Kaygı ve Kaygı Bozuklukları

Yazar Merve TemurPsikiyatrist • 12 Aralık 2016 • Yorumlar:

Kaygı bozukluğu, olan kişiler, günlük hayattaki olaylarla ilgili engel olamadığı endişe ve evham içerisinde olurlar.

İş alanında alınan yükümlülükler, çocuklarla ilgili olaylar, sağlık problemleri, ev işleri, randevular gibi konularda ölçüsüz bir şekilde endişe ve kuruntu içinde olunur. Bu durum hastada strese ya da sosyal veya iş alanında bozulmalara neden olan endişe halidir. Bu duruma anksiyete bozukluğu adı da verilmektedir. İnsanlar için baskı altında veya stresli oldukları dönemlerde kaygılanmak, korkmak, endişelenmek oldukça normaldir. Aşırıya kaçmadığı sürece anksiyete yani kaygı kötü bir duygu değildir. Bu durum kişilerin daha dikkatli ve olaylar karşısında odaklanmasına yardımcı olacak, sorunlarını çözebilecek bir duygudur. Fakat aşırıya kaçıldığı hallerde, işlevselliğini yitirerek, ilişkilere zarar vermeye, hareketlerinizi engellemeye kadar gider. Bu aşamadan sonra kaygı bozukluğu yani anksiyete bozukluğu hali yaşanır.

Kaygı bozukluğu yaşayanlarda görülen davranışlar nelerdir?

• Sürekli olarak gergin, endişeli ve aşırı hassas olma hali • Duyulan kaygı aile hayatınızda, iş ve okul çevrenizde sorunlara neden oluyorsa • Her tarafta tehlikelerin bulunduğunu düşünüyorsanız ve sorunları çok fazla kişiselleştiriyorsanız • Ani olarak beklenmedik kalp çarpıntıları yaşıyorsanız • Hareketleri ve etkinlikleri kaygıya neden olabileceği için kendinizden uzak tutuyorsanız • Bazı şeylerin istediğiniz gibi yapılmaması halinde, kötü olayların gerçekleşeceğini düşünüyorsanız • Anlamsız korkularınız bulunuyor ve bu sebeple başınız derde giriyorsa kaygı bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz.

Kaygı bozukluğu belirtileri nedir?

Bu rahatsızlık birden fazla durumu içerdiğinden, kişilerde farklı belirtiler göstermektedir. Yaşanan durumlar farklı olsa da, sürekli olarak korku ve endişe sebebiyle tehdit altında hissedilmesi kişilerin ortak belirtisidir. Belirtiler hem duygusal açıdan, hem de fiziksel açıdan yaşanabilir.

Duygusal belirtiler

• Evham hissi • Sorunlu konsantrasyon • Gerginlik ve ürkeklik • Her zaman en kötüyü öngörme • Alıngan olma • Huzursuz olma • Sürekli olarak olumsuzluk arama • Zihnin durması hissine kapılma

Fiziksel belirtiler

Vücudun bir tepkisi olarak ortaya çıkan kaygı, fiziksel belirtilerde gösterir. Bu sebeple hastaların şikayetleri başka rahatsızlıklarla karıştırılabilir. • Terleme, soğuk terleme • Mide bulantısı ve baş dönmesi • Sık idrara çıkma isteği ve ishal durumu • Nefes darlığı • Titreme • Kas gerginliği • Yorgunluk • Uykusuzluk çekilmesi • Kalp çarpıntıları

Kaygı nöbetleri ve tedavisi

Bu nöbetler genellikle panik atak olarak adlandırılır. Bu nöbetler korku ve panik içerirler. Aniden gelişen nöbetler, beklenmeyen yerlerde yaşanır. Bunların çoğu tedaviye olumlu yanıt vermektedir. Nöbetleri geçirmekten korktuklarından dolayı kişiler, bazı durumlardan uzak durmaya çalışır. Tedavi olunduğunda bu konular sonuca ulaşacaktır. Nöbetlerin süresi ortalama olarak on dakika sürmektedir. Çok özel zamanlarda yarım saati bulur. Kişiler kendini ölecekmiş gibi hissederek, kontrolü kaybedecek hissine kapılırlar. Meydana çıkan fiziksel belirtiler kişileri ürkütür. Kişi kendini sanki kalp krizi geçiriyormuş zanneder. Kaygı nöbetlerinde yaşananlar şöyle sıralanabilir; • Karşı koyulması zor olan panik artışı • Kontrolü kaybetme hissi • Düzensiz kalp atışları ve göğüste sıkışma • Bayılacakmış gibi hissetmek • Solunum sorunu ve boğuşma hissi

• Sıcak basması ve yüksek ateş • Titreme • Mide bulantısı ve sıkışma hissi

Kaygı bozukluğunun tedavisi nasıl yapılır?

Bunu yaşayan kişilerin tedavilerinde en etkili olan psikoterapi ve destekleyici tedavilerdir. Davranışçı bilişsel psikoterapiler yapılarak, başarılı sonuçlar alınabilir. Burada düşünce biçimleri ve bunların rahatsızlıkları hastalara gösterilerek tedavi sağlanır. Ev ödevleri verilir ve davranış değiştirilir. Kötü düşüncelerden hastayı soyutlamak, düşünceleri yeniden yapılandırmak, solunum teknikleri uygulatmak ve kas gevşetici çalışmalar yaptırmak gerekir. Kişilerin mutlaka profesyonel destek almaları gerekir. Kaygılarla başa çıkılamaması halinde, bir takım tedbirler alınmalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)