Kardeş Kıskançlığı

Yazar İpek Erdoğan ŞerefoğluPsikolog • 4 Temmuz 2019 • Yorumlar:

Kardeşlik üzerine farklı düşünceleri doğru yanlış demeden ele almak gerekir.

1-Kardeşe sahip olmak çok güzel bir histir. İnsanın en yakın arkadaşı bile kardeşi gibi olamaz. Kardeş, küçükken en iyi oyun arkadaşı büyüyünce dert ortağıdır. Kardeş, tarif edilemeyen o güzel, güven veren bağdır.

2- Tek çocuk olmak iyidir. Ailenin manevi ve maddi her şeyine tek başına sahip olmak demektir. Rahat ve iyi hissettiren bir hayatı mümkün kılar. Kardeş demek ortak demektir, kavga demektir. Tek olmanın avantajları daha fazladır.

3- Kardeşe sahip olmak olumlu ve olumsuz olabilir. Kardeşin özelliklerine göre değişir. Anlaşamadığım bir kardeşim olmasındansa hiç olmaması daha iyidir. Kardeşlik; anlaşmaya, düşünce ve kişiliklerin uyup uymamasına bağlı olarak iyi veya kötüdür.

4- Kardeşlik sadece kan bağı olarak görülmemelidir. İyi bir dost da kardeş sayılabilir. Çok iyi anlaştığım, çok sevdiğim insanların kardeşten bir farkı yoktur.

Evet, kardeşlik üzerine düşünceler genel olarak yukarıdakiler temellidir. “Hangisi doğrudur?” sorusuna verilebilecek bir cevap yoktur. Neticede, hepimizin hayatta yaşadıkları, deneyimleri, bakış açısı farklı.

Kardeşi olmadığı için üzülen ve keşke kardeşim olsaydı diyenler varken; kardeşi olup da hiç iletişimi olmayan, keşke olmasaydı diyenler de mevcut.

Kardeşle ilgili psikolojide en çok karşılaştığımız konu kardeş kıskançlığıdır.

Çocuğun sahip olduğu bir düzeni, alışkanlıkları vardır. Kardeşin gelmesi bu düzenin, alışkanlıkların değişmesi bozulmasıdır. Kardeş kıskançlığı, anne- babayı başka biriyle paylaşmak zorunda kalmanın verdiği öfke, üzüntü duygularıdır. İlginin, sevginin azaldığına inanma vardır. Kardeş rakip olarak algılanır. Zarar verme dürtüsü fazladır. Bunun yanında davranışlarda gerileme görülebilir. Konuşmanın daha küçük çocuk gibi olmaya başlaması, biberon-emzik isteme, altını ıslatma gibi tuvalet problemlerinin başlaması, emekleme, kardeşinin davranışlarını taklit etme görülebilir. Bunun altında ilgi bekleme vardır. Ben de küçüğüm benimle de ilgilenin mesajı verilir. Yaramazlıklar artabilir. Bu yaramazlıkların altında da dikkat çekme isteği; ben de buradayım, ben de varım mesajı vardır. Okul dönemindeki çocuklarda başarı düşebilir, akranlarıyla sorunlar yaşanabilir. Anne babanın sevgisini test etme girişimleri sergilenebilir. Çocuk açıkça kardeşini istemediğini, sevmediğini hatta ondan nefret ettiğini söyleyebilir. Kardeş kıskançlığının içinde anne babaya kızgınlık da vardır. Bir düzeye ve süreye kadar kardeş kıskançlığı normaldir.

Kardeş kıskançlığının en yoğun olduğu dönem 2-6 yaş aralığıdır. Yedi yaş yukarısındaki çocuklar kardeş kıskançlığını yoğun olarak yaşamayabilirler. “Kardeşler arasındaki yaş farkı kaç olmalıdır?” sorusuna verilecek net bir cevap yoktur. Yaş farkı az olan kardeşlerde çatışmalar daha fazla olabilir. Ancak sosyal yönden (oyun arkadaşlığı, paylaşımlar vs.) avantaj sağlayabilir. Tabii ki bunda ailenin tutumu çok etkilidir. Aile, tutumuyla kardeş kıskançlığını söndürebilir de, yoğunlaştırabilir de.

Bazı aileler kardeş kıskançlığı nedeniyle bebekle ilgilenemediklerini, büyük çocuklarını üzmekten ve olumsuz etkilemekten korktuklarını, ne yapacaklarını bilemediklerini, işin içinden çıkamadıklarını ifade ederler. Bir yandan çocuklarının durumu ile ilgili endişelenirler, diğer yandan da bebekleriyle gerektiği şekilde ilgilenemedikleri için suçluluk duyarlar. 

Kardeşini kıskandığı için çocuklar suçlanmamalı, çocuklara kızılmamalıdır. 

Kardeşle beraber çocuğun hayatında ve düzeninde oluşan değişiklikler en aza indirilmelidir. Kardeş doğmadan önce çocuğa kardeşi olacağı anlayacağı şekilde anlatılmalıdır. Kardeş sahibi olmanın olumlu yönleri vurgulanmalı, kardeşliği anlatan hikayeler anlatılmalı. Bebek için yapılan hazırlıklarda çocuğun da fikrinin sorulması (kardeşinin adını ne koyalım, hangisini alalım gibi) iyi olacaktır. Bebeğin doğumundan sonra anne çok yoğun ve yorgun olacağından büyük olan çocukla ilgilenme ve iş yükünü paylaşma açısından baba, anneanne, babaanne yardımı gereklidir. Çocuğa, aynı şeylerin onun bebekliğinde de yapıldığı, aynı sürecin onda da yaşandığı, onun bebekliğinin nasıl olduğu anlatılmalıdır. Çocukla ilgilenmek asla ihmal edilmemelidir. İlgide abartıya da kaçılmamalıdır (aslında biz seni daha çok seviyoruz, sen bizim için daha önemlisin gibi cümleler kurmak, her istediğini yapmasına izin vermek gibi) büyük çocuklara “sen büyüksün, ablasın, abisin o küçük deyip çocuktan sürekli anlayış beklenmemelidir. Bu durum çocukta öfkeye yol açar. “Artık beni daha az seviyorsunuz” gibi cümlelerle anne babaya gelindiğinde, bunun gerçek olmadığına çocuk ikna edilmelidir. Kardeşler arasında kıyaslama yapmak çok yanlıştır. Çocuğun yaşına uygun olacak şekilde kardeşiyle ilgili küçük sorumluluklar, görevler verilebilir. Sahiplenme ve kabullenme duygusunu geliştirir (kardeşin uyuyor mu bakar mısın gibi). Ancak ağır sorumluluklar, kardeşin bakımını üstlendirmek gibi durumlar yaşatılmamalıdır. Sonraki dönemlerde kardeşler arasındaki tartışmalarda anne baba taraf olmamalıdır. Çocuktan izin almadan eşyası alınıp kardeşine verilmemelidir. Çocukların farklı kendilerine özgü özellikleri ve kişilikleri olduğu unutulmamalıdır. Çocuklara maddi ve manevi adil ve eşit olunmalıdır. 

Kardeş kıskançlığı patolojik bir hal aldığında çocuğun yetişkinliğinde kişilik bozukluğuna sahip olmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle ciddiye alınmalıdır. Çocukta geçmeyen saldırganlık, hırçınlık, içe kapanma, gerileme davranışları varsa, çocuk başka bir çocuk haline geldiyse (olumsuz yönde), kardeş kıskançlığı çok yoğun yaşanıyorsa örneğin kardeşe zarar verme girişimleri olduysa mutlaka uzmandan yardım alınmalıdır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)