Kilo Vermek - Kilo Korumak
Yazar Aslıhan Koç • Diyetisyen • 2 Temmuz 2019 • Yorumlar:
Kilo problemi yaşayan bireylerin ilk odak noktası zayıflamak. Ne şekilde, ne koşulda olursa olsun, sağlıklı yada sağlıksız, kalıcı yada geçici, bir şekilde sağlanmış kilo kaybı. Halbuki koruma süreci kilo verme sürecinden çok daha komplikedir.
Vücut pek çok şeyi değiştirerek kilo koruma sürecini zorlaştırır. Gelin Bu süreçlere göz atalım;
1) Zayıflama süreciyle yağ hücrelerinin sayısını değiştiremeyiz ama boyut olarak küçültmüş oluruz. Ancak bu küçük yağ hücreleri bir öncekilerden daha fazla yağ depolama kapasitesine sahiptir.
2) Yağ hücrelerinden tokluk sağlayan hormonlar(leptin)salgılanır. Boyutu küçülen yağ hücrelerinden salınan hormon miktarı da azalır. Buda zayıfladıkça iştahın artması demektir.
3) Diyette yapılan enerji kısıtlaması bazı hormonların(nöropeptid-Y) düzeyini artırır. Bu durum karbonhidrat içeren besinlere daha düşkün olmak demektir. Yani zayıfladıkça canınız daha çok tatlı, pasta, börek çikolata isteyecektir buna hazırlıklı olun.
4) Diyet sonrası vücutta açlığı artıran hormonlar (ghrelin) artarken, tokluk sağlayan hormonlar (kolesistokinin, peptitYY) azalır. Tartıda gördüğünüz her eksilme size bir miktar iştah ve yağ kazanma potansiyeli olarak dönüyor yani.
5) Ağırlık kaybı sırasında kaybedilen kas dokusu sebebiyle metabolizma hızı yavaşlar. Bu yüzden en güzeli egzersiz desteğiyle kilo verip kas dokusunu korumak. Yapılan yanlış diyetlerin size kas kaybettirdiğini ve iyice kısır döngüye girildiğini de anlamış bulunuyoruz .
6) Zayıflama sonrasında vücutta daha çok kortizol salgılanır bu iştahın artması ve yağ depolanmasının artması demektir
7) Bazı hormonların düzeyinin artması (epinefrin ve norepinefrin) kalp atım hızını, metabolik hızı azaltırken, yağ depolanması ve ağırlık kazanımını da artırır.
Yani 10 kilo verdik ve iş bitti değil. Asıl macera şimdi başlıyor. Lütfen sürekli kilo alıp vermeye bir dur deyin ve 3 kilo bile verseniz bunu korumaya çalışın.