Kısırlık
Yazar Zeynep Korkmaz • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 10 Eylül 2018 • Yorumlar:
İnfertilite, yani halk arasında bilinen ismi ile kısırlık, sanıldığı gibi dünyanın sonu, korkunç bir durum değildir. Öncelikle kime infertil, yani kısır, denir, tanıma bakalım; bir yıllık korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmayan çiftlere infertilite tanısı konur. Kısırlık durumu sadece kadına ait bir problem değildir.
Çiftlerde infertilite, yaklaşık olarak %10-15 oranında görülür. Yani her 10 çiftten birinde kısırlık ortaya çıkar. Kısırlığın nedenleri ise farklılık gösterir. İnfertiliteye sebep olan neden kabaca %40 kadından, %40 erkekten kaynaklanır.
Kadın ile ilgili nedenler arasında en sık yumurtlamada problem saptanır. Daha sonra tüpler ile ilgili problemler, rahim ve rahim yolları ile ilgili problemler gelir.
Erkeklerde de en sık saptanan neden spermler ile ilgili problemlerdir.
İnfertil çiftlerde yaklaşık %20 oranında da şu anki tıbbi bilgi ve teknikler aracılığı ile herhangi bir problem saptanamaz, ki bu duruma da açıklanamayan infertilite denir.
Toplumda sık yapılan hatalardan biri, birkaç ay korunmasız ilişki sonrası gebelik oluşmadığında korku ile doktora giderek kendi kendine kısırlık tanısı koymaktır. Buna hata diyorum çünkü zaten fekundabilite oranı %25’tir. Bu şu anlama geliyor, tamamen sağlıklı bir kadın ve tamamen sağlıklı bir erkek, adet döneminin gebelik için en uygun zamanında korunmasız ilişkide bulunsalar dahi bu tamamen sağlıklı çiftte gebelik oluşma ihtimali %25’tir. Yani birkaç kez denedikten sonra hemen “Benim çocuğum olmuyor!” diye korkuya kapılmak hem yersiz, hem faydasızdır. Hatta tehlike olduğunu bile söyleyebiliriz, çünkü gebelik oluşması için kadında stres faktörünün en aza indirilmesi gerekmektedir.
Peki Ne Zaman Kısırlık Şüphesi ile Doktora Başvurmak Gerekir?
1 yıl boyunca, gebelik ihtimalinin en yüksek olduğu dönemde, korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmadı ise bir hekime başvurmak gerekir.
Doktorunuz sizin için gerekli tetkik ve değerlendirmeleri yapacak ve sizin için uygun olan tedaviye başlayacaktır ancak bu süreçte sizin de yapabilecekleriniz, daha da doğrusu yapmanız gerekenler var.
Tedavi İçin Neler Yapılmalı?
Öncelikle mutlaka ve mutlaka sigarayı bırakmalısınız. “Ben az içiyorum, günde bir iki tane.” diye bir açıklama dahi kabul edilemez. Sigara, günde birkaç tane içseniz dahi vücudunuzda, gebeliğin rahme tutunmasını engelleyen maddelerin birikmesine neden olur. Erkekte ise aynı şekilde spermlerin kalite ve hareketliliğinde azalmaya neden olur. Kısırlık için tedavi almakta olan bir kadın ya da erkeğin kesinlikle ve kesinlikle sigara içmemesi gerekir.
İkinci önemli nokta, eğer fazla kilonuz var ise kilo vermenizdir. Vücut kitle indeksinin (vücut ağırlığınızın, boyunuzun metre cinsinden karesine bölünmesi ile bulunur) 24’ün altında olması, gebelik oluşması ve gebeliğin rahme tutunması ihtimalini arttırır. Bu sebeple, eğer ki fazla kilolu iseniz, hem gebelik ihtimalini arttırmak, hem de gebelik sürecini sağlıklı bir şekilde geçirmek için doktorunuza danışarak sizin için ideal olan kiloya inmelisiniz.
Beslenmeyi düzenlemek ve vücuda kimyasal yük oluşturan her şeyden kaçınmak da çok önemli. Burada ilk terk edilmesi gerek alışkanlık işlenmiş beyaz şeker içeren her şeydir. Beyaz ekmek de dahil olmak üzere, kola vb gibi gazlı içecekler, soğuk çay, paketli hazır her türlü şekerli yiyecek, çikolata, bisküvi, cips, kek, beyaz şeker bunların başında gelir. Bu yiyecekler vücutta istenmeyen kimyasal bir yük yaratarak yumurtlama fonksiyonları bozar. Beslenmemizde günlük taze sebze ve meyveler, taze hazırlanmış et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri tercih edilmelidir.
Ayrıca kimyasal yüke sebep olan her türlü kozmetik ürünü olabildiğince az kullanılmalıdır. Buna özellikle parfüm, deodorant ve şampuanlar dahildir.
Ve elbette günlük hayatınıza sporu dahil etmeniz gerekir. Spor yapmanın, gebeliğin oluşması ve sağlıkla ilerlemesinde büyük faydasının olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Kısırlık tedavisi alan çiftlerin, tüm faydayı tıptan beklememesi, ilaç ve tedavinin her şeyi rahatlıkla çözeceğine güvenmemesi, kendilerinin de çift olarak yapabilecekleri çok şeyin olduğunu kabul ederek tedaviye maksimum faydayı sağlayabilmek adına hayatlarında bu düzenlemeleri yapmaları gerektiğini bilmeleri çok önemlidir.