İlişkilerde Kaçınılması Gereken Davranışlar
Yazar Buse Naz Korkmaz • 20 Ekim 2023 • Yorumlar:
Çatışma ilişkilerde kaçınılmazdır. Bir ilişkide çatışmanın hiç olmaması ya da çok fazla olması o ilişkinin sağlıklı olup olmadığı anlamına gelmez. İlişki için önemli olan çiftlerin birbirine karşı davranışları ve çatışmayı yönetme biçimleridir. İlişkilerin zarar görmesine, tıkanmasına ve hatta bitmesine sebep olduğu düşünülen dört davranış biçimi 1999 yılında John Gottman tarafından ortaya konmuştur. Bu davranışlar; eleştiri, savunma, aşağılama ve duvar örmedir.
Genellikle istenmeyen bir durum olduğunda ya da işler kişiler için istedikleri gibi gitmediğinde çözüm karşıdaki kişiyi eleştirmekte bulunabiliyor. Çiftler şikayetçi oldukları durumları birbirlerinin karakterine hakaret edecek şekilde ifade ediyorlar. ‘Sen çok bencilsin’, ‘Sen her zaman böyle yapıyorsun’, ‘Çok dağınıksın’, ‘Sen düşüncesiz birisin’ şeklinde kurulan cümleler eleştiriye örnek olabilecek ifadelerdir. Eleştiride dikkat edilmesi gereken kişinin karakterine yönelik olumsuz bir eleştiri yapmak yerine rahatsız olunan davranışa vurgu yapmak ve bu davranışın hissettirdiklerini söylemektir.
Bir diğer hatalı davranış biçimi savunmadır. ‘Ben böyleyim’, ‘Beni böyle kabul et’, ‘Ben ne yaptım şimdi’ vb. savunma cümleleri ile sıkça karşılaşılır. Genellikle karşısındaki kişiden gelen eleştiriler sonucu kişi, farkında olmadan savunmaya geçer ve eleştiri ile savunma bir döngü halinde tekrarlanmaya başlar. Karşıdaki kişi şikayetlerini ifade ederken hemen gard alınıp söylediklerine karşı savunmaya geçildiği noktada ilişki tıkanır, gelişemez. Çünkü savunma bir çeşit ‘sorun bende değil sende’mesajı içermektedir. Savunma eleştiri karşısında ortaya çıksa da çatışmayı beslemekten başka bir faydası yoktur. Çiftlerin karşı tarafı dinlemeden, anlamaya çalışmadan sürekli kendilerini savunmaya çalışması onların ilişkide sorumluluktan kaçtıklarını gösterir. Şikayetçi olunan davranışa bahaneler bulmak, kendi davranışlarını rasyonelleştirmek, karşı taraf fikrini söylediğinde ‘sen bunu daha çok yapıyorsun’ deyip oku ona çevirmek, karşı tarafı dinlemeden direkt kendi fikrini söylemek savunma davranışları arasında yer alır. Bu davranışlar tartışmanın sorumluluğunun ve yükünün tamamen karşı tarafa bırakıldığını gösterir. Mutlu bir ilişki için çiftlerin tartışma esnasında kendi hatalarını fark edip bunun sorumluluğunu almaları ve tartışmanın çıkmasında her iki tarafın da payı olduğu bilincine varmaları gerekir. Çünkü hiçbir tartışma tek bir kişiden kaynaklanmaz.
Aşağılama en yaralayıcı olan davranışlardan birisidir. İlişkiye büyük zarar verir ve telafisi diğerlerine göre çok daha zordur. Duygusal istismarı içerir. Çiftlerden biri kendini diğerinden daha üstün görür ve karşısındakini küçük görerek fikirlerine değer vermez. Karşısındaki kişiyi iğneler, alay eder, mimik ve davranışlarıyla onu beğenmediğini gösterir. Çiftlerden biri ilişkide üstünlüğü eline aldıysa ve ilişkinin dinamiği bunun üzerine kurulduysa bu dinamiği değiştirmek zaman alır. ‘Yaptın en iyi şey yayılmak!’, ‘Bu kadar iş varken anca yatarsın zaten’ şeklinde ifadeler aşağılama davranışına örnek verilebilir. Aşağılama davranışından kaçınmak her iki taraf da birbirine karşı saygılı ve hoşgörülü davranmayı bırakmamalıdır. Ayrıca ilişki içerisinde birbirlerini takdir etmeleri ve övmeleri de ilişkilerini güçlendirecektir.
Son hatalı davranış ise duvar örme davranışıdır. Duvar örme, tartışma esnasında durumun harareti ile kişinin nabzının 90’ın üzerine çıkmasından kaynaklı vücudun verdiği fizyolojik bir reaksiyondur. Bu gibi durumlarda kişinin bilişsel işleyişi durur, sağlıklı düşünemez ve doğru muhakeme etme becerisini yitirir. Kişi kendisini durumdan soyutlar, karşısındaki kişinin söylediklerini dinlememeye başlar. Karşısındaki kişi şikayetlerini söylemeye ve tartışmaya devam ederken diğeri onu duymaz, cevap vermez ve başka şeyler düşünmeye başlar, hatta ortamı terk eder. Bu durum tartışmaya devam eden kişi tarafından kendisine saygı duyulmayıp bir birey olarak sayılmadığı şeklinde algılanabilir. Ayrıca tartışmaya devam eden kişi karşısında ona cevap veren, tartışan bir kişi bulamadığından uzunca bir süre öfkesini atamaz. İkinci bir durum da duvar ören kişinin ani nabız artışı ve sağlıklı düşünememeye başlaması sonucu hareketleri üzerindeki kontrolünü yitirmesi ve ağzına geleni söyleyip tartışmayı daha çok körüklemesidir. Çünkü kişi öfkesini kontrol edemeyebilir, saldırganlık davranışları artabilir ve sonradan telafisinin güç olduğu cümleler sarf edebilir.
Duvar örmek birçok kişi açısından çözüm gibi algılanabilir. Karşısındaki kişiyi kendi haline bırakmak, olay daha çok büyümesin diye susmayı tercih etmek daha iyi bir yolmuş gibi gelse de tartışmayı çözülemez bir noktaya getirebilir. Kontrollerini kaybeden ve tartışmayı çözmekten uzaklaştıklarını fark eden çiftler bu gibi durumlarda tartışmaya bir süre ara verebilir. Çünkü sakinleşip tekrar sağlıklı şekilde düşünmeye başladıklarında birbirlerini dinlemeleri ve çözüm yolları bulmaları kolaylaşacaktır.
Mahşerin dört atlısı olarak bilinen bu dört davranış, ilişki ve evliliklerin tükenmesine sebep olabiliyor. İlişki içinde bu davranışlardan kaçınmayı bilmek çiftler için daha sağlıklı ve mutlu bir beraberlik sağlayacaktır.