Kan Tutma Fobisi
Yazar Muhammed Enes İmert • Psikolog • 29 Ocak 2019 • Yorumlar:
Yaşam boyunca çok çeşitli olaylara maruz kalabilmektedir insan. Psikolojik olayların neden sonuçları üzerinde tarihten beri çalışmalar yapılmış ve hala yapılmaktadır. Daha önceki yazılarımızda fobinin ne anlama geldiğini ve fobi çeşitleri üzerinde yazdığım yazılarımda neden ortaya çıktığı ve çözüm yollarının nasıl olduğuna dair siz değerli okuyucularımıza paylaşma fırsatı oluştu. Bir diğer fobi çeşidi olan kan tutma fobisi, kişinin kan görme ihtimali ya da kan görmesiyle yaşadığı yoğun duygu ve beraberinde tansiyonunun düşmesi ile de bayılmalar gerçekleşmektedir.
Kan görmemiz yaşadığımız dünyada da çeşitli olaylarda görebiliriz. Fakat kan ile işlem yapılan meslek gruplarında bu fobinin yaşayan insan sayısını da görmezden gelemeyiz. Tıp fakültesinin ilk yıllarında bazı öğrenciler kana maruz kalarak yoğun duygular yaşayabilmekte ve bayılabilmektedirler. Bu durum mesleğinin icrasında yaşanılabilecek problemler arasında da gösterilebilir. Peki, neden bir yaramız olduğunda kan tutar bizi? Kanayan bir yara gördüğünüzde beyniniz bu yara sizin olmasa bile bir şeylerin ters gittiğini, yolunda olmadığını ortada panik yapmayı gerektirecek bir durum olduğunu fark eder. Eğer oradaki kan akmaya devam ederse kişi ölecektir ve bunu beyin bilir. Beyin yara ve kan sizin olmasa bile ölmekten içgüdüsel olarak korunmaya programlanmıştır. Bu sırada bilinçaltı panik başlatır ve kalbinize daha yavaş atması emrini verir. Bu emir aslında yaradan akan kanı yavaşlatarak ölümü en azından birkaç dakika geciktirmek amaçlı bir tedbirdir. Bilinçaltımız işte bu kadar derin tecrübe ve zekâya sahiptir. Kalp yavaşlaması beraberinde beyninize giden kanın miktarını azaltacağı için beyniniz vücudunuzun kontrolünü bir süreliğine sizin bilincinizden alır ve sizi hayatta tutmak üzere kontrole geçer. Bu sırada her yeri çok parlak beyaz olarak görürsünüz çünkü gözbebeğiniz olabildiğince açılmıştır, alnınızdan soğuk terler akar ve kulağınızda çınlama başlar, ayaklarınızın üzerinde durmanız güçleşir. Aslında endişe ettiğimiz şey bu kadardır. Bu mekanizma sizin zayıf olduğunuzu değil de vücudumuzun kendisini savunma biçimidir. Demek oluyor ki bizim zihnimizde oluşan bu olumsuz düşünceler psikolojik çöküntü ve bazı belirtilere sebebiyet vermektedir.
Peki, bu psikolojik rahatsızlıktan nasıl kurtulurum sorusuna bakalım. İlk önce vücudunuzda herhangi bir biyolojik rahatsızlık olup olmadığını hekimler ile gerçekleştirilen muayenede ortaya çıkmaktadır. Konunun psikolojik olduğu kanaatine varıldığında ruh sağlığı uzmanlarında yardım alınarak bu fobinin üzerinde çalışılabilir. Bir psikolog olarak yaşanılan korku, kişinin düşünceleri ve maruz kalınmaktan korkan şeyler üzerinde gerçekleştirilen seanslar hastayı bu fobiye maruz kaldığı zamanki stratejilerini belirleyecektir. Tabi burada hastaya hemen kan ile maruz kalınması istenmeyecektir. Aşamalı olarak kişinin eşiği yükseltilmesinde fayda vardır.