Kan Akımını ve Oksijeni Artıran Egzersizler Oksijen Azlığının Göze Etkisi
Yazar Selim Hüsrevoğlu • Göz Doktoru • 25 Nisan 2022 • Yorumlar:
Oksijen ihtiyacı en fazla olan doku beyin dolayısı ile onun uzantısı olan gözdür. Oksijen kanda büyük oranda hemoglobine bağlı olarak taşınır. Az bir kısmı ise erimiş haldedir.
*Gözde dokuların oksijeni yeterince almayınca yeni damarlar oluşur. Yeni damarlarda damar duvarı tam gelişmemiş, kolay harap olan, kolay tıkanan ve kolay kanayan damarlardır.
*Oksijen azlığı hücrenin beslenmesin bozar, hücre ölümlerine neden olur.
*Oksijen azlığı ortamdan toksin ve artıkların uzaklaşmasını önler.
*Oksijen azlığı beyinden göze yeni damar oluşturma uyarımına neden olur.
*Yeni damarlar damar duvarının yetersiz olması nedeniyle kolay kanar. Kanama çevre dokulara zarar verir. Göz tansiyonunu artırır ve körlüğe neden olur.
*Oksijen azlığında doku harabiyeti ortaya çıkar.
Uzun süreli ve yüksek tempolu fiziksel aktiviteler maksimal oksijen (MaxVO2 ) alımını sağlar.
Gözün bozulmasını önlemede oksijen tedariki önemlidir.
Aktif kan akımı neden önemli? Kan akımı kılcal damarlara kadar giderek toksik ve artık maddeleri temizler, ortamdan uzaklaştırır. Doku ve hücrelere besleyici maddeler getirir, elektrolit dengesini kurar. Hücre için gerekli oksijeni getirir, karbondioksiti ortamdan geri alır.
Miyopta kan akımını sağlamak neden önemli?
İlerleyen miyopta kan akımı göz yapılarını gelişiminin sürdürülmesi ve miyop’un gözde yaptığı tahribatların önlenmesi için önemlidir.
Sağlıklı gelişim: Göz yapıları sağlıklı olursa göz üzerine baskılardan etkilenmez, miyop başlamaz ve başladı ise ilerlemez. Kornea, sklera ve retina korunmuş olur. Ön arka çap uzamaz. Astigmat oluşmaz. Göz dış kasları, odaklama ve uyumu sağlayan siliyer kas uygun şekilde gelişir. Göz fonksiyonlarının da sağlıklı çalışması sürdürülür.
Skleranın gelişimi: İlerleyen miyopta gözün beyaz tabakası skleranın sağlıklı olması önemlidir. Normal kalınlığını bulursa göz ön arka çapı uzamaz. Buna sağlıklı bir beslenmeyi de eklemelisiniz.
Göz kaslarının gelişimi için kan akımı: Göz kaslarının normal gelişimi ve fonksiyonlarını istenen düzeyde sürdürülmesi için yeterli beslenme yeterli oksijen gerekmektedir. Göz içindeki siliyer kas odaklama ve uyum yapar. Göz dış kasları arasındaki dengesizlik astigmat ve miyopta ilerleme nedenidir.
Odaklama ve uyum: Gözün içindeki lensin çevresindeki siliyer kas uyum ve odaklamayı sağlar ve bu kasların güçlü olması egzersizle sağlanır. Kan akımının yeterli olması beslenmesini gerçekleştir.
Retina: Göz ön arka çapı uzadıkça retinada hücreler, dokular birbirinden uzaklaşır. Ölü hücreler çoğaldıkça göz dibinde siyahlaşmalar ortaya çıkar.
Göz dibinde retina pembe-kırmızımsı rengini kaybeder, kırçıllı siyah, koyu kırmızı renk hâkim olur. Çizgiler, derin olmayan çatlaklar ve buralar tamir oldukça siyah lekeler oluşur. Göz arka bölgesinde beslenme bozukluğunun oluşturduğu atrofik ölü alanlar ortaya çıkar. Görme sinirinde beslenme bozukluğuna bağlı solukluk başlar. Bu görmede azalma demektir.
Bozulmalara karşı beyin düzeltme gayretine girer. Kan akımını artırarak buranın daha iyi beslenmesini sağlanır. Ama yüksek numarada bu yeterli olmaz.
Miyop göz yapılarını bozması -3.00 numaradan itibaren başlar ve özellikle -6.00 numaradan itibaren bozulma daha da artar. -10.00 numara ve üzerinde ciddi yapısal bozukluklar başlar. Bu bozulmadan en çok etkilenen alan göz dibinde retina bölümüdür.
OKSİJENLENMEYİ NASIL SAĞLARSINIZ?
Göz çevresi masajları: Göz kapakları ve çevre dokusu masajları damarların genişleterek dokulara daha fazla kan ulaşımını gerçekleştirir, kan akımını hızlandırır, cildin yaşlanmasını geciktirir.
Göz kapağı masajları aynı zamanda göz üzerindeki baskıyı azaltır. Zaten miyop tedavisinin bir bölümüdür.
Temel göz kası egzersizi:
Göz üzerindeki baskıları kaldırmak, göz dış kasları arasındaki dengeyi sağlama için yapılan temel göz kası egzersizleri aynı zamanda kan akımını hızlandırır ve dokulara kan pompalanarak gözün oksijenlenmesi artırır.
SICAK SOĞUK PANSUMANI
Sıcak soğuk uygulaması: Sıcak soğuk uygulaması retinanın bozulmaması için önemli konudur. Sıcak damarın genişlemesini, bölgeye daha çok kan gelerek toksik maddelerin ortamdan uzaklaşmasını sağlar. Soğuk damarın daralması ile damar içindeki kanın pompa yapmak gibi ortamdan uzaklaştırır. Yani damarı bir genişletip bir daraltmaktasınız.
*Kanın pompalanma işlemini hızlandırır.
*Göz kapağını yumuşatır, göz üzerindeki baskıyı azaltır.
*Göz dış kaslarını gevşetir, gerginliğini alır.
*Gözyaşı bezinin daha iyi çalışmasını sağlar ve göz kapağındaki Meibomıus bezinin yağ tortusu ile tıkanmasını önler.
*Haftada bir 20 dakikalık süre yeterlidir.
*Bir dakika sıcak ardına bir dakika soğuk uygulayın.
*Bez veya pamuk kullanabilirsiniz. Eczanelerde bu iş için tasarlanmış içi su dolu boncuklardan oluşan hazır malzemeler var.
Kan akımının deveranı nasıl artırılır?
1.Soğuk daraltır, sıcak gevşetir. Dolayısı ile bu işlem bir pompa vazifesi görür. Sıcak ve soğuk bez veya gazlı bez uygulamaları ile bu sağlanmaktadır.
2.Göz kası egzersizleri kan akımını hızlandırır ve dokulara kan pompalanmasını sağlar.
3.Göz çevresi masajları damarların genişleterek dokulara daha fazla kan ulaşımını gerçekleştirir, kan akımını hızlandırır.
Nefes egzersizleri: Göz egzersizleri anında derin nefes alıp verilmesi gözdeki oksijenlenmeyi artırırken zihinde bu oksijenlenmeden yarar sağlar. Nefesi yüzeysel olarak almayın, karın kaslarının da nefes almaya katılmasını sağlayın.
Baş boyun egzersizleri: Baş ve boyun hareketleri, beden egzersizleri bu oksijenlenmeye yardımcı olur. Çocuk ve bebekte zaten aşırı bir aktivite vardır. Okul çağında masa başında devamlı çalışan çocukta egzersiz daha çok yapılmalıdır.
Yürümek: Yürüyen bir insanda beyinde oksijenlenme oranının arttığı gösterilmiştir. Bu yürüme hızlı ve tempolu bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Damar genişleticiler: Bunu doktorunuz tavsiye etmedikçe ilaç şeklinde düşünmemelisiniz. Meyve ve sebzelerden yararlanmalısınız.
Kan cıvıtıcılar /sulandırıcılar: Bunları besin şeklinde almalısınız. Kan yoğunlaşınca akım da azalır. Beslenme köşelerindeki kanı cıvıtan beyinler yaygın olarak anlatılmaktadır.