Kaygı, Stres ve Endişe Nedir?

Yazar Büşra Rümeysa AcarPsikolog • 27 Şubat 2022 • Yorumlar:

Kaygı ve stresi azaltmanın on yolu! Anksiyete ve panik ataktan nasıl kurtulursunuz? Stres ile baş etmenin etkin teknikleri! Kaygı, stres, anksiyete, endişe, korku.. Bu kelimeleri günlük hayatta yaygın şekilde ve birbirinin yerlerine kullanıyoruz. Yazdığım ilk cümleler Google ve Youtube arama bölümüne yazdığım ‘’Kaygı nedir?’’ ‘’Stres nedir?’’ gibi basit bir soruyu bulmaya çalıştığım ama önüme çıkan konu başlıkları. Temel noktaları anlamadan geçtiğimizde, günlük hayatta yaşadıklarımıza verdiğimiz anlamlar olduğundan farklı yönlere kayabiliyor. Basit bir stres yaşarken bazen bunu felaketleştirebiliyoruz ya da tersine yoğun bedensel duyumlar yaşasak bile bu duruma katlanmayı ya da kaçınmayı sürdürebiliyoruz. Doğru anlamlarının ne olduğunu bilmeden müdahale etmeye çalışmak sonunu kaçınılmaz bir hayal kırıklığı olmasını mümkün kılıyor.

Stres, kaygı, endişe gerçekte nedir ve aralarındaki farklar nelerdir?

Stres kelimesi 17. Yüzyılda Latince “estrica”, eski Fransızcada ise “estrece” kelimelerinden türemiştir. ‘Felaket, musibet, bela, dert, keder, elem’ gibi anlamlarda kullanılmıştır. 18. ve 19. Yüzyılda kavrama yüklenen anlam değişmiş ve ‘güç, baskı, zor’ gibi anlamlarda objelere ve insanlara yönelik kullanılmıştır. Stresin günlük hayatımızdaki karşılığı ise, kişinin sosyal hayatında karşılaştığı yeni ve gerçek durumlar karşısında uyum sağlama çabasıdır. Diğer deyişle, dışarıdan gelen uyaranlara organizmanın (bireyin) vermiş olduğu yanıt denilebilir. Kişide stres oluşturan etmenler ‘stresörler’ olarak tanımlanmaktadır. Yeni işe başlamak, yapılmak istenen şeylerin yapılmaması, aile bireylerinin sağlık sorunları, okul sınavları, akran ilişkileri vs. günlük hayatta yaygın karşılaştığımız stresörlerdendir. Kalp atışında hızlanma, ağız kuruması, titreme, aşırı terleme, iştah bozukluğu, çeşitli ağrılar, huzursuzluk, sıkıntı, bunaltı, yorgunluk ve çökkünlük stresörler karşısında verdiğimiz ve durumla başa çıkmak için gösterdiğimiz bazı tepkilerdir. Stres yaygın olarak olumsuz anlamlarda kullanılsa da olumlu tarafları da vardır. Bedenimiz strese karşı doğal bir tepkiye sahiptir, az miktarda stres sağlıklı hatta motive edicidir.  Yararlı stres, engeli aşmak, sorun çözmek için gerekli olan bedensel ve psikolojik güçlerin toplamından oluşan bir güdüdür.

Kaygı (anksiyete) ise genellikle yaklaşmakta olduğu hissedilen fakat bilinmeyen ve anlaşılmayan gelecekteki tehlikeye karşı geliştirilen duygudur. Tehlikeyi beklemekte olmanın verdiği tetikte olma hali, huzursuzluk ve gerginlik hissi hakimdir. Süregiden bir tepkidir ve çoğu zaman kişinin işlevselliğini bozar. Çok hafif gerginlik ve tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda kişiden kişiye değişim gösterebilmektedir. Stres anında yaşadığımız bedensel duyumlar kaygı duygusuyla benzerlik gösterir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta stres ve kaygı arasındaki farkı bilmektir. Kaygının klinik tanımları, uyaranın kendisine karşı verilen anlık veya gerekli bir reaksiyondan çok potansiyel bir negatif uyarana karşı geliştirilen duygusal sıkıntıya odaklanır. Stres daha olgusaldır ve anlık, gerçek taleplerle ilgilidir. Korku ve endişe duygusu da çoğu zaman stres ve kaygıya eşlik eder. Bu durumlar başlangıçta birbirlerine çok benzerlik gösterirler. Kalp çarpıntısına ve nefes alma hızının artmasına sebep olur. Kaslar gerilir ve ter damlaları anında belirmeye başlar. Bu duyguların ortak noktası yaklaşmakta olan bir tehlikeye karşı geliştirilmiş duygusal tepkilerdir. Korku, herkes tarafından tehlikeli olarak kabul edilen bir duruma karşı yaşanır. Endişe ise kişinin bir durum sonucunda oluşabilecek kötü şeyleri düşünmesini içeren bilişsel bir süreçtir. Stresin oluşma nedeni kişiden kişiye ve olaya göre farklılıklar gösterir. Herbirimiz stres ve kaygıya farklı şekilde tepki veririz. Bazılarımız stresli durumlar ile başa çıkabilir, sağlıklı bir tutum sergileyebilir ve böylece duruma adapte olabiliriz. Bazılarımız ise, az miktarda stres ile karşılaştığında dahi ciddi derecede bunalmış hissedebilir. Eğer stresörler ortadan kalktığı halde kişinin stresi, endişesi, korkusu gittikçe artıyor ve bilinmeyen, içten gelen, belirsiz ya da iç çatışmaya dayalı olan bir tehdide karşı gösterilen tepkiler oluşuyorsa bu durum kaygıya (anksiyete) işaret etmektedir. Anksiyetede genellikle gerçek bir tehlike yoktur. Kötü bir şey olabilir endişesi kaygıyı tetikler. 

Kaygımızı, stresimizi azaltmanın ve yönetmenin ilk adımı bedenimizin, zihnimizin gösterdiği tepkileri fark etmek olacaktır. Farkında olmak ve tüm hissettiklerinizi kabul etmek kaygınızı, endişenizi azaltmak için bir kapı açmış olacaktır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)