İNSANLARIN YÜZDE 90'NINDAN FAZLASI BAŞ AĞRISI ÇEKİYOR

Yazar Feride Ün CandanNörolog • 13 Eylül 2017 • Yorumlar:

Migren, tarih öncesi çağlardan beri bilinmekte olan, sürekli olarak ve nöbetler halinde
baş ağrısı oluşturan bir hastalıktır. Birçok baş ağrısı çeşidi içerisinden migreni ayırmak önemli
olacaktır. Migrende baş ağrısı tipik olarak nöbetler halinde oluşur ve başlangıçta tedavi
edilmezse birkaç saat içerisinde en şiddetli halini alır, migren ağrıları 4-72 saat kadar devam
eder ve kendiliğinden biter.


Migren; Genel olarak iki gruba ayrılır. ‘Aura’lı dediğimiz ön belirtili migren ve aurasız
migren. Migrenlerin yalnızca yüzde 10’u auralıdır. Aura, ön belirtili migrende rastlanan
şikayetlerdir. Bu belirtilerin çoğu görmeyle ilgilidir. Hasta, parlak ışıklar, zigzag çizgiler
gördüğünü ya da görmenin bulanıklaştığını, bir alanda veya bir bölgede görme kaybı
olduğunu söyler. Ayrıca kolda, bacakta uyuşma, baş dönmesi, konuşmayla ilgili bozukluklar
da görülür. 20–30 dakika sürer ve ardından ağrı başlar.


Migrenin nedenlerinin en başında genetik faktörler gelir. Ailenizden birinde migren varsa
migren hastası olma olasılığınız % 40’tır. Hem annesi hem babası migren hastası olan bir kişi
ise %75 oranında migren şikâyetleri yaşayabilmektedir. Migren ağrısının nedenlerinden biri
de de hormonal değişimlerdir. Bu nedenle migren, en sık kadınlarda görülür. Kadınlarda
görülme sıklığı erkeklere göre 3 kat fazla olan migren atakları özellikle adet dönemlerinde
hormonal değişimden dolayı şiddetini artırabilir. Adet döneminde şiddetli baş ağrısının
çoğalmasını da migrene bağlayabiliriz.
Hava kirliliği, sigara dumanı, Parlak ışık veya titreyen ışık, Yüksek ve devamlı gürültü, Uçak
yolculukları, Doğum kontrol hapları ve sayamadığımız bir etken Migren’i tetiklemektedir.
Bunun dışında; Migreni tetikleyen faktörler arasında pek çok besin sorumlu tutulmaktadır.
Ancak, her hastada migren ağrısını arttıran yiyecek farklı olabilir. Önemli olan kişinin ağrısını
tetikleyen maddeyi kendisinin bulup, keşfetmesidir. 
Etkili bir baş ağrısı tedavisi için ilaçlar ve günlük yaşam rutininin değiştirilmesi çok
önemlidir.  Eğer günlük yaşamınızı migrene göre planlamazsanız sadece migren ilaçlarını
kullanmanız fayda sağlamayacaktır.
Günlük yaşamınızda; Stres ile başa çıkma yollarını öğrenmeye, alkolden kaçınmaya ve
dengeli uyumaya dikkat edin.

 

Atak-ağrı tedavisi nasıl yapılır?
Ağrı tedavisinde basit ağrı kesiciler, steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar,
ergotaminli ilaçlar ve triptanlar kullanılır. Ağrı kesici ve Ergotaminli ilaçlar sık kullanıldığı
takdirde ağrıyı sürekli yapar ve bazen daha ciddi yan etkilere yol açabilirler.
Atak sırasındaki bulantı ve kusma için de anti emetik grubu ilaçlar verilir. Ağrı kesiciler atağın
başında alınmalıdır. Emilimi hızlandırmak için de bulantıyı önleyici ilacın ağrı kesiciden önce
alınması gerekir. 


Koruyucu-önleyici tedavi nasıl yapılır?


Bir ay içinde atak sayısı üçü, dördü geçiyorsa o zaman sadece atak sırasında değil,
migren atağını önlemeye yönelik ilaçları da kullanmak gerekir. Kişi ayda, ya da 6 ayda bir kez
migren krizi geçiriyorsa uygulanmaz. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Bu amaçla kalp
ilaçları, depresyon ilaçları, epilepsi ilaçları kullanılmaktadır. Ağrı kesicilerin hergün alınması
sakıncalıdır.


İlaç dışında tedavi alternatifleri var mı?


1926 yılında migrenli bir hastanın tedavisi sırasında keşfedilen Nöralterapi tedavisi
dünyada ve 2008 yılından itibaren Türkiye’de de uygulanan bir yöntemdir. Nöralterapi; kısa
etkili lokalanesteziklerle yapılan bir iğne tedavisidir. Otonom sinir sisteminin yeniden
düzenlenmesi esasına dayanmaktadır. Komplikasyonu yok denecek kadar azdır ve hamileler
dahil tüm yaş gruplarına uygulanabilmektedir. Nöralterapi ve bütüncül yaklaşım migren
tedavi başarı şansını yükseltmiştir. Nöralterapi, migrenin derecesine bağlı olarak tetik nokta
enjeksiyonları, ganglion blokajları gibi kombine tedavilerle desteklenebilmektedir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)

Yazar