Kardiyoloji
Yazar Zülfikar Danaoğlu • 12 Temmuz 2017 • Yorumlar:
Kimler İlgi Alanına Girer?
Koruyucu kardiyoloji ailede kalp rahatsızlığı olanlar, Hipertansiyon, metabolik sendrom, yüksek kolesterol ve sigara içinler ile ilgilenir. Muayene ve tetkiklerden sonra hasta risk grubuna göre değerlendirilerek her kişiye özel bir bakım ve tedavi planı belirlenir. Bu problemlere sahip olan herkes aynı risk oranına sahip değildir. Risk azaltılması hastanın kalp damar hastalığı ortaya çıkmadan veya hastalığı ilerlemeden kişiyi yaşam tarzı değişiklikleri konusunda eğitmek, gerekirse ilaç tedavisi ve düzenli izlem ile sağlanır.
Risk Değerlendirmesi
20- 30 yıl sonra bile kalp krizi ve felç gibi damar hastalıkları hep en büyük sorumlu olacağı şimdiden tahmin edilebilmektedir.
Hastalık birden bire değil yıllar içinde aşamalardan geçerek kalp krizi ve felce yol açmaktadır. Önce damar içinde bir çizgilenme ile başlayan süreç , hafif yağ ve kolesterol birikimi ile plaklara, ardından buraya bu artıkları temizlemeye gelen hücrelerin karıştığı darlıklar ve tıkanıklıklar ile sonuçlanır. İşte tedbir ya da tedavi bu aşamalardan hangisinde ne kadar erken başlanırsa o kadar etkin ve ucuz olur.
Kimin kalp krizi geçireceğini belirleyebilmek kardiyolojinin en temel çalışma ve araştırma konularından biridir. Ancak bu kadar gelişmeye rağmen kimin ne zaman kalp krizi geçireceğini yüzde yüz tahmin etmek imkansızdır. Ancak kimlerin risk altında olduğu konusunda geçmişe yönelik istatistiksel çalışmalar ve çok sayıda kişiyle yapılan gözlemsel çalışmalarda çok önemli mesafe kat edilmiştir. Hipertansiyon , diyabet ,tembel yaşam tarzı ve sigaranın damar sertliği yaptığı konusunda herkes hemfikirdir. Bu amaçla istatistiksel bilgilerden faydalanarak yaşa cinsiyete ve en son olarak ırklara göre farklı risk hesaplama formülleri geliştirilmişti. Özetle her kişiyi ayrı kefeye koymak , riskine göre değerlendirmek ve ilaç yada tetkik istemek gerekir.
Bu konuda en rahat verilebilecek örnek günümüzün tartışması kolesterol yüksekliği ve kolesterol ilaçlarıdır. Bir grup kolesterolün kalp hastalıklarının en önemli sebebi olduğu karşı grup ise kolesterolün zararlı olmadığını dolayısı ile ilaç kullanımının gerekli olmadığını savunmaktadır. Bu konuda iki tarafın bazı yönlerden haklı olduğunu düşünüyorum. Bir örnekle açıklayayım. Günümüzde sosyal güvenlik kurumu dahil tüm kurumlar kolesterol ilacını ödeme koşulu olarak LDL kolesterol yada kötü kolesterol denen değeri dikkate almaktadır. Örneğin LDL değeri 190 ve üstü ise rahatlıkla her kurum reçetenizi öder ancak bu değerlere sahip herkes ilaç kullanmalı mıdır işte risk değerlendirmesi veya kişisel farklılıklara göre karar vermek çok önemli hale gelmektedir. Yani Ali’ nin kolesterol yüksekliği ile Velinin kolesterol yüksekliği rakamlar birebir olsa bile aynı değildir !!
- Yukarıdaki LDL değerini ele alalım. Bu LDL değeri kime ait 35 yaşındaki bir kadına mı?
- Yoksa yeni kalp krizi geçirmiş 52 yaşında bir erkeğe mi ? toplam kolesterol ve iyi kolesterol diye bilinen HDL değeri nedir?
Erkek hastada ilaç başlama konusunda hemen hemen tüm dünyada görüş birliği olmasına rağmen, kadın hastada sigara, diyabet hipertansiyon gibi ek risk faktörü yok ise ilaç başlamak hata olacaktır. gerçek şu ki bu ana kadar çıkmış dünyada kabul görmüş tüm risk hesaplama cetvellerinde kolesterol ile ilgili LDL değeri değil Toplam kolesterol/ iyi kolesterol (HDL) oranı dikkate alınmaktadır.
Bu bilgileri dikkate alarak yapılacak kaliteli bir görüşme ciddi anlamda anjio , efor testi ve benzeri tetkikleri ve gereksiz ila kullanımını azaltacaktır.