İlişkilerde Çatışma Çözüm Becerileri
Yazar Murat Güneş • 27 Ocak 2023 • Yorumlar:
İlişkilerde çatışma son derece beklenen ve sağlıklı miktarda ve şekilde olduğu zaman ilişkiyi geliştiren bir durumdur. Çiftler ve insanlar isteklerdeki farklılık, kişilik farklılıkları, standart ve beklentilerdeki farklılıklar, iletişimsizlik ve iletişim farklılıkları gibi birçok sebep yüzünden çatışabilirler. İlişkilerde çiftlerin aynı fikir ve değerleri olduğu gibi farklı fikir ve değerleride olabilir. Mantıklı ve yapıcı çatışma ve çözüm bulma becerisi ilişkiyi sürdüren ve zenginlik katan unsurlardan bir tanesidir. Daha iyi iletişim kurmanın, karşı tarafın ne istediği ve duyguları konusunda net bir anlayış geliştirmenin ve ilişkiye haz verici bir şekilde devam etmeyi sağlar.
Çatışan hedefler, gerekçeler, ihtiyaçlar, ve bunları ifade etme şekilleri her ilişkide stres yaratabilir. Her ilişkide karşılaşıldığı gibi çatışmadan kaçınılıp her iki tarafında memnun olduğu bir çözüm bulunmadığı takdirde ilişkiyi oluşturan bağı zedeleyebilir.
Çatışma her zaman zarara sebep olmaz. İlişkide meydan okuma ve uzlaşamama bazen daha derin bir anlayış geliştirmenin daha iyi iletişim kurmanın ve bir hedefe doğru yol almanın önünü açar.
İlişkide çatışmanın ilişki sağlığını en çok etkilediği konu çözüm oluşturmaktır. Çeşitli anlaşmazlıklar ve fikir farklılıkları beklenen durumlar olsada bunların sağlıksız şekilde yönetilmesi ilişkide güven kaybına, yakınlığın zedelenmesine, ve ilişkiyi strese sokacak davranışların oluşmasına sebep olabilir. Çatışmanın ve çözüm stratejilerinin incinme ve dargınlık ile sonuçlanmamasına dikkat etmek gerekir.
Çözüm bulma becerisinin önüne geçen bazı durumlar vardır. Birinci durum çözümü bir tarafın onaylayıp diğer tarafın onaylamamasıdır. Bu sonuç bir taraf için istenen iken diğer taraf için istenmeyen olması ve incinmişlik, geri çekilme, kızgınlık ve öfke ile sonuçlanmasıdır. Bu durumda hislerin ileride başka antlaşmazliklara yol açması muhtemeldir.
Diğer durum ise sonucun her iki taraf içinde istenmeyen olmasıdır. Bu durumda tarafların inatçı olması, diğeri ile elde etmek istediğini edememesi konusunda rekabet etmesi, ve inatçılık geliştirmesi ve ortaya hiçbir şey koymaması ile sonuçlanır. Bu davranışlar ilişkide ki bağa zarar verir ve devam etmesi durumunda ilişkiyi zehirleyebilir.
Diğer durum ise her tarafında fedakarlık yaparak üzerinde antlaşma sağladıkları ve sonucun her iki tarafıda eşit derecede memnun ettiği bir çözümün bulunmasıdır. Çiftlerden hiçbiri yenilgi hissi duymaz ve zarar görmez. Çatışma ve çözüm bulma artmış güven duygusu ve pekişmiş bağ ile sonuçlanır.
Şüphesiz her iki tarafıda memnun eden çözüm bulma stratejisi ilişkide reddedilme, yalnızlık, başarısızlık duygularının ve başlayan olumsuz bir ivmenin önüne geçer.
İlişkide çatışma çözme girişimi farkında olmadan bazı unsurların etkisi altında kalır ve olumsuz etkilenir. Bunlara dikkat etmek gerekir.
İlk olarak çözüm bulma anından önce duyguları ve fizyolojiyi rahatlatmak gerekir. Çatışma çözümü anında öfke, çekilme, ve incinmişlik duyguları iletişimde suçlamanın, uygun olmayan isimler kullanmanın, üstün gelme çabasının, "Biz" yerine "Sen-Ben" dili kullanımının yani karşı tarafın savunma mekanizmalarını devreye sokmanın önünü açar. Buda aktif dinleme çabasının önünü keser. İkinci olarak her iki çiftte üstün gelen ve kazanan taraf olmak beklentisi yerine her iki tarafında kazanmasını isteyen bir duruş sergilemelidir. Bu her iki tarafında kazanımı için ortak bir çözüm için emek vermek ve fedakarlık etmek anlamına gelir. Motivasyonun önünü kapatmamak için değişime açık olmak gerekir.
İkinci olarak aktif dinleme geliştirmek gerekir. Her iki tarafda çözümün kendisi için ne olduğunu bilsede karşı tarafın ne istediğini anlamak onun duygularını anlamayı gerektirir. Bu bir güven duygusu, bağlılık duygusu, reddedilmişlik duygusu, ve içe çekilmişlik duygusu olabilir. Bunun için filtrelemeden, yargılamadan, olumsuz beklentiye girmeden dinlemek gerekir. Her iki tarafında kazanacağı bir çözüm önce anlama gerektirir.
Son olarak karşılıklı beyin fırtınası yapmak duygusal zehirlenmenin önünü keser ve her iki tarafıda memnun eden çözüm üretimi için bir iklim oluşturur. Durum hakkında umutlar, hedefler, ihtiyaçlar, endişeler hakkında fikir alışverişleri yapmak muhtemel çözümlerin önünü açar ve emek verildiği hissi oluşturur.