Kahve ve Sağlık
Yazar Melis Kısaoğlu • Diyetisyen • 27 Eylül 2019 • Yorumlar:
Kahve; içinde kafein, diterpen alkoller ve klorojenik asit gibi binden fazla biyolojik olarak aktif bileşiğe sahip kompleks bir içecektir. Kahvenin içinde bulunan klorojenik asit kahveye antioksidan özellik sağlamaktadır. Antioksidanların sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu, bunun için sebze ve meyve tüketiminin önemini tüm dünya bilir.
Kahve, uyarıcılık ve konsantrasyon arttırıcı etkisini içinde bulunan kafeine borçludur. Kafeinin fizyolojik etkileri solunum hızı ve metabolizma hızında artış, kan basıncında anlık artış gibi sayılabilir.
Diterpen alkoller olarak adlandırdığımız kahvedeki iki madde, kahvenin kolesterol arttırma etkisine sahip diyebileceğimiz maddelerdir. Tabiiki bu ‘Kahve içersek kolesterol hastası oluruz’ anlamına gelmemeli fakat Türk kahvesi gibi kaynatılarak pişirilen kahvelerin tüketimine dikkat etmeliyiz diyebiliriz.
KAHVENİN GENEL SAĞLIK ETKİLERİ
Özellikle çocuklarda kafein alımının sınırı çok önemlidir. Çocuklara kilogram (kg) başına önerilen günlük tüketilebilecek kafein miktarı en fazla 2-3mg/kg/gün kadar ve erişkin her sağlıklı birey için en fazla 400 mg/gün kafein alımı önerilmiştir(2-3 kupa kahve gibi düşünebiliriz.). Aşırı kafein tüketimi baş ağrısı, mide bulantısı, kaygı duyma, hipertansiyon ve rahat hissedememe gibi olumsuz etkilere sebep olmaktadır. İnsanların yaşı, cinsiyeti, kilosu gibi etkenler bireye göre kafein gereksinimini değiştirmektedir.
Kadınlarda kafein kullanımı konusunda yapılan çalışmalar 300 mg kafein alımının doğurganlık oranını düşürdüğünü, aynı şekilde gebelik sırasında 300 mg’dan fazla kafein alımı düşük riski ve bebeklerde doğumsal rahatsızlıklar oluşturduğunu göstermektedir. Gebelerde kafein kısıtlaması genel olarak buna dayanır.
Genel bilinen bir yanlışı düzeltmek istiyorum ki, son yıllarda yapılan çalışmalar düzenli olarak her gün kahve tüketen, sigara içmeyen ve ailesinde genetik kallp rahatsızlığı bulunmayan insanlarda kahve tüketimi kalp rahatsızlıkları ve çarpıntı gibi sorunlara sebep olmamakta, aksine kalp hastalıkları riskine karşı koruyucu etki göstermektedir. Dediğim gibi yukarıdaki şartlar bunda önemli yer arz etmekte.
Öyle ki kahvenin sadece kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisinin yanısıra, genel ölüm oranını azaltıcı bir sağlık etkisine sahip olduğu yine yapılan pekçok çalışmayla kanıtlanmıştır. Kahvenin bunların yanında yaşlılarda Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi olduğu da kanıtlanmıştır.
Kahve tüketiminin günde 2-3 kupa kadar tutulması kalp krizine karşı da koruyucu etkiye sahiptir. Belirtilen miktardan az veya fazla tüketimi için aynı şey söz konusu olmamakla beraber genel olarak bu miktarda kahve tüketimi zaten yetişkinlerde önerilen kafein miktarını da karşılamaktadır.
Kahvenin yıllardır bilinenin aksine karaciğer fonksiyonları üzerine olumlu etkilerinin olduğu da artık kanıtlanmış ve güncel tedavi yöntemlerine bile eklenmiştir.
Sizler genel olarak sağlıklı yaşamı hayat tarzını benimseyip, düzenli ve dengeli beslenerek sağlığınızı mümkün oldukça üst noktada tutmaya özen gösterdikten sonra, kahveyi de sizin sağlığınız için bir yardımcı olarak kabul edip düzenli tüketmeyi ihmal etmeyin.