KANSERİN PSİKOLOJİK ETKİSİ
Yazar Ceren Yağcıköseoğlu • Psikolog • 2 Şubat 2018 • Yorumlar:
Günümüzün ;önde gelen sağlık sorunlarından birisi olan kanser, çaresizlik ve belirsizlik içeren, ağrı ve acı içinde ölümü çağrıştıran, suçluluk ve kaygı uyandıran kronik bir hastalık olarak algılanmaktadır.
Kişiye kanser ;teşhisi konulmasıyla birlikte, hastayla paylaşma ;şekli oldukça önemlidir. Genellikle teşhisi öğrendiği ;andan itibaren hastalar, hastalıklarını inkar etme davranışları sergileyerek, gerçekle başa çıkamayacağı ve gerçeği kabul etmek istememelerinden dolayı bir direnç geliştirme eğilimi göstermektedirler. Bu noktada önemli olan doktorun, kişinin hastalığını ve tedavi süreci hakkında hastaya, yaşayacağı evreleri ve yapılacak olan tıbbi müdahaleleri açık ;bir şekilde ifade ederek, kişinin hastalığı kabul etme sürecini beklemektir. Hasta, hastalığı hakkında neden kendisinin bu durumu yaşadığıyla ilgili duygulara bağlı olarak ,öfkesini çevresindeki kişilere doğrudan gösterebilir, bu durum ;kişinin içinde yaşadığı öfke, çaresizlik, ölüm ve baş edemeyeceğine dair korkulardan kaynaklanmaktadır.
Tedavinin başlaması ve ilerlemesi ile birlikte, kanserin sınırlayıcı etkileri ile hasta maddi ve manevi olarak kayıp ve yas duygusu yaşamaya başlayabilir ayrıca umutsuzluk, çaresizlik duygusuna düşerek, başkalarına yük olma duygusu geliştirebilmektedir. Kişinin yaşadığı hastalık ile baş edip edemeyeceği içinde bulunduğu durumun belirsiz olması, psikolojik olarak kişinin yorulmasına sebep olmaktadır.
Tedavi süresinde, hastanın geçirmekte olduğu ameliyat, kemoterapi ve kullanılan ilaçların yan etkileri, kişiyi tedavi hakkında umutsuzluğa düşürebilmekte ve hastalığı hakkında gerçekçi olmayan fikirler edinmesini sağlayabilmektedir. Kanser hastalarının aile ve yakın çevresine bu noktada büyük görev düşmektedir.
*Hastaların başta kendilerine olmak üzere hastalığı ile bahşedemeyeceğine dair inançlarına yönelik olan düşüncelerinin, bu durumu yaşayan herkesin sahip olabileceğini ifade etmelerini, ona inandıklarını, her koşulda yanında olduklarını hissettirmeleri ve ifade etmeleri gerekmektedirler.
*Hastaya acıyarak bakmamaları, ;hastadan herhangi bir şey saklamamaları, hastalığı ile ilgili her ayrıntıyı hasta ile paylaşmaları gerekmektedir. Hastalık öncesine göre, hastaya karşı tutum ve davranışların yapay olmamasına özen gösterilmelidir.
*Hastanın yaşadığı her duyguyu ifade etmeleri sağlanmalıdır çünkü bu süreçte hasta kendini ve duygularını gizleme ve içinde yaşama eğilimi göstermektedir.
*Hastalığı, hayatının merkezinden olabildiğince uzaklaştırmak ve hastayı mutlu edebilecek, kendisine iyi gelecek kişiler ile bir araya getirmeye özen gösterin bu kanseri yenmiş kişiler ve oluşturduğu gruplar olabilir.
*Hastanın yaşadığı ortamda sürekli hastalığını konuşmamaya özen gösterin. Kişinin umut etmesini, pozitif düşünmesini destekleyecek ve yardımda bulunacak tutum ve davranış sergileyin.
*Hastayı iyi gelecek aktivitelere yönlendirerek cesaret verin.
;