İki Uçlu Bozuklukta Manik Dönemin Romantik İlişkilere Yansıması
Yazar Ezgi Sarışen • Psikolog • 28 Temmuz 2021 • Yorumlar:
İki uçlu duygudurum bozukluğu tekrarlayan depresif, manik ya da karma doğadaki hastalık dönemleri ve arada belirtisiz dönemlerin olduğu kronik bir beyin hastalığıdır. IDDB-I ve IDDB-II olarak ayrılır. Aralarındaki tek fark da kişinin tam olarak bir manik dönem yaşayıp yaşamamasıdır. Eğer kişi en az bir kez tam bir manik dönem yaşıyorsa IDDB-I tanısını alır.
Manik dönemde kişi ani bir yükselme yaşar ve aşırı neşeli, mutlu, iyimser olur. Manik dönemin bazı semptomları var. Bu semptomlar kişilerin sosyal, aile, iş veya okul hayatlarında sorunlar yaşamalarına neden olabilir. Manik dönemdeki birinin semptomlarını şu şekilde sıralayabiliriz: Dikkat dağınıklığı, patavatsızlık, kendine aşırı güvenme, düşünce uçuşması, aktivitede artış, uyku bozuklukları, aşırı konuşma. Bu semptomlar, kişilerin romantik ilişkilerini nasıl etkileyebilir ?
Distraktibilite diye de geçebilen dikkat dağınıklığı, kişinin önemsiz ya da ilgisiz bir uyarana kolaylıkla çekilebilmesi olarak yorumlanır. Dikkati kolay dağılan kişiler ilişkilerindeki bir çok önemli olayı veya detayı atlayabilir bu yüzden karşı tarafa önem vermiyormuş gibi hissettirebilir. Yapılan çalışmalara göre, ilişkide önemli detayların unutulması veya atlanması kişinin güvenini zedeleyebilme ihtimali olarak görülmüştür.
Bem ve McConnell (1970) tarafından yapılan çalışmaya göre kişilerin kendilerine duyduğu aşırı güven, kişiler arası romantik ilişkilerde fazla özgüven olarak algılanıyor ve karşı tarafı aşağılama, kendini üstün görme olarak da ortaya çıkabiliyor. Buna göre kişiler manik dönemde kendilerine duygukları aşırı özgüvenden dolayı karşı tarafı aşağılar, küçümser ve şişirilmiş bir özgüven ile hareket ederse ilişkisi bu noktada bozulabilir.
IDDB’ye sahip kişilerin kafalarında bir çok düşünce birden ya da hızlı şekilde geçebilir. Düşünce uçuşması olan kişilerde bir konuda sabit kalamadıklarından, konudan konuya atlamalarından ötürü arkadaşlık ve romantik ilişkileri zarar görebilir (Akiskal ve ark, 2000). Bir kelimeden başka bir kelime çağrışım yaptığı için bir konuda uzun süre konuşamayabilirler. Doğal olarak ilişkileri zarar görebilir.
Bu kişiler aynı zamanda gündelik aktivitelerinde artış gösterirler. Manik dönemde kişiler, çok farklı bir aktivite yapmak için hiç düşünmeden şuanki işlerini bırakabilirler. Yani çok dürtüsel karar verirler (Ball ve ark., 1993). Bu durum da işlerini hiç düşünmeden değiştirebilir veya bırakabilirler. Pişman olabilecekleri şeyler yapma ihtimalleri de artar denilebilir. Böylece, romantik ilişki yaşadığı kişi, onu bir orda bir burda görerek, yerinde duramadığını görerek, bu kadar kararsız ve dürtüsel bir insanla birlikte olmak istemediğini düşünebilir. Fakat bu iyi yönde, romantik ilişkide bulunduğu insanla farklı aktiviteler yaparak ilişkiye katkı da sağlayabilir.
Aşırı konuşmak, toplum tarafından sevilen bir özellik olarak görülmeyebilir çünkü çok konuşan insanlar genelde hep kendilerini anlatır, karşı tarafı konuşturmaz ve dinlemezler (Markus ve ark., 1985). Çok konuşmak, manik döneminde bir semptomu sayılır. Bu kişiler, romantik ilişkisindeki insanla beraber otururken eğer hep kendinden bahseder, kendi yaşantılarını ve hislerini anlatırsa tek taraflı bir paylaşım yapılmış olur. Bundan dolayı, ilişkide bulunduğu kişi tarafından bu her zaman hoş karşılanmayabilir. Romantik ilişkide, insanlar hem konuşmalı hem de dinlemelidir. Fakat eğer sadece bir tarafın hayatı konuşuluyorsa bu ilişkide problemlere yol açabilir.
Fazla enerjiye sahip olmak, uyku bozukluklarını da beraberinde getirebilir. Abdülkadiroğlu ve ark. (1997) tarafından yapılan çalışmaya göre uyku problemlerinin birçok türü incelenmiş ve bu kişilerde travma, hareketli yaşam, düzensiz beslenme faktörleri dikkat çekmiştir. Uyku bozukluğu olan bir kişi hayatını zamansal yönetmekte sıkıntı yaşayabilir, gündüzü gece gibi geceyi de gündüz gibi yaşamaya başlayabilir. Bu da yine romantik ilişkilerde kişilerin birbirine uyum sağlaması ve beraber faaliyetler yapabilmesi için zorlaştıran faktörlerden ssayılabilir.
Son olarak tüm bu saydığımız semptomlara bakarak kişilerin manik dönemde tecrübe ettiği şeylerin romantik ilişkisini olumsuz yönde etkileme olasılığı daha yüksektir diyebiliriz. Bir hayatı bu kadar uçlarda yaşamak romantik ilişki kurduğu insan için bu düzene hatta düzensizliğe alışmak zor olabilir. Genel olarak bipolar hastası birisi için hem manik hem de depresif dönemin kendine has zorlukları vardır. Bu zorluklar, onbun hayatını, aile, arkadaş, iş ve romantik ilişkisini olumsuz yönde etkileyebilir. Fakat romantik ilişki yaşadığı kişi bunların farkındaysa ve kişinin daha düzenli yaşaması için gereken davranışları gösterir, ona destek olursa asla sorunların üstesinden gelemeyeceğini de söyleyemeyiz.