aslıhan Kuşvuran