Kişilik Bozuklukları
Yazar Ali Rıza Erdoğan • 9 Kasım 2023 • Yorumlar:
Dürtülerini kontrol edememe durumları vardır. Duygularını regüle edemezler, dış dünya ile uyumlu barışık olamazlar, İşlevselliklerinde bozulmalar olur.
Adaptif olamama, abartılı resaksiyon gösterme veya az reaksiyon gösterme sözkonusudur. Ya da uygunsuz reaksiyon gösterirler.
Bağlanma problemleri, travmaları vardır. İhmal edilmişlerdir çocukluklarında. Gelişim basamaklarında takılmaları vardır ve tamamlanmamış gelişim problemleri vardır. Doğum öncesi, sırası veya sonrası koşulları kötüdür. Veya psikiyatrik hastalıkları vardır.
Kişinin kendine özgü özelliklerinin bütününe kabaca kişilik diyoruz. Dışsal olarak algılanandır. Kendilik ise içsel olarak algılanan ve kişinin kendisini nasıl algıladığıdır.
Sahip olduğu özellikler toplumsal uyumu bozuyorsa, işlevselliğini bozuyorsa, sürekli sıkıntı yaratıyorsa o zaman kişilik bozukluğu üzerinde düşünmek gerekiyor. Kişilik bozukluğu olması için bir süre değil uzun süre bu problemli alanların devam etmesi gerekir.
Bu özellikler egosintonik kişinin benliği tarafından kabul edilen bir durumdur. Egoya yabancı gelmez. Bu kişiler kendilerini değil çevrelerini problem olarak görürler ve kendilerini değil çevrelerini değiştirmeye çalışırlar. İşlevsel olmayan bu özelliklerine sıkı sıkıya sarılırlar. Dissosiyasyon, fantezi, izolasyon, yansıtma, splitting bölme, pasif agresif davranışlar ve yansıtmalı özdeşim kullandıkları savunma mekanizmalarıdır.
Ego işlevlerinde süperego işlevlerinde, benlik imgesi ve benlik saygısında sorunları vardır. İnsan ilişkilerinde sıklıkla sorunlar yaşarlar. İçgörüleri olmadığı için yaşadıkları güçlükleri kendilerinden kaynaklanan bir problem olduğunu görmezler. Strese dayanma eşikleri çok düşüktür. Dürtü kontrolleri zayıf olduğu için dürtülerini kontrol etmekte zorlanırlar.
Yargılama yeteneği olması ve davranışların olası sonuçlarının tahmin edilmesinde kişilik önemlidir. Yargılama bozulduğunda kişilikte de bozulmalar oluyor. Kendi davranışlarının diğerleri üzerinde nasıl bir etki yaratacağını hesaplayamazlar. İç gerçekliğin dış gerçeklikle uyumuz bozulur. Süperegosu gelişmewmiş kişiler değerler geliştiremez ve değerler doğrultusunda hareket edemezler.
PARANOİT:
İnsanlar olası düşmandır dikkatli olmalıyım derler ve başkalarının kötü niyetli olduğunu düşünürler. Başkalarına güvenmezler ve düşmancıl duygular taşırlar, huzursuzluk ve kırgınlık içindedirler. Patolojik derecede kıskançtırlar, genelde gergin dururlar ve referans düşünceleri olabilir. Başkalarını alçaltıcı ve tehdit kaynağı olarak görürler. Başkalarına yakınlık ve sıcaklık duymazlar ve ciddi dururlar.
Genellikle zarar görme olasılığına karşı tetikte olma modundadırlar. Sinirli ve çok alıngan olurlar. Başkalarının duygusal tepkilerine karşı duyarsız kalırlar. Kandırılmaya karşı kendilerini adeta koruma altına almış gibidirler. Yaşamın geneli karşısında bir kuşkuculuk durumu hakimdir. Diğerlerinin hata ve başarısızlıklarını abartırlar ve kendi hata ve başarısızlıklarını başkalarının üstüne yıkarlar. Benlik saygılarını korumak için kibirli gururlu ve mesafeli olurlar. Yeterrsizlik ve değersizlik duyguları ile yüzleşmeyince üstün bir benlik imgesi yaratırlar. Büyüklenmeci bir tavır içinde olabilirler. Baağımlı olmaktan nefret ederler. Geçmişter kendilerine kötü davranılmasının öfkesini yaşarlar. Duygularını çok belli etmezler ve soğuk davranırlar. Başkalarının değerlendirmelerine aşırı duyarlıdırlar. Kendilerini çok özel ve değişik bir insan olarak algılarlar. Başkalarının kendisine zarar veereceği kandıracağı beklentileri vardır. İyi bir dinleyici ve gözlemcidirler, tuzakları analiz etmeye çalışırlar sıradan davranışların altında gizli anmlamlar olabileceğini düşünürler. Genç erişkinlik döneminde başlar. Küçümsendikleri duygusuna çabuk kapılırlar. Çevresindekileri denetim altında tutma çabası içindedirler. İnsanlara kolay kolay güven duymazlar ve gizledikleri amaçları olduğunu düşünürler.
ŞİZOİT:
Başkalarına ihtiyaç duymadan tek başlarına bir yaşam sürerler. Bsşkalarının yanında kendilerini rahat hissedemezler ve göz teması kurmaktan kaçınırlar. Kendilerini rahat hissedemezler ve meselelerin komik tarafları ile ilgilenmezler. Felsefeye karşı ilgi duyarlar. Günlük yaşam olaylarına pek katılmazlar ve çekingendirler. Hayvanlara karşı bağlılıkları vardır. Duygulanımları kısıtlı ve başkalarının övgü ve eleştirilerine ilgisiz kalırlar. Kendi dünyalarına çekilip başkalarından kolayca koparlar. Apati ve duygusal tepkisizlik temel özelliktir. Halinden memnundurlar ve yaşam tarzlarını doyurucu bulurlar. Tutkuları yoktur ve yüzeyseldirler. Onşlar için özgün olmak ve bağımsız olmak önemlidir. Kimsenni yardımına ihtiyaç duymazlar ve yalnızlığın daha iyi olduğunu düşünürler. Başkalarına yapışmaktansa yalnızlığı tercih ederler. Başkalarına güvenmezler, ilişkileri karmaşık ve bağımsızlığı zedeler. Konuşmaları yavaş ve tekdüzedir. İçgörüleri yoktur, düşüncelerini toplamakta zorlanırlar takım çalışmalarına katılmazlar.
ŞİZOTİPAL:
Konuşmaları, tavırları ve giyimleri sıradışı ve tuhaftır. Büyüsel düşünceleri vardır. Referans düşünceler,, illüzyon ve gerçekdışılık duyguları hakimdir. Kendi duygularının ayırdında değillerdir. Batıl inanışları vardır. Toplumda uzak kalmayı tercih ederler. Stres altında geçici psikotik tepkileri olabilir. Yakın arkadaşları pek olmaz.
Şizofrenik yakını olanlarda sık görülür. Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanımları vardır, kuşkuculuk ve paranoit düşünceleri bulunabilir.
İçsel boşluklarını illüzyon, büyüsel düşünce, telepatik düşünce ve referans fikirlerle doldururlar. Kendilerine ve başkalarına yabancılaşırlar. Her şey onlara yavan gelir, duygulanımları kısıtlıdır. Sanki hayali varlıklarmış gibi hissederler, kendilerine sanki dışarıdan bakıyor gibidirler. Mantık dışı patlamaları olabilir. Zaman zaman toplumdan kopabilirler. Yoğun baskılanmış kaygı ve düşmanlık duyguları ile yüklüdürler. İş yaşamlarında yetersizlik gösteritrler ve sıklıkla iş değiştirirler. Sorumluluktan kaçarlar. Çok az arkadaşları olan yalnız insanlardır. Evliliği sürdüremezler ve dağınık düşünceler içindedirler. Doğa üstü güçleri olduğuna inanabilirler. Kendilerini özel olarak görürler, duygularını dışa vurmazlar ve soğukturlar. Başkalarını amaçları için kullanırlar. Başkalarının kafasından geçenleri okuduklarını zannederler, yakın ilişkileri sürdüremezler.
ANTİSOSYAL:
Başkalarının haklarını hiçe sayarlar. Manipülatif davranırlar, yalan söylerler ve dürüts değillerdir. Şiddete başvururler. Rastgele cinsel ilişkilerden kaçınmazlar. Vicdan azabı ve pişmanlık duymazlar. Dürtü denetimleri yoktur ve tasarlayarak davranmazlar. Huzursuz ve saldırkan kişilerdir. Başkalarını kandırma, dolandırma, onları çıkarı için kullanma, ikna etme, sorumsuzluk onların yaşazm biçimleridir.
Alkol madde kullanmaya eğilimlidirler. Davranış bozukluğu ve hiperaktivite bozukluğu bu duruma yatkınlaştırır. Dürtüsel hareket ederler, haz peşinde koşarlar ve gelecek tasarımları zayıftır. Kendi ve başkalarının güvenliğini hiçe sayarlar. Başkalarına zarar verme, kötü fdavranma eğilimindedirler ve bu durumun genetik bir tarafı vardır.
Kötü çocukluk yaşantıları, kafa travmaları veya doğumda beyin hasarı yaşamış olabilirler. Yargılama ile ilgili ego yetersizliği vardır. Süperego çok gelişmemiş, sevgi ve temel güven duyguları yoktur. Kavgacı ve yıldırıcı tarzları vardır. Başkalarının duygularına duyarsız kalırlar. Engellenme eşikleri düşüktür ve kolayca sıkılırlar. Öfke patlamaları olur. Cana yakın, şirin neşeli davranıp insanları kandırır ve hedeflerine ulaşmaya çalışırlar ve insanların güvenlerini kullanırlar. Yüzsüz ve küstah davranırlar hiç sululuk yaşamazlar ve başkalarının dolandırılması gereken kişiler olduklarını düşünürler. Elde ettiklerinin kendi hakları olduğunu düşünürler yöntem onlar için önemli değildir. Enerjiktirler ve kendilerine güvenleri yüksektir. Kendilerini hep haklı bulurlar. Rasyonalizasyon savunma mekanizmasını çok kullanırlar. Kendi kurnazlık ve saldırganlıklarına hep haklı gerekçeleri vardır. Manipülatif ve egemenlik kurmaya çalışırlar. Başkalarını kendilerine tehdit olarak görürler ve agresif olmayı haklı bulurlar. Gerçek duygulanımlar yaşamazlar ve rol yaparlar. Başkalarını zor duruma düşürmekten haz alırlar. Yarattıkları sıkıntı ve acının hazzını yaşarlar. Bağlılık duyguları olmadığı için en yakınındaki kişileri rahatlıkla dolandırabilirler. Otorite ve kurallara karşı gelirler. Onlar için en iyi yol zorlamak ve kurnazlıktır. Güçlü olan ayakta kalır diye bakarlar. Ben insanları ele geçirmezsem onlar beni ele geçirir diye düşünürler. Yalan söylerler ve istikrarsızdırlar. Açgözlülük, dürtüsellik, kural tanımazlık vardır. Toplumsal değerleri yoktur. Başkaları hep kötü kendileri iyi ve hep haklıdır. Baağımsız çalışmayı tercih ederler ve ergenlik dönemleri çok yaramazlıkla geçer. Parasal konularda cömerttiler. Günübirlik yaşarlar ver tatlıdillidirler. İnandırıcı yalanlar söyler ve inandırırlar. Hızlı araba kullanma riskli davranışlar ve agresiflik hakimdir. Büyüklenmecidirler ve kendilerini beğenmişliklerini abartmışlardır.
BORDURLİNE SINIR KİŞİLİK BOUKLUĞU:
Duygularını denetleme problemleri ayrımlaşma bireyleşme problemleri yaşarlar. Her zaman bir bunalım içindedirler. Gerçeği değerlendirmenin bozulduğu geçici dönemler yaşarlar. Kendine zarar verme suicit girişimleri olabilir. Başkaları ile ilişkileri çalkantılıdır. Yalnız kalmaya katlanamazlar, çok kolay öfkelenirler aniden bir moddan bir moda geçebilirler. Benlik imgeleri ve kimlikleri tutarsızdır. Para ve cinsellik konusunda tutarsızdırlar. Gerçek ya da hayali terkedilmelerden kurtulmak için olmadık çabalara girerler. Övüp gökyüzüne çıkardığı bir kişiyi kısa süre sonra yerin dibine sokabilirler.
Kendilerini sürekli boşlukta hissederler ve geçimsizdirler. Uygunsuz yoğun öfke ve kontrol problemleri yaşarlar. Stres aldında geçici paranoit düşünceler ve disosiyasyon yaşarlar. Splitti
Ng bölme savunma mekanizmasını kullandıkları için insanları kendisini sevenler ve sevmeyenler diye sınıflandırırlar. Sürekli iyi kötü diye keskin bir sınıflandırma yaparlar. Bir tutumdan başka bir tutuma hızlı geçişleri olur. Sürekli bir kararsızlık içindedirler ve kendilerini algılamada bir dağınıklık yaşanır. Amaçsızlıkları vardır ve gelip geçici istekler peşinde koşarlar. Baağımlı bir yapıları vardır ve terkedilme korkuları yüksektir.
Kaygı, huzursuzluk ve depresyon arasında sıklıkla gider gelirler. Kişiler arası ilişkiler son derece tutarsızdır ve cinsel sapmalar olabilir rastgele cinsel davranışları olabilir.
Dışlanmaya karşı çok duyarlıdırlar. Çok hızlı iletişim kurar ve çok hızlı bozarlar. Kendilik saygılarında sürekli dalgalanmalar olur. Bzen kendini çok değerli bazen çok değersiz hissederler. Ya hep ya hiç şeklinde bir bakış açılaroı vardır. Her şeyi çok iyi ya da çok kötü olarak görürler.
Bazen kendilerini kabul edilebilir bir insan olarak görmezler, karamsarlık, kararsızlık, güçsüzlük, kırılganlık çok yaşarlar.
NARSİST KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Kendini büyük görme, benlik saygısı konusu ile aşırı ilgilenme, büyüklenmecilik hakimdir.
Özel insanlar olduklarına, özel haklarla donatıldıklarına inanırlar. Eleştiriye öfke duyarlar. Benlik saygıları çok kırılgandır. Dış görünüşleri ile aşırı ilgilenirler. Kendilerine sürekli hayran olunmasını beklerler. Empati yapamazlar ve duyguları yüzeyseldir. Üstün bir insan olarak görülme beklentisi içindedirler ve böyle olduklarına inanırlar. Diğerlerini kendinden aşağı görürler.
Hep haklılık duygusu ile hareket ederler. Doğuştan sanki hep haklı doğmuş gibidirler. Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarı için kullanırlar. Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da onların kendisini kıskandığına inanırlar. Çoğunlukla küstah ve kendini beğenmiş tavırlar sergilerler ve etrafta genelde sevilmezler. Gerçek dostları ve arkadaşları olmaz.
Altta yatan yoğun değersizlik ve aşağılık duyguları ile başaçıkmak için büyüklenmeciliği bir savunma olarak kullanırlar. Bu duruma sebep olan temel duygu değersizliktir. Kendine güvenli ve sakindirler. Bencildirler ve benmerkezci hareket ederler. Hayal güçleri gelişmiş ve başarısızlıklarını bile başarı gibi gösterme eğilimleri vardır.
Çok alınganlar ve çabuk alınır değersizlik duygusu yaşarlar ve saldırgan öfkeli olurlar. Anne babaları tarafından mükemmel oldukları inancı ile yetiştirilmiş ve gereğinden fazla övülmüşlerdir. Beklentileri hep yüksektir. Başkalarının ne düşündüğünü önemsemezler, ne derler diye kaale almazlar. Referans noktaları hep kendileri ve sanki dünya onların etrafında dönüyor gibidir. Kendilerini dünyanın merkezinde görürler.
Kendilerine yalancı bir dünya yaratmışlar ve onun içinde adeta debelenirler. Ne zaman kendilerini değersiz hissetseler hemen ne kadar eşsiz üstün bir insan oldukları inancına sarılırlar ve böylece değersizlik duygusundan kurtulmaya çalışırlar. Kendisini öven saygı gösteren etrafında koşan kişileri seçerler. Etraflarında boyun eğen ve bağımlı kişiler bulunur genelde ve onları kendi çıkarı için kullanırlar.
Ben özel bir insanım, ayrıcalıkları hak ediyorum, başkalarına uygulanan kurallar beni bağlamaz, tanınmak, hayran olunmak, övülmek çok önemli, insanlar benim üstün olduğumu fark etmeliinancı içindedirler. İnsanların beni eleştirmeye hakları yok diye düşünürler. Ancak zeki ve parlak insanlar beni anlayabilir derler.
Etrafta sürekli kendisine iltifat edilmesini beklerler. Değerli olduğu etrafta gösterilmezse öfkeye kapılırlar. Kişiler arası ilişkileri genelde bozuktur. Bazen taşkın duygu durumları yaşar ve coşkuya kapılırlar. Gerçeği değerlendirme yetileri bozulabilir.
HİSTRİONİK:
Rol yapıyormuş gibi duygusal ve olumlu izlenim bırakma çabası içindedirler. Süslü, göz alıcı, olumlu olmaya çalışırlar. Her zaman dikkatleri sütüne çekme çabası vardır ve etrafta fark edilmek izlenilmek isterler. Bu yüzden ayartıcı ve baştan çıkarıcı tutumlar içinde olurlar. Duygusal açıdan derinlikleri yoktur, içten değildirler. Rol yapar gibi konuşurlar.İlgi odağı olmadıklarında dikket çekmediklerinde rahatsız olurlar. Cinsel yönden baştan çıkarıcı ve uygunsuz davranabilirler. Duyguları çok hızlı değişir. İlgi çekmek için fiziki görünümlerini kullanırlar ve onlar için dış görünüş çok önemli. Telkine yatkındırlar, duygularını abartma içindedirler, yapmacıklık ve gösterişlilik tavırları vardır. Engellenme eşikleri düşüktür. İç görüleri fazla yoktur ve ilişkileri uzun sürmez. Genelde kararsızdırlar ve dış uyaranlara göre davranırlar. Değer verilme ve övülme beklentileri yüksektir. Etrafın ilgisini çekemez, övülmez ve fark edilmezlerse çok kaygı yaşarlar. Boşluk ve değersizlik duyguları yüksektir. Manipülatif davranırlar.
İlgi odağı olmalıyım, fark edilmeliyim, değer görmeliyim, övülmeliyim, sezgilerim her zaman doğrudur,isteklerimi yaptırmak için hep ilgi çekmeliyim inancı içindedirler. Kendi rahatlarına çok düşkünler. Gereksiz isteklerde bulunur, huysuzluk eder ilişkilerinde yüzeyseldirler. Empati ve eşduyum yapamazlar. İlişkilerinde göstermeci ve kışkırtıcıdırlar. Dürtüsel davranırlar, olayları çözmek yerine olayın bir yerine takılır kalırlar.
Derinlerde ise yetersizlik şeması ve bunun için sevilmesi gerektiği inancı yatar. Ya hep ya hiç şeklinde davranırlar. İletişimlerinde flört yapar gibi bir hal içindedirler. Duygularını abartılı gösterme eğilimleri var ve öfke patlamaları olur. Hıçkırarak abartarak ağlar ve kahkaha atarlar.
ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞU:
Ürkek , utangaç, korkak bir yapıları vardır. Kolayca incinirler ve dışlanmaya karşı aşırı duyarlıdırlar. Çabuk aşağılık duygusuna kapılırlar. Kendilerini göstermek istemezler ve becerisksiz görürler. Küçümseyen değer vermeyen veya çok koruyucu anne baba modelleri vardır genellikle. Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla iletişime geçemezler. Toplumsal ortamlarda eleştirilme dışlanma kabul görmeme korkuları içindedirler. Kaçınma ve ketlenme savunmalarını kullanırlar. Derin bir yalnızlık içindedirler ve toplumdan kopukturlar. Duygularını bastırırlar ve göstermezler. Utangaç ve kuruntulu kişilerdir.
Yavaş ve kısıtlı konuşurlar ve hata yapmaktan çekinirler. Onlar için dış dünya eleştirici ve kabul etmeyendir. İçlerinde bir boşluk ve kendilerine bir yabancılaşma duyguları içinde olurlar. Değersizlik duygusunu çok yaşarlar. Kendine güvenleri olmadığı gibi diğer insanlara da güvenmezler. Kendilerini sıklıkla küçük düşmüş hissederler. Represyon savunma mekanizmasını çok kullandıklarından durgun, donuk, ilgisiz bir yapıları vardır. Başkalarına güvensizlik içindedirler ve kendilerine değer vermezler. İnsanlarla çoğunlukla mesafeli olurlar ve öyle davranırlar. Yakın sıcak ilişkileri risk olarak görürler.
Hoş olmayan duygulara katlanamam diye düşündüklerinden ortamlatrdan daha çok kaçınma yolunu seçerler. İlgi çektiğim ortamlardan uzak olmalıyım, aşağı yetersiz görünmek katlanılmazdır, eğer başarısız olacaksam yapmamak daha iyi diye düşünürler.
Şizoitlerin aksine yakın ilişkide bulunmak ve toplumsal etkinliklere aslında katılmak isterler. Ama dışlanma ve eleştirilme korkusundan dolayı geri dururlar.
Utangaç, güvensiz ve soğukturlar. Davranış ve konuşmalarını her zaman denetim altında tutarlar. Yalnızlık, üzgün,gergin, hissederler. Sıradan olayları ve durumları gereğinden fazla abartırlar vegereğinden fazla tehlike algıları vardır. Sınırlı bir yaşamları olur, çok endişelidirler ve kendi halinde yaşayan insanlardırlar.