Kalp Sağlığı

Kalp-damar ve göğüs hastalıklarının gelişmesinde birinci etken; stres

Kalp ve damar hastalıklarının gelişmesinde birinci etkenin olan stres özellikle damar sertleşmesinde önemli rol oynamaktadır.

Arterosklerotik (damar sertleşmesi) kalp-damar hastalıklarından korunmanın en önemli yanı, kişiliğin yanı sıra sakin ve stressiz bir mizacın ya da yaşam tarzının olmasıdır. Stres, yalnız başına insanın genel dengesini bozarak başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere her türlü hastalıkta ön sıralarda bir etken olarak yer alır.

Kalp-damar hastalıklarının gelişmesinde birinci etkenin stres olduğu bilinmelidir. Ardından stresle birleşen aşırı kalorili beslenme, alınan kalorinin harcanmaması, kasların yeterince kullanılmaması, kullanılmayan kas guruplarının zayıflaması, kasların kullanılmayarak atrofiye uğraması sayılabilir. Ayrıca sigara, alkol, uyuşturucu, uykusuzluk, aşırı ruh ve beden yorgunluğu, sağlıklı yaşamımızın taşıyıcısı olan bedenimizin kötü kullanılması hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.

Günde en az 2 litre su

Sağlam vücut direncinin oluşturulmasında sağlıklı ve dengeli beslenme ile hareketli yaşam tarzı önemli rol oynamaktadır. Bu kapsamda beden yapısının çocuklukta yüzde 70'inin erişkinlikte ise yüzde 55-60'ının su olduğu düşünüldüğünde sıvı tüketimi sağlıklı yaşamda öne çıkmaktadır. Bu nedenle günde en az 2 litre su alınması gerekmektedir. Su içilmemesinin geçerli bir mazereti olamaz.

Yaşam kalitesinin arttırılmasında diğer bir önemli husus ise harekettir. Tüm işlerimizi, bedensel olarak yapabilmemiz için yaradılmış olmamıza rağmen, teknolojinin getirdiği imkanlar, özel araçlar, beden hareketlerimizin dolayısıyla kas hareketlerimizin azalmasına yol açmıştır. Bu durum beraberinde bir rahatlığı getirmiş gibi görünse de sağlığımız için zarar verici olmuştur.

Düzenli bedensel egzersiz veya yaklaşık bir saati bulacak (5 kilometrelik) yürüyüş, bacak kaslarını çalışmasının yanı sıra, kalbin etkin hemodinamik olarak çalışmasını ve devamlılığının sağlanmasını, göğüs kaslarının ve yardımcı solunum kaslarının gelişmesini, kasların görevlerini yapacak düzeyde sağlıklı kalmalarını, organların ve akciğerlerin hemodinamik olarak kullanılmasını ve devamlığını sağlar. Böylelikle tüm kas guruplarının ve solunum kaslarının erimesi de önlenir. Sempatik ve parasempatik yapıların beyin ve motor aksamın ve dokuların uyumunun geliştirilmesi, sinirsel ve beş duyunun mükemmel uyumu sağlanmış olur.

Hareketli yaşam; beslenmenin, enerji alımının ve kullanımın, organların ve metabolizmanın devamlığının sağlanmasıdır. Boy, kilo ve cinsiyete göre değişmekle beraber günlük ortalama 1500-2000 kalori alınırken, ağır çalışma şartlarında günlük 3000 - 3500 kalori alınmaktadır. Ağır spor yapan sporcuların da 4500 - 5000 kalori aldıkları biliniyor. Bu enerjin harcanması gerekir. Harcanmadığı zaman yüksek enerji depolanacaktır. Fazla enerji birikiminin neden olacağı, kan yağları, kolesterol, diyabet ve şişmanlık, yaşam kalitemizi bozacaktır.

Günlük hayatta ulaşım için kullandığımız özel araçlar da bedensel hareketimizi azaltmaktadır. Kaslarımız yeterli miktarda kullanılmadığı için erimekte, direnci azalmakta, kemik minareleri azalmakta, osteoporoz (kemik erimesi) oluşmaktadır. Motorlu araçların bir diğer olumsuz yanı ise egzozlarından çıkarak havaya karışan hidrokarbonların, havaya karışan tozlarla birlikte solunması ile oluşan zararlı etkilerdir.

Bütün dikkatinize karşın hasta olursanız bizim branşımızın hastalıkları aşağıdaki gibi gruplandırılmaktadır.