‘İşsizliğin Artışı İntiharı Tetikliyor’
Yazar Ceren Yağcıköseoğlu • 1 Haziran 2023 • Yorumlar:
Covid 19 ile birlikte gelişen Pandemi süreci ve sonrası, Türkiye’de ve tüm dünyada yaşanan sağlık ve ekonomik problemler, bireylerin psikolojisini olumsuz yönde etkiledi.
Ekonominin olumsuz yönde etkilenmesi, iş kaybına ve işsizliğin artmasına sebep oldu. İşsizliğin artması, depresyon, duygu durum bozuklukları ve kaygı bozukluklarını artmasına zemin hazırlayan en önemli etmenler arasındadır.
İşsizlik, bireyin kaynaklara ulaşımını kısıtladığından bireyi toplumdan izole edici bir etkiye sahiptir. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve toplumdan izole bir şekilde yaşamaya başlayan birey, şüphesiz psikolojik açıdan da olumsuz bir döneme girmektedir. Kişinin kendine yetmemesi, amaçlarını gerçekleştirememesi çoğu zaman benliğinde büyük yıkımlara neden olmaktadır. Bu yıkımlar intihara sebep olabilmektedir.
Ekonomik krizlerin yaşandığı yıllarda özellikle ekonomik nedenlerle olan intiharlarda önemli artışlar gözlenmiştir.
Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı bir çalışmaya göre, Dünya üzerinde her yıl 45.000 bireyin işsizlik nedeniyle intihar ettiği belirlenmiştir.
İntiharların nedenleri üzerinde durulan bu çalışmaya göre, ekonomik kriz ile birlikte işsizliğin özellikle erkek bireylerin intiharında önemli bir belirleyici olduğu sonucuna varılmıştır.
Türkiye’de intiharlara; işsizlik, statü kaybı ve başarısızlık, geçim zorluğu gibi ekonomik faktörler, hastalık gibi sağlık problemleri, aile geçimsizliği, ilişkiler, öğrenim başarısızlığı gibi psikolojik faktörler neden olmaktadır.
Ekonomik krizler ve iş kaybının zemin oluşturması, erkeklerde daha çok intihar eğilimini arttırdığını gözlemlemekteyiz.
Erkeklerin, intihar girişimlerine iten duygusal faktörler ise; geleceğe yönelik beklentilerini kaybetmiş olmaları, umutsuz ve çaresizlik duyguları, öfke ve negatif duygular ile baş etme konusunda yeterli olmadıklarını gözlemlemekteyiz. Ne yazık ki erkek bireyler, intihar davranışı sergilemeden önce, buna karar vermiş ve hazırlık yapmış oluyorlar.
Ekonomik yetersizlikten dolayı, terkedilen, yalnızlaşan ve sosyal çevrelerinden yeterli yardım görmemiş olmaları ve yardım istemeyi zayıflık gibi algılayan bireyler son çareyi intiharda görüyorlar.
Duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanan, özgüveni yeteri kadar gelişmemiş bireyler, duygularını yönetmekte ve krizi çözmekte zorlanan bireylerin intihar davranışlarına ne yazık ki tanıklık etmekteyiz.
Ekonomik kriz gibi hayatın içinde gelişen pek çok değişken ile baş etmeyi öğrenmek gerekiyor. Bu şekilde yaşanan kriz durumlarında intihara başvurmadan, çözebilmek için öncelikli olan;
-Duyguları ve düşünceleri paylaşabilmenin ‘zayıflık’ olmadığı gerçeğini kabul etmekten geçiyor.
-Her zaman güçlü olmak ve bunu kendinden beklemenin gerçekçi bir inanış olmadığını,
-Olumlu/olumsuz birçok duyguya sahip olmanın sağlıklı bir insanda olması gerektiğini kendimize hatırlatmalıyız.
-Yalnızlık duygusu, çaresizlik ve umutsuzluğu beraberinde getirmektedir bu yüzden yalnız olmadığımızı hissettirecek ve bize destek olabilecek kişileri doğru seçmek de bir o kadar önemli.
-Yakınlarımızdan destek almalıyız ve bu duygularla baş edemiyorsak mutlaka bir uzmandan yardım almamız gerekmektedir.