Kekemelik
Yazar Selim Ünsal • Dil Ve Konuşma Terapisti • 18 Eylül 2020 • Yorumlar:
Kekemelik bireylerin hayatını önemli derecede etkileyen bir konuşma bozukluğudur. Kekemelikte ses ve hece tekrarları, sesli ya da sessiz bloklamalar ve uzatmalar göze çarpmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü kekemeliği “bireyin ne söylemek istediğini kesin olarak bildiği, istem dışı, tekrarlayan ses uzatmaları ve kesilmeleri nedeni ile konuşma ritmindeki bozukluk olarak tanımlamaktadır”.
Kekemeliğin nedeni henüz net olarak anlaşılamamıştır. Nedeni ile ilgili olarak fizyolojik, nörofizyolojik, psikolojik ve davranışsal özellikleri açıklayan çalışmalar mevcuttur. Ayrıca yapılan çalışmalar çevresel faktörlerin de etkili olduğunu göstermektedir. Sosyal çevrenin akıcı konuşma konusundaki beklentilerinin çocukta kekemelik gelişiminde belirleyici olduğu belirtilmiştir. Okul öncesi dönemde çocukların dil ve konuşma becerileri hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu dönemde çocuğun aile içerisinde dikkat çekme çabası ve konuşma sırası almak için uğraşması nedeni ile de kekemelik ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca kekemeliğin öğrenilmiş bir glottal spazm olduğu üzerinde de durulmaktadır.
Kekemeliğin nedeni net olarak bilinmediği için değişik kuramlar ortaya atılmıştır ve bu kuramlar aynı zamanda kekemelik terapilerinin de temellerini oluşturmaktadır. Bu teorileri iletişim başarısızlığı ve çabalama beklentisi, örtük tamir hipotezi, talepler ve kapasiteler modeli, klasik koşullanma, edimsel koşullanma, serebral dominans teorisi vb. şeklinde sıralayabiliriz.
Kekemelik genellikle 6 yaş öncesinde başlamaktadır ve her 100 çocuğun 4’ünde görülmektedir. Kızlarda erkeklere göre daha az görülmekte (1/4) ve 4 çocuğun 3’ünde terapi desteği ile ya da kendiliğinden düzelebilmektedir. Kekemelik ile karşılaşan aileler genellikle bir panik yaşamakta ve çocuğa bu durum olumsuz olarak yansıtılmaktadır. Kendiliğinden geçer ya da bekleyelim görelim yaklaşımı ile çocuk bu süreçte zarar görebilir. Öncelikli olarak aileler mümkünse bir uzman desteği almalıdırlar. Bu süreçte aileye de büyük görevler düşmektedir. Çocuğun ailesi ve çevresindeki diğer kişilerin yavaşlatılmış bir şekilde konuşması, çocuk için yararlı olmaktadır. Yavaşlatılmış hız, çocuğun ailesini daha rahat anlamasını ve ailenin kullandığı dil modelini öğrenmesini kolaylaştırır. Kekemelik sorunu olan çocuklar için, çocuğun kendi konuşma hızı değişmese bile, ailenin daha yavaş konuşması çocuğun onlarla konuşmasına ve konuşmanın akıcı olmasına yardım eder. Çocuğa faydası olmayan önerilerde de bulunmamak gerekmektedir. Aile çocukla konuşurken, konuşmasını yavaşlattığında, çocuğun üzerindeki, çabuk konuşma baskısı azalır. Çünkü kekemelik sorunu olan çocuk, “konuşma sırası bana geldiğinde ya da insanlar benim kekemeliğimle ilgili sabırsızlanmaya başlamadan önce, söylemek istediğim her şeyi hemen söylemeliyim” baskısı hisseder. Ailenin yavaş konuşması, çocuğa söylemek istediklerini planlaması için zaman tanır. Bu durum genel iletişim becerilerini de destekleyecektir.