Kaygı Hakkındaki İşlevsiz İnançlar
Yazar Hüseyin Aktürk • Psikolog • 21 Mayıs 2022 • Yorumlar:
Kaygı insanların düşünce sistemine etki ederek düşünce süreçlerinde çarpıklığa neden olur. Bu en bariz şekilde daha önce de deneyimlenen ve beklenen felaketlerle sonuçlanmayan endişeli düşüncelerin yer aldığı kaygı duyulan durumlarda kendisini gösteren bilişsel çarpıtmaların varlığında yer alır.
Bu tür tehditkâr düşünme profili esasen gerçek tehlikelerin ve tehdit unsurlarının varlığında önem kazanmaktayken kaygı söz konusu olunca gerçekliğini bir ölçüde yitirebilmektedir. Endişeli bir hâldeyken genellikle bu daralmış düşünme biçiminin farkında olmak oldukça zorlayıcıdır.
Kaygılı durumlar söz konusu olunca belirginleşen endişeli düşüncelerde ortaya çıkan bilişsel çarpıtmalar duruma ilişkin daha alternatif ve daha az kaygı verici açıklamaları göz önünde bulundurmamızı zorlaştırmaktadır. Bilişsel çarpıtmaların yoğunlaştığı endişeli düşüncelerin yarattığı duygusal yoğunluk genellikle düşüncelerimizin çarpıklığını görmemizi engelleyen bir duygusal muhakeme yapma sürecine sebep olarak kaygı deneyiminin sürmesine etki eder.
Çoğunlukla da kaygılanılan bir duruma ilişkin verilen endişeli tepkilerin daha az kaygı uyandırıcı alternatif bakış açıları eşliğinde tolere edilebilecek seviyede değerlendirilmesi zorlayıcıdır. Uzun süreli tekrarlayan yoğun kaygı deneyimleri insanların duygusal anlamda da yıpranmalarına ve kendilerini mutsuz hissetmelerine yol açmaktadır.
Bu uzun süreli devam eden kaygı deneyimi hakkında zamanla belirli fikirler ve inançlar geliştiririz. Kaygının uzun süreli tekrarına bağlı olarak insanlar felaketleştirici senaryolar kurarak bu durumda gerçekleşmesi en kötü sonuçlar üzerine sıklıkla kafa yorarlar ve bu da kaygı deneyimine karşı tahammülün yitirilmesine neden olarak insanlarda bir yılgınlığa neden olur. İnsanların kaygı konusundaki bu denli yoğun duygusal etkilenmeleri ve bilişsel yükleri de kaygı deneyiminden her halükarda kaçınmalarıyla sonuçlanır.
Kaygıya olan tahammülsüzlükte beliren temel inançlar şu şekildedir:
-
“Endişeli hissetmeye dayanamıyorum.”
-
“Eğer kaygımı kontrol edemezsem, bu çok daha kötü bir şeye sebep olacak.”
-
“Onu durdurana kadar kaygım devam edecek.”
-
“Kaygı fiziksel ağrıdan veya hayal kırıklığından daha kötüdür.”
-
“Sürekli kaygı sağlığıma zarar verebilir.”
-
“Kaygı, kontrolü kaybettiğimin bir işaretidir.”
-
“Sakin kalmayı hatırlamak ve fiziksel olarak gergin ve telaşlı olmamak önemlidir.”
Bu ve benzeri inanç sisteminin sizin kaygı deneyiminizde var olduğunu düşünüyorsanız bu konuda değişimi yaratacak bir psikolojik destek sürecine başlamak belki sizin için yol gösterici olabilir.