Kanser Hastalığında Psikolojik Destek
Yazar Gamze Kartal Tellihan • Psikolog • 4 Şubat 2020 • Yorumlar:
Kanser hastalığı ve ruhsal yapımız arasında görünmeyen; fakat oldukça kuvvetli olduğu kanıtlanmış bir bağ bulunmaktadır. Bu ilişkiden bahsetmeye başlamadan önce kanserin kelime anlamından bahsetmek daha doğru olacaktır.
Kanser kelime anlamı olarak; “bir doku veya bir organda bulunan hücrelerin düzensiz olarak bölünmesi ve çoğalmasıyla belirgin hale gelen malign (kötü huylu) tümörler” olarak açıklanmaktadır. Çok çeşitli olan kanser türleri mevcuttur ve erken dönemde fark edilip tedavi edilemezse sonuçlar maalesef ölümcül olabilmektedir.
Kanserle ilgili birçok yüz güldürücü tıbbi gelişmeler olsa da; insanların kansere yakalanma korkusundan ya da kanser tanısı aldıklarında yaşadıkları yoğun korkudan sıyrılmaları için yeterli değildir. Kanser tanısı alan bir hasta ilk olarak şok olma ve inanmama tepkilerini verir. Sonrasındaki aşama ise; “neden ben?” aşamasıdır. Hasta bu hastalığı kendisine yakıştıramaz, içten içe isyan edebilir. Yoğun öfke duyguları yaşayabilir. Bu nedenle hastanın psikolojik anlamda hazırlanması ve ardından doğru, bilgili ve konusunda yetkin kişiler tarafından bu haberin kendisine verilmesi tavsiye edilmektedir. Bu haber verildiğinde hasta bir anda suskunlaşabilir, ağlayabilir ya da aceleci bir şekilde ard arda sorular sormaya başlayabilir. Burada önemli olan hastanın verdiği bu tepkilerin asla bastırılmaması, hastanın duygularını yaşamasına izin verilmesi ve yanında olduğunuzun hissettirilmesidir. Teselli etmek adına telaşla ard arda sıralanan cümleler genellikle hastaya anlaşılmadığını hissettirebilir ve öfke duygusunun yoğunlaşmasına sebep olabilir.
Şok olma aşamasından sonra öfke aşaması başlar. Depresyon bu dönemde gözlenen ruhsal problemlerin başında gelir. Çünkü hasta birçok test ve tetkikten geçmektedir. Vücuduna birçok müdahalede bulunulmaktadır. Bir insanı temelde en çok korkutan şey beden bütünlüğünün bozulmadır ve kanser hastası bunu çok net şekilde yaşamaktadır. Bu belirsizlik, geleceği ve yaşamı konusundaki endişe öfkenin ortaya çıkmasında etkin faktörlerdir.
Son aşama kabul aşamasıdır. Kişi hastalığı kabul etmiştir ve tüm ruhsal gücünü tedavisine yoğunlaştırmıştır. Hasta tedavisiyle ilgili olarak daha umutlu hissetmektedir. Daha pozitif bir yapıdadır.
Tüm bu aşamalarda hastanın tıbbi, psikolojik ve sosyal desteğinin bol ve doğru olması gerekmektedir. Psikolojik desteğin kanser tedavisi üzerindeki etkilerinden kısaca bahsetmek gerekirse; kanserli hastanın benlik imgesi zedelenmiştir ve bu ruhsal yapıdaki zedelenme mutlaka giderilmelidir. Psikolojik destek hastanın benlik değerinin yeniden farkında olmasını, hastalıkla ortaya çıkan öfke, hırçınlık, umutsuzluk, anksiyete gibi olumsuz duygularıyla baş edebilir hale gelmesini ve tüm dikkatini tedavisine vermesini sağlayacaktır. Yapılan bir çok araştırma, psikolojik desteğin tedavi ve sağ kalım süresi üzerinde ciddi olumlu etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Bütün bunların yanında kanserin bir aile hastalığı olduğunu söylemek hiç yanlış olmaz. Hasta tanı aldıktan sonra aile bireyleri de ciddi bir yıkıma uğrar. Sevdiği kişiyi kaybetme korkusu yaşayan hasta yakınları için de bu zorlu süreçte psikolojik destek önemli bir rol oynamaktadır. Hasta yakınları özellikle hastanın yanında tüm olumsuz duygularını saklama eğilimi içerisinde olmaktadır. Bastırılan duyguların uygun bir ortamda, bir uzman eşliğinde ve doğru teknikler yardımıyla açığa çıkarılması ve hasta yakınının bu duygularıyla baş edebilir hale gelmesinin sağlanması gerekmektedir.
Kanserde psikologların destek verebileceği başlıca konuları, hastalık hakkında danışmanlık yapmak, hastanın duygularını açığa çıkarmasını ve tanımasını sağlamak, hem hastanın hem hasta yakınlarının ruhsal ihtiyaçlarını cevap verebilmek, tedavi sürecinde açığa çıkan stres ve anksiyeteyle baş edebilmesini sağlamak, kemoterapi ve radyoterapi gibi başlıca kanser tedavilerinde hastanın uyumunu desteklemektir diyebiliriz.
Kanserde psikolojik destek kadar bu desteğin kimlerden alındığı da önemlidir. Her psikolog kanserli hastayla çalışma yetkinliğine sahip değildir. Kanser tamamen farklı bir uzmanlık alanıdır ve bu alanda çalışan psikologlar, psiko-onkoloji alanında uzmanlaşmıştır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da uzman bir meslek elemanı ile yola çıkmak en doğrusudur.