Kök Hücre ile Gençlik Aşısı
Yazar Onur Evren Yılmaz • Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Uzmanı • 9 Ekim 2017 • Yorumlar:
Yüzümüzde göz çevresi ve yanaklarda yaygın şekilde bulunan yağ dokumuz yaş almakla birlikte derimizde meydana gelen değişimlere ek olarak azalmaktadır. Gençleşmek için sadece deriye yönelik işlemler yetersiz kalmakta, alttaki azalmış yağ miktarının da yerine konulması gerekmektedir. Estetik ve Rekonstrüktif cerrahide yağ dokudan faydalanma oranı artış göstermeye devam etmektedir. Liposuction (yağ alma) yöntemlerindeki yenilikler de buna paralel artmakta, Lazer ve Ultrason yardımlı teknolojilerden faydalanılmaktadır. Elde edilen yağların geri kullanımındaki faydalarının keşfiyle, bu eşsiz kaynağı en az hasarla tekrar gerekli görülen alanlarda kullanabilmek için arayışlar sürmektedir. Yağ dokudan kemik iliğine oranla çok daha fazla ve kolay mezenkimal kaynaklı kök hücre elde edilir. Bu öncül hücreler kemik, kıkırdak, kas gibi dokulara dönüşebilme kapasitesinde oldukları için kök hücre olarak isimlendirilir. Yapım ve onarım mekanizmalarında kullanılır.
Verilen yağ hücrelerinin yaşayabilirliğini artırma amaçlı arayışlar sürmektedir. Alınan bölgeler açısından fark var mı diye yapılan çalışmalar yanında, alınma teknikleri sırasında verilen anestezik maddeler, toplama için kullanılan kanüllerin çapları ve delik boyutları, alınan yağların süzme, serumla yıkama ve santrifüj edilmesindeki farklar, alıcı sahaya uygulama sırasındaki enjekte etme metodları ve araçları, alıcı sahanın hazırlanması ve alınan yağların saklama koşulları ile ilgili literatürde yüzlerce çalışma bulunmaktadır. Bilimsel çalışmalar ışığında da cerrahlar yöntemlerini güncellemektedir.
Daha ince kanüllerle verme ihtiyacı sonrası toplanan yağlar inceltilebilmek için enzimatik parçalama işleminden geçirildi ve yağ hücrelerinin yaşabilirliğinin devam ettiği gözlendi. Artık daha ince iğnelerle yağ transferi yapmak mümkün oldu, bunun yanında enzimatik parçalanma sonrası santrifüj işlemi ile kök hücreden yoğunlaştırılmış bir kaynak elde edildi. Yağ hücrelerinin kök hücreden zenginleştirilerek verilmesi etki süresini ve tamir gücünü artırdı. Yani geleneksel yöntemlerle verdiğimiz yağın %30-%50’ı tutarken aynı yağı kök hücreden zenginleştirerek verdiğimizde tutma oranı arttı.
Özel cihazlarla hava teması olmadan yağların toplanması ve hazırlanması işlemlerini yapabilmekteyiz. Hazırlanan karışımlar, zaman içinde dolgunluğu azalmış bölgelerin hacmini geri kazandırmada, meme ve popo şekillendirmede, el gençleştirmede, akne izi tedavisinde, kronik yaralarda, yanık, travma sonrası oluşan oyuk ve skarlarda ve radyoterapi görmüş alanların tedavisinde dolgu ve onarım yeteneğiyle etkilidir.
Bu yöntemin yetersiz kaldığı daha problemli alanlar için de; göz altı morlukları, dudak çevresi ve dekolte bölgesinde kırışıklıkların tedavisinde çok ince iğnelerle cildin üst kısımlarına ve kıvrımlarına verilebilmesi amacıyla yağların emülsifiye edilmiş şekli kullanılmakta ve bu da ‘‘Nano yağ’’olarak adlandırılmaktadır. Temel olarak kök hücrelerden oluşur ve içinde yağ hücresi kalmaz. Dolgu etkisi yerine gençleştirici, canlandırıcı etkisinden faydalanılır.
Uygun kişilerde lokal anestezi ile yağlar toplanabilir. İşlem sonrası 1-3 ay arası sonuçlar daha iyi gözlenebilmektedir. 3 gün kadar bandajla pansuman yapılır. Allerjik reaksiyon oluşmaz. Ağrılı değildir. Gençlik aşısı olarak adlandırılan hyalüronik asit dolgulara kıyasla kendi hücrelerinden hazırlanan gerçek anlamda gençleştirici özelliği olan tedavilerdir.