Karaciğer Yağlanması
Yazar Okan Gül • Diyetisyen • 22 Aralık 2021 • Yorumlar:
Modern zamanlarla birlikte vücuda zararlı ürünlerin tüketimi ve fiziksel aktiviteye olan talebin azalması nedeniyle insülin direnci, kalp hastalıkları ve karaciğer yağlanması gibi çeşitli hastalıklara yakalanma riski artmaktadır. Türkiye'de insanların dörtte birinde görülebilen karaciğer yağlanması, karaciğerin fazla yağ üretmesi ve depolaması ile ortaya çıkar.
Çeşitli nedenlerle çok miktarda yağ üreten ve depolayan karaciğer hücrelerinde küçük yağ kesecikleri oluşur. Yağlı karaciğer erken evrede önemli belirtiler göstermez ancak ileri evrede karaciğer hasarına neden olabilir.
Herhangi bir nedenle yapılan karın ultrason muayenesinde karaciğer yağlanması görülebilir. Bu sizi endişelendirebilir.
Gastroenterologlar (sindirim sistemiyle ilgilenen bilim uzmanları) açısından basit yağlanma ile seyredebileceği gibi ilerleyici karaciğer hasarı ve hatta siroza ilerleyecek bir durum olması nedeniyle karaciğer yağlanmaları önemlidir. Bu durumda ilgili uzmanlara başvurduğunuzda durumun başka bir hastalıkla ilgili olup olmadığı araştırılır.
Başka hastalıklarla birlikte ortaya çıkması durumunda hastalığın tedavisine yönelmek gerekir. Obezite, Tip 2 Diyabet, kolesterol, depo hastalığı ve viral hepatit gibi sistemik hastalıklarla ilişkili olabilir ve kullanılan ilaçlar karaciğer yağlanmasına neden olabilir.
Alkolik karaciğer yağlanması ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması olarak 2 ‘ye ayrılır.
Alkolik Karaciğer yağlanması: Aşırı alkol alımı nedeniyle oluşan karaciğer yağlanmasıdır.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması: Bu durum; yağlanma sonucu oluşan iltihap, karaciğer hücrelerinin ölümü, karaciğerde ileri derecede hasar oluşumu adını verdiğimiz sirozun bağlantılı olduğu karaciğer yağlanmasının sebep olduğu karaciğer iltihabıdır.
Akut yağlanma nedenleri: Gebeliğin Akut Yağlı Karaciğeri, karaciğer ve beyinde kalıcı hasara neden olan hastalıklar, alkol ve sigara kullanımı, hızlı kilo alıp verme, sürekli kullanılan bazı ilaçlar, hareketsiz yaşam, düzensiz yaşam tarzı ve toksinler dediğimiz birtakım zehirli maddeler gösterilmektedir.
Kronik yağlanma nedenleri: Alkol, obezite, diyabet(şeker hastalığı), kolesterol, morbid obezitenin hafifletilmesi için yapılan ve 30 cm ila 45 cm arasında ince bağırsağın tümü ayrıldığı ve yana yerleştirildiği cerrahi bir kilo verme prosedürü, Bir yada birden fazla gıda maddesinin uzun süreli yetersiz yada aşırı alınması veya dengesiz gıda alımının uzun süre devam etmesi, damar içinden beslenme, kronik hepatit C (uzun süreli iltihap sonucunda karaciğerde hasara yol açar ve zamanla siroz ve karaciğer yetersizliği gerçekleşir.) Karaciğer ve beyinde çok fazla miktarda bakır depolanmasına yol açan ve anormal bakır metabolizması olan Wilson hastalığı, bağırsaklarda iltihap içeren hastalıklar, ve AIDS(cinsel yol ile bulaşan hastalık) gösterilmektedir.
HASTALIĞIN KAYNAĞI
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının ortaya çıkış nedeni hala tam olarak bilinmemekle beraber, hem çevresel hem de genetik faktörlerin bir kombinasyonu şeklinde çok sayıda etken ile olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Karaciğer fonksiyonlarının bozulmasıyla görev bozuklukları ortaya çıkar. Aşırı yağ alımına karşın karaciğer fonksiyonları bozulur. Kanda bulunan yağın atılımı ile yağların vücut tarafından parçalanamaması sonucu ortaya çıkan dengesizliğin, karaciğer hücrelerinde yağlanmaya neden olduğu düşünülmektedir.
Yağlanma ile neticelenen hastalık sürecinde ilk darbe insülin direncidir yani insan vücudunun kaslarında, yağında ve karaciğerde bulunan hücrelerin insüline( kan şekerini düşürücü etki yapan hormon) doğru şekilde tepki vermemesidir. Ve aynı zamanda şeker hastalığına da yatkınlık demektir.
Alkolik olmayan karaciğer yağlanmasında şunlar görülür:
Sadece yağ depolanması
Yağ depolanmasına ilave iltihaplanma
Yağ depolanmasına ilave olarak başlayan iltihabı, giderek şiddetlenen ileri iltihaplanma ve karaciğer hücrelerinde balonlaşma takip eder.
Bu süreç devam ederse siroz ve bunun getirdiği karaciğer yetmezliği de ortaya çıkar.
Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının ortaya çıkış nedenleri:
OBEZİTE: Dengesiz, düzensiz ve yanlış bir şekilde beslenme ve fiziksel aktivitesiz bir yaşam tarzı ile vücudumuza aldığımız besinler yağ şeklinde depolanmaya başlar. Ve buna bağlı olarak karaciğer hücrelerinde de yağ artışı meydana gelir. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması olan hastaların çoğunun obezitesi vardır. Ve obezite durumu ile hastalık doğru orantıdadır.
ALKOL KULANIMI: Günde, erkeklerde 60 gramdan fazla, kadınlarda 20-40 gramdan alkol tüketen kişilerin %90'ından fazlasında karaciğer yağlanması gelişebilir.
ŞEKER HASTALIĞI: Genelde çevremizden gizli şeker olarak bilinen insülin direncine bağlı olarak yüksek gördüğümüz kan şekeri veya şeker hastalığında bildiğimiz gibi kontrolsüz olarak kan şekerinin yükseldiği durumlarda vücutta yağ üretimi artar.
YÜKSEK KOLESTEROL: Kandaki vücudumuza zararlı olan kötü kolesterolün artması yağ miktarında artışa sebep olur. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalarının %20-80’i oranında yüksektir.
KARACİĞER ENFEKSİYONLARI: Karaciğer hücrelerinin hasar görmesi sonucunda bu hücreler yerini yağ dokularına bırakır.
OBEZİTE DURUMUNDA HIZLI KİLO VERMEK: Aniden kontrolsüz bir şekilde hızlı kilo vermek vücuttaki yağ artışını hızlandırır.
BAZI İLAÇLAR
KARACİĞER ENFEKSİYONLARI
AİLEVİ BUNA BAĞLI HASTALIKLAR
Karaciğer yağlanmasının diğer sebepleri ise;
-
Hipertansiyon
-
Hamilelik
-
Hormonal hastalıklar
-
Bazı bakteri ve virüsler.
-
Ani kilo verme ve alma
-
Yüksek trigliserit düzeyinin seyrine devam etmesi olarak sayılabilir.
BESLENME
-
Ekstra şeker tüketimi azaltılmalıdır.
-
E Vitamininden Zengin Bir Beslenme Sağlanmalıdır Ve gerektiğinde E Vitamini Takviyesi Yapılabilir.
-
D vitamini ve çinko eksikliği bir risk faktörü olabilir.
-
Kontrollü bir kilo kaybı karaciğer yağlanması için tedavi edicidir.
-
Bol lifli beslenilmelidir.
-
Genel olarak diyet, vitamin ve minerallerden yeterli olmalıdır.
-
Alkol ve sigaradan olabildiğince uzak durulmalıdır.
-
Sıvı alımı arttırılmalıdır.
-
Az az ve sık sık beslenilmelidir. ( 6 öğün )
TEDAVİ:
Karaciğer yağlanması, yaşamı olumsuz etkileyen karaciğer hasarının başlangıcı olarak kabul edilen ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çünkü tedavi edilmeyen karaciğer yağlanması karaciğer fonksiyonuna zarar verebilir ve karaciğer sirozu oluşumunun önünü açabilir.
Hastalık tedavi edilirken siroz ve kansere ilerleme riski göz önünde tutularak değerlendirilmelidir.
Karaciğer yağlanmasına neden olan hastalık tedavi edildiğinde altta yatan sorun ortadan kalkacağı için karaciğer yağlanması da ortadan kalkacaktır. Bu nedenle karaciğer yağlanmasının tedavisi karaciğer yağlanmasına neden olan olası faktörlerin ortadan kaldırılması esasına göre yapılır.
Obezitesi olan hastalar kilo verdikten, yüksek trigliserit seviyelerini düşürdükten ve diyabeti kontrol ettikten sonra, karaciğer yağlanması zamanla azalır ve kaybolur. Karaciğer yağlanması tedavisinde egzersiz ve diyet önemlidir.
Hemen ilaca başvurmak yerine öncelikle diyet ve egzersize başvurulmalıdır.
Eğer ilaç tedavisine başlanacaksa bile kişinin hastalığının ilerlemesinde rol oynayan obezite derecesi, şeker hastalığı ve kolesterol durumuna göre değerlendirilmelidir. Ancak karaciğer yağlanmasının tedavisine özgü bir ilaç henüz kesinleşmemiştir.
İnsülin direnci alkole bağlı olmayan karaciğer hastalığında önemli bir yer tutmaktadır. Eğer ilaç kullanılacaksa hedef insülin direnci olmalıdır.
Mutlaka kilo kaybı ve kontrollü fiziksel aktivite eklenmelidir.
Kişiye özgü beslenme programı ile vücudun ihtiyaç duyduğu tüm vitamin, mineral ve besin öğeleri verilebilir.
Diyetisyen, diyet listesini hazırlarken önce kişinin kronik ve mental olan sağlık sorunlarını öğrenip bu verilere göre en uygun olan kişiye özel bir beslenme programı belirler. Tedavi için alanında Uzman Klinik Diyetisyenlerden yardım alınmalıdır.