Kıkırdak Tedavisinde Kök Hücrenin Yeri
Yazar Alper Gökçe • Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı • 24 Haziran 2015 • Yorumlar:
Vücudun kendi hücrelerinin tamir sürecine katkıda bulunmak üzere bazı uyaranlar göndermek gerektiği bilinmektedir. Hastalara uygulanan hücre tabanlı tedaviler, özellikle de kök hücreler, eklem kıkırdağı yenilenmesi dahil olmak üzere diğer iskelet sistemi hastalıklarında da umut verici sonuçlar vermektedirler. Eskiden beri olmayan dokunun aynısını geliştirdiği varsayılan bu tedavide karşımıza çıkan bulgular kök hücrelerin tedavideki etkinliği anlayışımızın gelişmeye ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Birçok hastalıkta nerdeyse klasik tedaviler arasında yer almaya başlayan hücresel tedavi ve modaliteleri ile yeni kıkırdak yapmak veya artrit tedavi etmek mümkün olabilmektedir. Ancak, kemik iliği kök hücreleri ve kan hücre öncüleri tüm dokularda tedavi edici olduğu teorisi üzerine farklı görüşler de öne sürülmektedir.
Arnold Caplan Floresan moleküller ile işaretlenmiş olan mezenkimal kök hücreler üzerine yaptığı çalışmalarda göstermiştir ki verilen tüm kök hücreler yara sahasında yapısal olarak yer almamaktadır. Peki bu durumda iyilik halinin nasıl ortaya çıktığını tartışmaya çalışalım.
Kök hücreler kan damarlarının duvarlarında kemik iliğinde, yağ dokusunda kısaca aslında hemen hemen her dokuda varlığını sürdürerek yaşıyorlar. Daha fazla damarın olduğu yağ hücreleri gibi alanlarda kök hücre bulunmaktadır. Vücudun yaralanmasının olduğu anda, bir enfeksiyon, kesi, travma anında hücreler eyleme çağrılırlar. Çağrılar farklı hücrelerde farklı cevaplara yola açarlar. Çağrının iletişim kanalı ise bölgesinde etkili olan hormonal düzenekler yani büyüme faktörleridir. Antibakteriyel etki veya diğer proteinlerin ortama göç ederek onarım için gerekli olan tüm faktörler yaralanma sahasına taşınmasına ya da depolandığı noktalardan serbest bırakılmasını sağlarlar.
Hücrelerin bir araya gelerek oluşturdukları bağışıklık sistemi bakteriyel kirlenmenin veya yaralanmanın görüldüğü anda ilaçlardan daha etkin proteinler üretebilmektedirler. Bu antibiyotik benzeri proteinlere örnek olarak ağzımızda veya ellerimizle temas eden kontamine olmuş gıdalardan bizi korumak için savunmacı veya "defensinler" olarak adlandırılan proteinleri hızlıca devreye sokarlar.
Kemiklerin kırıldığında veya ligamanlarda yaralanma olduğunda kök hücreler iyileşme yanıtını başlatmak için ani reaksiyon gösterirler. Bu reaksiyon çerçevesince yapılandırıcı "anabolik" faktörler salgılamaktadırlar. Onlar yaralanma sahasının etrafında kalarak iyileşme sürecinde diğer faktörleri sırayla serbest bırakmak için varlığını korurlar. Eski yaralanmış doku ve artıklarının ortamdan uzaklaştırılmaları da yine bu onarım hücrelerinin görevleri arasında yer alır. Benzetme yaparsak; kök hücreler sadece doğru zamanda, tesisatçıları ve badanacıları çağırarak, genel müteahhitler rolü oynamaktadırlar.
"Kök hücreler kıkırdak yapmazlar" dersek aslında yeni bir karmaşa yaratmadan durumu özetlemiş oluruz. Kıkırdak ve eklemlerde, kemik, menisküsün fibröz doku ile yaralı yüzeyin tamir olmasında farklı zamanlarda yapılan müdahaleler yer almaktadır. Yeni kıkırdağı veya kemiği dokulardan menşey alan orjinal hücreler yapmaktadırlar. Bu yapısal rol üstlenen hücrelere kondrosit ve fibrokondrositler adı verilmektedir. Bu hücreler kolajen ve hücreleri çevreleyen glikoprotein yüklü matrisleri üretirler. Yine benzetme yapacak olursak bu durumu yer karoları arasındaki derzlerin üretilmesine benzetebiliriz. Öte yandan kök hücreler yaralı eklemlerin tamiri için çok önemlidir. Ama etkinlikleri ilgili alandaki önce temizlik sonrada yeniden yapımın yönetilmesi ile ifade bulacaktır.
Kök hücrelerin enjekte edilmesi iyileşmeye önemli ölçüde yardımcı olurken genellikle tek başına ortopedi alanında tedavinin başarısında yeterli olmayabilirler. Biyolojik eklem onarım büyüme faktörlerinin uyarıcı aktiviteye sahip olan tüm doku ve her türlü kritik hücrelerden faydalanmak üzere odaklanılmış bir onarım yönetim bilimidir. Farklı ajanların beraber verilmesi ve zamanlaması için hekiminde hücreler arası koordinasyon ve izleme görevi üstlenmesi gerekliliği günümüzde karşımıza çıkmaktadır.
Hücresel tedavilerde sıklıkla başvurulan kan hücrelerinden trombositler, yaralanma anında kanamayı durdurma ve ardından sahaya kök hücreleri çağırma kapasiteleri bakımından sık kullanılan faydalı biyolojik ajanlardır.