Karantina Günlerinde Psikolojimiz ve Belirsizlik
Yazar Ayşen Köse • Psikolog • 16 Şubat 2021 • Yorumlar:
Belirsizlik, içinde bulunduğumuz bir olay ya da durumun geleceğinin öngörülemeyişi nedeniyle yaşanılan bilişsel güvensizlik hissine denir. Gelecek kaygıları, yaşam planlarını uygulama isteği, yaşanılan ortamdaki riskler, güvensizlikler gibi faktörler belirsizliğin oluşmasına ve belirsizliğe nasıl tepki vereceğimizi etkilemektedir.
Karantina zamanlarındayız. Evde kaldığımız ve her an yeni bir gelişmeye ayak uydurmaya çalıştığımız yeni bir normal dönemi yaşıyoruz. Sosyal medya - online iş/okul ekseninde dönüyor, konfor alanımız ile görev ve sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz alanların iç içe geçmesi ile nasıl rahatlayacağımızı bilmiyoruz. Bu şartlar altında psikolojik olarak güçlü kalabilmek ve bulunduğumuz duruma adapte olmak her zamankinden daha zorlu. İşte tam olarak belirsizliğin ortaya çıktığı durum bu: “Anlık değişim ve herhangi bir sabitin yoksunluğu.”
Bireylerin karantina kaynaklı belirsizliğe tahammül seviyelerindeki düşüş, onları kaygı kaynaklı stres sorunu ile baş başa bırakmaktadır. Kaygı dozunun artmasıyla birlikte depresyon da görüldüğü için belirsizlik, yaşam kalitesini düşüren, travmatik bir tecrübeye neden olduğu görülmektedir.
Sosyal psikolojiden de biliyoruz ki, sosyal ilişkilerimizin sağlığı, ait hissettiğimiz ve ortak görüşlere sahip olduğumuz insan grubunun çatısı altında toplanmak ile mümkündür. Belirsizliğin olduğu durumlarda, kişiler ait oldukları gruba olduğundan daha fazla bağımlı hale gelmektedirler. Özellikle sosyal medyayı yoğun kullandığımız şu günlerde, insanların görüşlerine “kesinlik kazandırma çabası” ciddi bir çatışma doğurmaktadır. Hal böyle olunca tetikleyici olan belirsizlik, sosyal medyayı zehirli bir hale getirmekte ve psikolojimizi olumsuz yönde etkilemektedir.
Daha önce de bahsettiğim gibi, belirsizlik kötü görünmekle birlikte bizim deneyimlerimiz ve hayata olan olumlu ya da olumsuz bakış açımıza göre üzerimizde farklı etkiye sahip olabilir. Çünkü belirsizlik, psikolojik sağlamlığımıza zarar verebileceği kadar bir fırsat yaratma ve öz-saygımızı kazanma imkanı da sağlayabilir. Bu durumun hayatımıza tezahürü, bizim sosyal gerçekliğimiz ile yakından ilişkilidir. Çünkü kriz zamanlarının fırsata dönebileceğini biliyoruz. Böyle zamanlarda bulunduğumuz ortamı doğru okumak, inşa edeceğimiz geleceğin temelini oluşturabilir.