İlk Bağ
Yazar Gülçin Sanlı • Psikolog • 2 Şubat 2022 • Yorumlar:
“Ben kimseye bağlanamıyorum”, “ben herkese hemen bağlanıyorum”, “ait hissetmiyorum hiçbir yere” vb. gibi söylemleri duymuşsunuzdur veya üzerine o kadar çok dizi-film çekildi ki mutlaka izlemişsinizdir. Nedeni üzerine de az çok fikriniz vardır. “Bağlanma bozukluğu” diye bağırır bir çok kaynak. “Ben de bağlanma” bozukluğu var diye de espri yaparız hatta. Kulağa çok önemli gelmeyen bir kavram gibi geliyor fakat öyle derin bir mevzu ki “bağlanma” hayatımızın her alanını derinden etkiler. İş yaşantımızı, partnerimizle olan ilişkimizi, çocuklarımızla olan ilişkimizi, hayatta köklenmemizi, yaşayış şeklimizi, bedenimizi, kilo durumumuzu vb. alanı çok derinden etkiler. Bu kadar önemli mesele olan “bağlanma nasıl gelişiyor veya sağlıklı gelişemiyor” ona bakalım.
Bağlanmanın ilk basamakları henüz anne rahmine bile düşmeden gelişiyor aslında. Annemizin kendi annesi ile olan bağlanması nasılsa kendi yaralarını iyileştirmeden bizimle de öyle bağ kuracaktır. Daha sonraki kısım gebelik sürecini planlarken oluyor. Tabi ki planlıysa...Gebeliğe psikolojik hazırlık bu anlamda çok önemli. Bir bebeği arzulamak, onun zihinde tasarlamak, üzerine konuşmak, fiziksel ve psikolojik olarak hazırlık yapmak, benim yazarken sizin de okurken yüzünüzde hafif bir gülümse olmuştur illa ki.. Beden kayıtlarımız bütün bunları tek tek yazıyor ve bebekler bu beden kayıtlarının tam içine düşüyorlar. Biliyorlar dolayısıyla isteniyorlar mı? Arzulanıyorlar mı? Bekleniyorlar mı? Bağlanma süreci ilmek ilmek işlenmiş oluyor.
Sonra gebelik süreci geliyor. Bebek, annenin rahminde kısa bir süreliğine misafir. Bu misafir her şeyi duyuyor, hissediyor, fikir sahibi oluyor. Kalıcı olarak geleceği ortam hakkında, ebeveynleri hakkında çok önemli bilgiler ediniyor. Bu bilgiler bağlanma sürecine önemli katkılarda bulunuyor. Annenin bebeği ile sesli bir şekilde konuşması, ona seslenmesi bebek için öyle önemli bir detay ki.. Yabancı bir yerde misafirsiniz ve ev sahipleri sizinle sohbet ediyorsa, sizi arzuluyorsa, ortam güvenli ve keyifliyse onlarla sıcacık bağlar geliştirirsiniz. Anneniz gebelik boyunca sizinle hiç konuşmuyorsa, ortam güvensiz, sesler huzursuz, belki şiddet varsa korkar, o eve gelmek istemez, huzursuz olursunuz. Korkulu bir bağlanma oracıkta hemen gelişir.
Diğer önemli durum ise “doğum”... Doğum bir yolculuktur. Bebeğin evine yolculuğu, bebeğin ailesine yolculuk. Doğum bir şölendir, doğum yeryüzündeki en mucizevi olaydır. Acaba bu yolculuğumuz nasıl oluyor? Bu yolculukta bebeğe, anneye saygı duyuluyor mu? Bebeği bu yolculuğa çıkarken hissettikleri çok önemli. Ortamda nasıl bir hava var? Sesler nasıl? Mahremiyet var mı? Her memeli mahremiyet olan bir ortamda doğmak ve doğurulmak ister. Sevgi var mı bu yolcukta? Eve giden uçakta hostesler güler yüzlü mü? Yolcularla konuşuyor mu? Onlara güzel yiyecek-içecek ikram ediyor mu? Bebek için bu yolculuktaki bindiği için öyle önemli ki. Doğum ekibi nasıl? Güler yüzlü mü? Anneyi ve yolcu bebeği sevgi ile karşılıyor mu? Yolcu iner inmez annesiyle buluşturacak mı? Ne kadar büyük kaygılar, küçücük bir bebek için ve ne kadar önemli meseleler bebek için, bebeğin hayatta-annesiyle bağ kurması için.
Kurulamayan her bağ, güvenli bağlanamayan her bebek önce kendi için sonra toplum için derin bir yara...