KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Yazar Figen Karaceylan Çakmakçı • Çocuk Psikiyatristi • 10 Ağustos 2017 • Yorumlar:
Kardeş kıskançlığı genelde anne babaların çok sık olarak sordukları soruların başında gelir. Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın her döneminde görülebilir ancak çocuklukta biraz daha yoğun yaşanabilir. Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır. Doğal, evrensel ve insanı oldukça mutsuz eden bir duygudur. Önemli olan ne boyutta yaşandığıdır. Çocuk, herkesin kendisinden daha iyi olduğunu ve kendisinin herkesten daha az sevildiğini düşünmeye başlar. Özellikle kardeşler arasındaki yaş farkının azaldığı durumlarda kıskançlık belirgin olarak ortaya çıkabilir. Kıskançlık tepkisi aslında çocuğun verdiği normal bir tepkidir. Çocuklarda bazen kendine yönelmiş olan ilgi, sevgi ve dikkatin başkaları ile paylaşılmasında problem olabilir. Kardeş kıskançlığı genelde aileye yeni bir üye katıldığı zaman kendini gösterir.
Çocuklar bir kardeşlerinin olmasını isterler, ancak kardeş doğumu ile de yoğun bir kıskançlık yaşamaya ve anne babaları zorlamaya başlarlar. Önceleri sürekli kardeş isteyen bir çocuğun bu isteği gerçekleştikten sonra neden kardeşini kıskandığı, hatta ona düşman gibi davrandığını anlamak çok zordur. Oysa bu çocukların süreklilik göstermeyen, değişken olan isteklerini yansıtan, dolayısıyla onların doğasıyla ilgili ipucu veren bir özellikleridir. Bu nedenle çocuk için diğer önemli kararlarda olduğu gibi kardeş isteğinin gerekliliğine de anne ve babanın karar vermesi gerekmektedir. Annenin beden ve ruh sağlığı, ailenin ekonomik gücü, doğacak çocuğun bakımına ilişkin sorumlulukların paylaşılması bu kararı belirleyecektir.
Kardeş kıskançlığının engellenmesi için anne babaların davranışlarının çok büyük önemi vardır. Daha yeni birey doğmadan büyük kardeş bu yeni bireye karşı sevgi dolu hisler ile hazırlanmalıdır. Kardeş doğumundan sonra ise anne babaların tutarlı ve dengeli tavırları ile bu problem hiç yaşanmayabilir. Genelde minik olan kardeş ilgi ve alakayı kendi üzerine çeker, bu zaten bakım açısından da gerekli bir olaydır. Anne babanın bu ilgi dağılımı diğer kardeşi ihmal derecesine varır ise o zaman kıskançlık ciddi bir seviyede yaşanır. Hatta bu durumu belli etmeyen büyük kardeşte depresyon gibi veya anormal davranış değişiklikleri gibi durumlara bile yol açabilir. Anne babaların büyük çocuğa yönelik olarak ayrılan vakit, verilen değer, ara sıra tamamen ona yönelik iltifatlar ile bu dengeyi sağlamaları gerekir. Özellikle cinsiyet beklentisi ve farklılığı gözetilen ailelerde bu kıskançlık olayı daha da artabilir. Anne baba ve diğer aile üyelerinin bu konuda dikkatli olmaları gerekir.
Kıskançlığı aşmak için doğumdan önce hazırlık, diğer çocuğa sevgi ve ilgide azalma olmaması, yeni doğan bebeğe ait bazı sorumlulukların büyük kardeşe verilmesi (bebeğin günlük işlerinde anneye yardım etme gibi) , aile olmanın altının çizilerek sürekli birlik mesajları verilmesi önemlidir. Ağır kıskançlık durumunda büyük kardeş küçük kardeşe fiziksel zarar da verebilir. Özellikle küçük çocuklarda yeni doğan kardeş kıskanma kimi zaman yaşamı etkileyecek ve davranış bozukluğuna neden olacak derecede yoğun yaşanabilen bir duygu olabilmekte ve yardım gerektiren bir hal
alabilmektedir. Anne babaların bu konuda dikkatli davranarak, gerekirse çocuk psikiyatristinden yardım almalarında fayda olabilir.