IŞKIN (RHEUM RİBES L.)

Yazar Ayşe GürbilekDiyetisyen • 24 Kasım 2017 • Yorumlar:

Doğu Anadolu Bölgesinin sıkça tükettiği bitki çeşidi olan Işkın (Rheum Ribes L. ) . Bu bitkiye yöre halkı
muz gibi soyularak yenilmesinden dolayı yayla muzu demişlerdir. Bitkinin mevsimi, yaprak sapları ve
gövdesi yıl içinde değişen sıcaklıklara ve yetiştiği yükseltiye göre Nisan, Mayıs ve Haziranın ilk
yarısında tomurcuk dönemini geçmeden toplanıp pazarlara getirilip satılmaktadır zira geçerse sapları
kartlaşarak liflenmekte ve yenilememektedir.
Geçmiş dönemlerde yöre halkı, Işkın (Rheum ribes L.) yapraklarını kurutmakta ve sigara kâğıdı olarak
kullanmaktaymış. Aynı zamanda geçmiş dönemlerde Hakkâri’de Işkın (Rheum ribes L.) yaprağından
mavi yün boyası elde edilir ve bazı kilimler bu boya ile boyanırmış.
Bitkinin %90-95 oranı sudur. Bitki üzerinde Ömer MUNZUROGLU vd. yapmış oldukları araştırmada
A,C, E ve selenyum vitaminleri incelenmiş bunun sonucunda bitkinin rakım düzeyi ne kadar çok
yüksek yerde yetişmesi ile o kadar çok vitamin değerine sahip olduğu bunun nedeninin ise bitkinin
kendisini koruma altına almasıdır. Sonuç olarak bitkinin C vitamini düzeyinin iyi kaynak olarak sayıldığı
selenyum miktarının yeterli düzeyde diğer E ve A vitaminlerini de ihtiva ettiği bulunmuştur.
Işkın sadece soyulup yenilmemektedir aynı zamanda yöre halkı pişirerek de tüketmedir bu nedenle
içerisinde bulunan C vitaminini koruyabilmek fazla kayba uğratmadan tüketmek önemlidir. Pişirme
esnasında bitkiyi fazla bekletmemek, kestikten sonra değil öncesinde yıkamak, pişirme suyunu
dökmemek ve çok pişirmemek gereklidir.
Işkın içerisinde bulunan C vitamini ile vücudu enfeksiyonlara karşı dayanıklı, kılcal kan damarlarının
daha kuvvetli, demirin emilimini arttırıcı olmakta antioksidan özelliği ile de oksijen radikallerine karşı
koruyucu etkiler yapmaktadır. İçerisinde bulunan diğer bileşenler sayesinde de vücutta oksitlenmeyi
yani oksijenin verdiği hasarı önlemektedir.
Işkın; tadı ekşi ve buruktur. Ekşi olmasının nedeni pH seviyesinin düşüklüğünden kaynaklanma (3.5-
4.5) ve buruk olması da içerisinde ihtiva ettiği tanenlerden kaynaklanmaktadır.
Peki ışkın hangi rahatsızlıklarda kullanılır ? Yapılan araştırmalar sonucu ışkın bitkisi yörede astım,
şeker hastalığı, kabızlık, ishal, karın ağrısı, gaz giderici, kalp ve damar hastalıkları, böbrek hastalıkları,
yara ve kesik tedavisinde, romatizma, karaciğer hastalıkları, tansiyon dengeleyici, kolesterolde,
kanser tedavisinde, hemoroitte ve guatr da kullanıldığı tespit edilmiştir.
Halk çalışmaları neticesinde, tüm sayılan bu hastalıklarda bitkinin kullanım şekli;
Bitkinin üzerine normal su eklenir. Karıştırılarak kaynama ısısına kadar (kaynatılmaz) ısıtılır ve bu
noktada 5 dakika kadar tutulduktan sonra, sıcakken süzülür. Bu çay da her gün taze hazırlanır. Bu
şekilde demlenerek tüketilir. Yada gövde soyulup taze olarak yenir.
İshalde halk arasında ışkın kökü kaynatılıp içilmektedir. İshale iyi gelmesinin nedeni içerisinde
bulunan su tutucu özelliğine sahip tanenlerdir. Ayrıca fazla tüketilmesi de müshil etkisi yapmaktadır.
Şeker hastaları ise kabuklarını soyup tüketmekte veya kök kısmı kurutulduktan sonra şeker ve
tansiyon dengeleyici olarak yöre halkı tarafından kullanılmaktadır. Prof. Dr. Nikki Jordan Mayh Dail ve

Sheffield Hallam Üniversitesinin araştırmalarına göre; Işkın bitkisi yapraklarında polifenolu yüksek
dozda ihtiva ettiğini ve polifenolun lösemi ve çıbanın önünü engeller nitelikte olduğunu tespit
etmişlerdir. Kök kısmının kanı sulandırıcı özelliği olduğu da tespitler arasındadır (kalp ve damar
hastalıkları).
Yapılan başka bir araştırma sonucunda ise vücutta hastalıklara yol açan mikroplara karşı antibiyotik
etki gösterdiği, mikropların büyüyüp çoğalmasını önlediği bulunmuştur.
Ülkemizde doğal olarak yetişen bu bitkinin bilinçli bir şekilde içerisinde bulunan vitamin kayıplarına
yol açıcı etkenlerden uzak durularak (yüksek sıcaklık, fazla pişirme, kestikten sonra bekletme,
suyunun dökülmesi, yanlış yıkama gibi) tüketilmesi faydalı olacaktır.
Sağlıkla kalın ....

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)