Kalın bağırsak ve rektum kanseri
Yazar Atilla Çökmez • Gastroenteroloji Cerrahı • 10 Kasım 2016 • Yorumlar:
Küçük belirtileri önemsemek hayat kurtarır…
Kalın bağırsak ve rektum kanserleri – kolorektal kanserler ülkemizdeki beslenme alışkanlıklarının hızlı
değişimi nedeniyle daha sıklıkla karşımıza çıkmaya başladılar.
Kolorektal kanserlerin görülme sıklığı 50 yaştan sonra artmaktadır. Özellikle erkeklerde akciğer ve
prostat kanserinden sonra en sık rastlanan kanser türüdür.
Dışkıda kan görülmesi, gaita alışkanlıklarında değişme, sürekli dışkılama ihtiyacı ilk bulgular olabilir.
Bu durumlarda mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Bu erken bulgulara ek olarak kilo kaybı, halsizlik,
karında şişme, gaz ve gaita yapamama gibi bulgular artık hastalığın ilerlediğini gösteren belirtilerdir.
Ailede kalın bağırsak ya da rektum kanserinin var olması da bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Bunu dışında, hayvansal yağdan zengin, liften fakir beslenme alışkanlığı, sigara ve alkol kullanılması,
daha öce kalın bağırsaktan polip çıkarılmış olması, ülseratif kolit ya da crohn gibi kronik bağırsak
hastalıklarının bulunması da kalın bağırsak ve rektum kanseri riskini arttıran faktörlerdir.
Erken teşhis edildiğinde, yani kanser bağırsakta sınırlı iken çoğu kez kemoterapi ve ışın tedavisi
gerektirmeden yalnızca cerrahi tedavi yeterli olabilmektedir. Erken teşhis için esas olan, önemsiz gibi
görünen belirtileri önemsemek ve eğer risk faktörü taşınıyor ise tarama programlarına uymaktır.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından kabul edilen tarama programı, 50 yaşından sonra iki yılda bir
kez gaitada gizli kan bakılması ve 10 yılda bir kez kolonoskopi biçimindedir.