İDRAR KAÇIRMA
Yazar Tamer Gültekin • 23 Haziran 2016 • Yorumlar:
Böbreklerden yaklaşık olarak günde 180 litre kan süzülmekte ve ortalama 1,5 litre idrar çıkmaktadır. Bu çıkan idrar, karın alt kısmında pelvis dediğimiz bölgede bulunan mesane yani idrar torbası içinde toplanıyor. Uygun zamanda kişi isteyince mesanede bulunan idrar üretra denilen kanalla isteğe bağlı olarak dışarıya atılıyor.
Normalde çok basit görünen ve herkezin hergün yaptığı bu işlem bir takım mekanizmaların düzgün işlemesi ile sorunsuz olarak devam ediyor.
İdrar yapmak beyinden başlayan omurilikten devam eden mesane ve üretra ile koordineli olarak yapılan kompleks bir işlemdir. Bu saydığımız organlardan herhangi birinde gelişen herhangi bir problem, idrar yapma veya idrarı tutma işlevini sekteye uğratır.
İdrar kaçırmanın dünyada görülme sıklığına baktığınızda batı toplumlarında % 15 ile %55 arasında değişmektedir. Türkiyede bu oranın yaklaşık %45-50 civarında olduğu tahmin ediliyor. Düzgün istatisksel veriler olmadığı için net bir oran vermek zor. Ayrıca idrar kaçırma sorunu olan kadınların tamamı bir sağlık merkezinede başvurmuyor ne yazıkki. Bu rahatsızlıkta doktora başvurma oranı ¼ yani idrar kaçıran 4 kadından 1 tanesi hekime gidiyor. Sanıyorum kadınlar bu konudan utanıyor ve çekiniyorlar bu nedenlede herhangi bir sağlık kuruluşuna baş vurmuyorlar.
Tabi burda sorunun sosyal ve psikolojik yönleride ortaya çıkıyor. Kadınlar idrar kaçırma nedeniyle sosyal ortamlardan kaçıyorlar hatta evden çıkamaz hale geliyorlar. Geçici önlemlere başvuruyorlar ped kullanımı bez kullanımı gibi. Düşünün bir ziyarete gittiniz ve orda böyle bir durum yaşadınız kendinizi kötü hissedesiniz ve birdaha evden dışarı çıkamazsınız. Sonuçta idrar kaçırma problemi nedeniyle anti sosyal bir yaşantı gelişiyor buda depresyona zemin hazırlıyor.
Toplumumuzda halen bu sorunun kader olduğunu düşünen ve herhangi bir tedavisi olamadığını düşünen kadınlarımız var. Aslında durum böyle değil kaderle ilgisi yok ve tedaviside mümkün.
İdrar kaçırmanın nedenleri nelerdir.
İdrar kaçırmaya neden olan birçok risk faktörü vardır. Bulardan birincisi yaş tır. İdrar kaçırmanın görülme sıklığı yirmili yaşların ortasında yani yaklaşık 25 yaşlarında başlar menopoz sonrası döneme kadar artarak gider. Çalışmalara göre 20-40 yaş arasında %10 civarında 40-60 yaş arasında %20 civarında 60-80 yaş arasında ise %40 civarlarındadır. Yaşla birlikte alt üriner sistem dediğimiz bölge yani mesane ve üretranın bulunduğu bölgede bir takım yapısal değişiklikler oluşmaktadır. Bu bölgede yer alan kaslar ve bağlar gevşemekte stres üriner inkontinans oluşturmaktadır. Mesane duvarında bulunan detrüsör dediğimiz idrar yapmamızı sağlayan kas istemsiz olarak aktif hale gelmekte ve bu durumda urge inkontinans oluşmaktadır. Total mesane kapasitesi azalmaktadır. Bu gibi nedenlerden ötürü yaş idrar kaçırmada önemli bir risk faktörüdür.
Irk ayrı bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Beyaz ırkta daha sık görülen bir durumdur idrar kaçırma.
Obezite en önemli risk faktörlerinden biridir. Her türlü sağlık sorununa zemin hazırladığı gibi idrar kaçırmadada önemli bir predispozan faktör olarak karşımaza çıkmaktadır. Özellikle badimex indexi 25 in üzerinde olan kadınlarda idrar kaçırma sıklığı artmaktadır. Yapılan çalışmalarda fazla kilolu veya obez kadınlarda yaşam tarzı değişikliği ve efektif kilo verme sonucunda idrar kaçırma sıklığında azalma olduğu tespit edilmiştir.
Menopoz ayrıca bir risk faktörüdür. Kadında östrojen düzeyinin azalması ürogenital atrofiye neden olmaktadır. Bu durum idrar kaçırmaya zemin hazırlamaktadır.
Doğum ve gebelik bir çok çalışma doğum yapmamış kadınlarla karşılaştırıldığında doğum yapmış kadınlarda idrar kaçırma sıklığının daha fazla olduğunu göstermiştir. Doğumun inkontinans üzerindeki etkisi, pelvik kaslara ve bağ dokusu bağlantılarında doğrudan oluşan yaralanmalardan kaynaklanmaktadır. Ayrıca travma yada gerilmeye bağlı sinir hasarı pelvik kas disfonksiyonuna neden olabilir. Özellikle 4000 gramın üzerindeki doğum yapmış kadınlarda idrar kaçırma riski artmıştır.
Ailesel yatkınlık
Çalışmalar idrar kaçırması olan kadınların kız kardeşlerinde ve kız çocuklarında idrar kaçırma riskinin arttığını göstermektedir.
Sigara Sigara tüm hastalıklarda olduğu gibi burdada karşımıza çıkıyor. Sigara içen bir kadında idrar kaçırma riski sigara içmeyen bir kadına göre 2-3 kat artmıştır. (sigara kollajen sentezini baskılar)
Kronik hastalıklar
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan 60 yaşından büyük kadınlarda üriner inkontinans riskinin belirgin şekilde arttığı gösterilmiştir.
Astım, Kabızlık, Diabet ,Kas hastalıkları, Omurilik travmaları vs
TİPLERİ
İdrar kaçırmanın 4 tipi mevcuttur.
Birincisi stres üriner inkontinans dediğimiz tiptir. Burda özellikle karın içi basıncı arttıran, öksürme hapşurma, gülme, ağır kaldırma ve egzersiz sırasında oluşan idrar kaçırma mevcuttur. İdrar kaçıran hastaların yaklaşık %50 si bu tiptir. Mesaneyi destekleyen pelvik taban kasları ve fasyasının zayıflaması sonucu gelişen idrar kaçırma tipidir. Tedavisi daha sonra anlatacağımız cerrahi ve lazerle yapılmaktadır.
2. tip idrar kaçırma şekli urge inkontinans dediğimiz sıkışma tipi idrar kaçırma şeklidir. Burda hastada ani sıkışma hissi ile birlikte acil şekilde idrarara çıkma isteği oluşur ve hasta genelde tuvalete yetişemeden idrar kaçırır. Burda asıl problem mesane kaslarının aşırı aktif ve duyarlı olmasından kaynaklanır. Bir kadın gün içinde ortalama 4-8 kez idrara gider daha fazla idrara gidiyorsa bu durumdan şüphelenmek gerekir. İdrar kaçıran hastaların yaklaşık % 30 u bu şekilde idrar kaçırmaktadır. Tedavisi medikal tedavi ile yapılmaktadır.
3. tip idrar kaçırma şekli mixt inkontinans dediğimiz stres üriner inkontinans ve urge inkontinansın bir arada bulunduğu idrar kaçırma şeklidir. İdrar kaçıran hastaların yaklaşık % 20 si bu şekildedir. Burda tedavi medikal cerrahi ve lazerle kombine bir şekilde yapılır.
4. tip idrar kaçırma şekli overflow inkontinans dediğimiz taşma tipi inkontinanstır. Burda mesane kapasitesinin üzerinde idrar biriktiğinde idrar yapma zorluğu hissetmeden küçük miktarlarda idrar kaçırmaları gerçekleşir. Burda temelde yatan problemler diabet, omurilik yaralanmaları ve multıbl skleroz gibi nörolojik hadiselerdir.