İnsülin Direncinin Etkisine Karşılık Spor

Yazar Ayşe GürbilekDiyetisyen • 2 Aralık 2017 • Yorumlar:

1921 de insülini bularak milyonlarca insanın tedavisini sağlayan Fredrick Bantip’in doğum yıldönümü
anısına her yıl 14 kasım tarihi diyabet günü olarak anılmaktadır.
Diyabet; pankreasımızda ki langerhans adacıklarından β hücre harabiyeti sonucu insülin hormonunun
salgılanmasının azalması yada hiç salgılanamaması neticesinde oluşan kandaki şeker seviyesinin
artmasıyla diyabet, halk dilinde şeker hastalığı olarak tanımlanmaktadır.
İnsülinin etki mekanizması ise karaciğer, kas ve yağ dokusu olmak üzere 3 ana hedef dokuya etki
eder. Kan şekerini karaciğer, kas ve beyin başta olmak üzere tüm dokulara taşıyıcı yardımıyla
ulaşmasını sağlamaktır. Doku ve organların içine taşıyıcı + insülin olarak girdikten sonra parçalanırlar
(yıkılırlar). Taşıyıcı her zaman yıkılmaz. Taşıyıcı kısmı genelde yüzeye geri dönerek tekrar kullanılır.
Ancak işler bazen yürümeyebilir… Vücudun yüksek insülin üretmesi neticesinde daha yoğun çalışma
başlatılır ve taşıyıcılar da bu hızdan nasibini alarak daha çok parçalanmaya maruz kalırlar. Sonuç
olarak taşıyıcı azaldığından insülinde doku ve organların içine taşınamayacaktır. Dışarıda artan insülin
seviyesi hiperinsülinemi – insülin direnci çıkmazını oluşturur. Kandaki şeker taşıyıcı azlığı neticesinde
insülin tarafından taşınamayacağından kanda şeker miktarı yükselir bu da hiperglisemiye yol açar.
İnsülin direncine bağlı olarak bel çevresi kalınlaşması, tansiyon artışı, ürik asit yükselmesi, kan yağ
dengesinin bozulması ile sonuç olarak diyabet, kalp damar rahatsızlıkları, metabolik sendrom, gut ve
hatta son yapılan çalışmalar neticesinde alzheimer da dahil olmak üzere bu hastalıklara davetiye
çıkarmaktadır.
Hiperinsüline neden olan gıdalar; başta şekerli gıdalar olmak üzere çok nişastalı, beyaz undan
yapılmış olan hamur işleri; pasta,börek,açma,poğaca,kek vb. , çok yağlı kızartmalı olanlar, gereğinden
fazla tüketmek enerji ihtiyaç dengesinin sağlanamaması sürekli hazır ve paketlenmiş ürünleri
tüketmek. Bu yapılan hataları ise alışkanlık haline getirmek tip2dm yol açacaktır.
Hareketsizlik, sedanter yaşam biçimi ve beslenme bozukluğu, uyku problemleri bu direnci
arttırmaktadır. Obezite ve azalan fiziksel aktivitenin insülin direncine yol açtığı bildirilmiştir.
Hareketsizlik ise en kötü bağımlılıktan daha tehlikelidir. Hareketin arttırılması taşıyıcıların yıkılmasını
azaltacağından insülin direncini kıracaktır.
6. ulusal sağlıklı yaşam sempozyumunda sunulan, son yapılan araştırmaya göre;
15-19 yaş arası bireyler en hareketsiz grubu oluşturmakta ve ülkemizde sadece fiziksel aktivite artsa
kronik hastalıklardan ölümlerde:
KVH’ da %9,3
Kolon kanserinde %11.5
Göğüs kanserinde %15
Tip 2 diyabette %16.6 bir azalma görüleceği yönündedir.
Vücudumuzun yaratılışı üzerine inceleyecek olursak eğer tüm kas ve kemik yapımız bize hareketsizliği
değil aksine hareketin egzersizin üzerine inşaa olduğumuzu göserir. Unutmayın egzersiz vücudumuz
için bir gereklilik bir sağlık bütünü bir ilaçtır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)