Kardeş Kıskançlığı
Yazar Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu • Pedagog • 9 Mayıs 2019 • Yorumlar:
Aynı cinsiyetten olan birçok kardeş birbirlerinin en iyi arkadaşı olurken farklı cinsiyetten kardeşlerin birbirleriyle sık sık kavga etmeleri yaygındır. Bu kardeşlerin zaman zaman birbirlerini çok seven zaman zaman da birbirlerinden nefret etmeye kadar varan duygusal gelgitleri vardır.
Kardeş kıskançlığı sıklıkla ikinci çocuğun doğumundan önce başlar, büyüme süreci boyunca oyuncaktan ilgi paylaşımına kadar her alanda yaşanır. Yaş ilerledikçe değişen gereksinimler birbirlerine nasıl davrandıklarını da etkiler.
Kıskançlık Nedenleri
Paylaşma zorunluluğu:Çocuklar sahip olacakları aileleri seçemedikleri gibi kardeşlerini de seçemezler. Farklı cinsiyette, yaş gruplarında ve kişiliklerdedirler ve en kötüsü de paylaşmak zorunda oldukları kişiler vardır: anne babaları.
Kardeşlerin aile içindeki yerleri:En büyük çocuk kardeşlerinin sorumlulukları altında kendini ezilmiş hissedebilir ya da en küçük çocuk büyük kardeşini yakalayabilmek için ömür boyu uğraşır.
Cinsiyet: Örneğin erkek çocuk babası onunla daha çok ilgilendiği için kız kardeşinden nefret edebilir. Öte yandan kız çocuk da babasıyla maça giden erkek kardeşinin yerinde olmak isteyebilir.
Yaş: 5 ve 8 yaşındaki kardeşler bazı oyunları birlikte oynayabilirler ancak yaşları 10 ve 13 olduğunda birlikte oyun oynama olasılıkları azalacaktır.
Anne baba tutumu: Anne babalar çocuklarına karşı tarafsız olmaları gerektiğini bilirler ancak bu her zaman çok da kolay değildir. Anne babaların farklı kişilik, gereksinim ve konumları olan çocukları hakkında farklı duygular yaşamaları kaçınılmazdır. Küçükler çoğunlukla büyüğün sahip olduğu haklara sahip olmak ister ve bu gerçekleşmediğinde de bunun haksızlık olduğunu söyleyerek mızıldanır. Bu durumun haksızlıkla ilgisi yoktur ve anne babalar bu oyuna gelmeme konusunda birbirlerine destek olmalıdırlar.
Çocuklar Neden Kavga Ederler?
Kardeşler birçok sebepten dolayı kavga ederler. En çok kıskançlık ve rekabet hırgür ve çekişmenin artmasına neden olur. Bunların dışında değişen gereksinimler, mizaç özellikleri, özel gereksinimli kardeş ve rol modeller de kardeş kıskançlığında etkilidir.
-
Değişen gereksinimler: Okul Öncesi, okul çağı ve ergenlik gibi farklı yaş dönemlerinde değişen gereksinimler sonucu kardeşlerin birbirlerine yaklaşımları da farklılık göstermektedir. Küçük çocuklar oyuncak paylaşımı konusunda sorun yaşarlarken, okul çağı çocukları için “haksızlık”, “adaletsizlik” kavramları ön plandadır ve bu nedenle de küçük kardeşe karşı neden farklı davranıldığını anlamakta zorlanırlar. Ergenler ise daha çok kendileri ve arkadaşlarıyla ilgili olduklarından kardeşleri ile ilgilenme konusunda pek de hevesli olmayabilirler.
-
Mizaç özellikleri: Kardeşlerin mizaçları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar da kıskançlıkta rol oynar.
-
Özel gereksinimler: Evde fiziksel ya da sosyal olarak daha fazla ilgiye gereksinimi olan bir çocuk olduğunda diğer çocuk da istediği, gereksinim duyduğu ilgiyi alamadığı için kıskanabilir ve kardeşiyle çatışabilir.
-
Rol modeller: Ebeveynlerin sorun çözme becerisi çocuklar için referanstır. Anne baba karşılaştıkları sorunlarda hangi yöntemlere başvuruyorlarsa çocuklar da yaşadıkları sorunlar karşısında benzer davranışları sergiliyorlar.
Kardeşlerin Birbirlerinin Gelişimlerine Olan Katkıları
Birçok insan için kardeş ilişkileri yaşamlarındaki en uzun süreli kişisel ilişkidir. Kardeşler birbirleriyle olumlu ilişki oluşturduklarında birbirlerinin en yakın arkadaşı olabilirler.
Kardeşler büyüme süreci içerisinde birbirlerinden ayrışma süreci de yaşarlar. Bu noktada belli düzeyde yaşanacak çatışma ve rekabet sağlıklıdır. Çatışan ve rekabet içinde olan kardeşlerin bu çatışmaları şiddete başvurmadan çözebilmeleri zorluklar karşısında daha dayanıklı olmalarını sağlar.
Kardeşler karşısındakini anlama ve empati becerisinin gelişimi açısından da birbirlerine katkı sağlarlar.
Doğum Sırasının Kardeş Üzerine Etkileri
Anne babaların ilk doğan çocuğa daha farklı davranmaları olağan bir durumdur. İlk çocuğa daha çok ilgi gösterilir, daha fazla konuşulur ve daha fazla uyaran verilir. Bununla birlikte ebeveynlerin ilk çocukla ilgili kaygı düzeyleri de yüksek olur. İlk çocuklar genellikle bir yetişkini model almak zorunda kalırlar. İlk doğan çocukların genellikle diğer kardeşlere oranla daha başarı odaklı, otoriteye daha bağlı, daha sadık, işbirliğine daha açık, daha yardımcı, takdire daha çok gereksinim duyan, daha sorumlu olduğu gözlenmektedir.
Ortanca çocukların genellikle daha dengeli oldukları görülür. Bu çocuklar anlaşma, uzlaşma konularında daha başarılıdırlar. Uyum sağlama becerileri daha gelişmiştir. Küçük çocuklar genellikle daha dışa dönük, sevgisini daha rahat gösterebilen, büyük kardeşlerine oranla daha kolay risk alabilen çocuklardır.
Cinsiyetin Kardeş Üzerine Etkisi
Kardeşler arasındaki cinsiyet benzerliği ve farklılığı kardeş ilişkileri üzerinde belirleyicidir. Kız kardeşler arsındaki ilişki genellikle en uyumlu ve dayanışmaya yönelik olan ilişkidir. Erkek kardeşler arasında duygusal bağlılık genellikle daha düşüktür. İlişkileri genellikle çatışma ve rekabet üzerinedir. Aynı cinsiyetten olan kardeşlerin ilişkileri farklı cinsiyetten olanlara göre daha yakındır.
Yaş Farkının Kardeş İlişkilerine Etkisi
Yapılan araştırmalar kardeşler arasında altı ve daha fazla yaş farkı olduğunda ilişkilerinin de yakın olmadığı yönündedir. Yaş farkı azaldıkça ilişkiler yakınlaşır. Ancak yaş farkı 2 ve daha az olduğunda kardeşler arası rekabet ve çatışma artar.
Kıskançlığın en az düzeyde yaşanabilmesi için ne yapılmalı?
Anne babalar çocuklar daha küçükken kıskançlıkla baş etmek ve kardeşlerin birbirlerine karşı saygılı olmaları için çocuklarına yardımcı olabilirler.
Doğumdan önce:
Birçok anne baba yeni bir kardeşin doğumunun büyük çocuk üzerindeki bırakacağı etki hakkında endişe eder. Araştırmalara göre iki çocuk arasındaki yaş farkının en az üç yıl olmasının uygun olduğu belirtilmektedir. Ancak birçok etken nedeniyle bu gerçekleşememekte ve bir aile için uygun olan zaman dilimi diğer aile için uygun olmayabilmektedir. Yaşı kaç olursa olsun bir çocuk için kardeş sahibi olmak çocuğun hayatındaki zor dönemlerden biridir. Olumlu ve uyumlu anne baba çocuk ilişkisi kadar kardeşler arasında iyi ilişkilerin gelişmesini sağlamak da çok önemlidir.
Çocuğun hamilelik boyunca annesinin karnına dokunarak, bebekle konuşarak erken dönemden itibaren hazırlanmasında yarar vardır. Kardeşe hazırlık çocuğun yaşına göre değişir. İki yaştan önce çocuklar genelde ne olup bittiğini anlayamazlar. Annenin karnında bebek olduğunu söylemek çocuğun yakında aileye yeni biri katılacağı fikrini anlamasına yardımcı olacaktır. Daha büyük çocuklar bebeğin annenin karnında büyüdüğünü ve hazır olduğu zaman geleceğini anlarlar.
Hamilelik ve bebeklik resimlerini göstermek neler olup bittiğini anlamalarını kolaylaştırır. Bebeğin ultrason resimlerini göstermek, isim bulmasını istemek de çocuğu hazırlayıcı olaylardır. Günümüzde hiçbir çocuk “leylek getirdi” masalına inanmamaktadır ve bu tarz hikayeler çocuğun anne babasına olan güvenini zedeler.
Doğumdan hemen sonra
Yaşına ve becerilerine uygun olarak çocuğu kardeşinin bakımına dahil edin. Birçok çocuk hayatlarına giren bu yeni varlık hakkında meraklı olur, bebeği tutmak, beslemek çok hoşlarına gider. Ancak eğer çocuk sıkılırsa ya da ilgi göstermezse dehşete düşmeyin (çocuk hiçbir zaman bebeğin bakımını üstlenmek zorunda hissettirilmemelidir). Doğumla birlikte çocuğa bir hediye almak çocuğun kaybettiğini düşündüğü ilgiyi aslında kaybetmemiş olduğunu gösterir.
Sonraki yıllar
Bazen ilk bir iki yıl içerisinde büyük çocukta alt ıslatma, bebeğin yatağında uyumak isteme, kucağa alınmayı talep etme, parmak emme gibi bazı bebeksi davranışlar görülebilir. Bu durumda bazı davranışlara izin vermek ve sabırlı olmak çoğunlukla işe yarar.
Anne babalar ne yapmalı ve ne yapmamalı?
1. Karşılaştırma yapmayın. Her çocuk kendisinin özel olduğunu hisseder ve doğrusu da budur. Karşılaştırma yerine her çocuktan kendi yaşına uygun davranışları sergilemesi beklenmelidir.
2. Çocuğunuzun kızgınlığını göz ardı etmeyin ya da bastırmayın. Kızgınlık göz ardı edilebilecek bir duygu değildir. İnsanca bir duygudur ve birbirleriyle anlaşmazlığı olan kardeşler için de normaldir. Çocuklar kızgınlığın normal olduğunu, bunu kontrol etmek gerektiğini, kaba ve zarar verici davranışlarla gösterilmesinin uygun olmadığını anne babalarından öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuğu sakinleştirdikten sonra kızgınlığı hakkında konuşulmalıdır.
3. Çocukların birbirlerini suçlamalarına neden olabilecek durumları azaltmaya çalışın. Öncelikle çocuklara duygularla davranışların aynı anlama gelmediği öğretilmelidir. Bebeğin kafasına vurmayı istemek normal olabilir ancak anne babalar çocuğun bunu yapmasını engellemeliler.
4. Mümkün olduğunda kardeşleri birbirlerinin farklılıklarını anlamaları ve kabul etmeleri konusunda yalnız bırakın.
5. Kardeşe yönelik olumsuz duyguları reddedip ele almamak yerine onları kabul edin, tanıyın.
6. Çocuklara eşit şekilde davranmaya gerek yoktur. Her birine ayrı ayrı kendi gereksinim ve kişilik özelliklerine uygun biçimde davranılması gerekir. Eşitlik duygusundan çok adalet duygusu geliştirilmelidir.
7. Sevginizin eşit olduğunu göstermeye çalışmak yerine her çocuğa bir diğerinden ayrı olarak sadece kendisine özel bir sevgi duyulduğunu gösterin.
8. Eşit zaman ayırmaya çalışmak yerine her çocuğa kendi gereksinimine göre zaman ayırın.
Yazar
Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu Pedagoji, Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı Psk. Dan.
Randevu al Profili görüntüleyinYorumlar: (0)
Yazar
Duygu Çataltaş Sıpçıkoğlu
Pedagoji, Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Aile Danışmanlığı Psk. Dan.