KOLON (KALIN BAĞIRSAK) KANSERİ
Yazar Namık Yılmaz • Gastroenteroloji Cerrahı • 16 Haziran 2016 • Yorumlar:
Sindirim sisteminin son kısmı olan kalın bağırsakta aşırı çoğalma gösteren, çevre dokulara ve uzak organlara yayılma
özelliği gösteren, kötü huylu tümöre kolon kanseri denir. Polipler barsak duvarından kabarık
olarak gözlenen kitlelerdir. Bu polipler zamanla büyüyerek barsak duvarına veya diğer
organlara yayılım gösterebilen kanser dokusu haline gelebilirler.
Yaklaşık 1,5 metre uzunluğundaki kolonun son kısmı olan rektumda depolanan dışkı, anüs
(makat) yoluyla dışarı atılır.
KALIN BARSAK KANSERİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI
Batı toplumlarında kolon kanseri en yaygın görülen kanser türüdür. Sağlık Bakanlığı’nın
kanser türlerinin görülme sıklığının dağılımı incelendiğinde; kalın barsak kanserleri ikinci
sırada yer almaktadır.
RİSK GRUPLARI
Yaş ve aile hikâyesi en önemli risk faktörüdür. Kalın barsak kanseri herhangi bir yaşta ortaya
çıksa bile hastaların %90’ından fazlası 40 yaşın üzerinde olan kişilerdir. Bu yaştan sonra risk
artar.
Ailede (birinci ve ikinci derecede akrabalar) ve /veya kendisinde;
-Kalın bağırsak kanseri hikâyesi,
- Kalın bağırsak polipi hikâyesi olması
-Meme, yumurtalık ve rahim kanseri olanlar,
-50 yaş üzerindeki bireyler
KOLON KANSERİNİN BELİRTİLERİ
Makattan kanama, açıklanamayan kansızlık/solukluk, barsak alışkanlıklarında değişiklik,
kabızlık-ishal, barsak tıkanıklığı ve açıklanamayan kilo kaybı önde gelen belirtilerdir.
TEDAVİ
Kolorektal kanser tanısı almış tüm hastaların tam iyileşme için cerrahi tedaviye ihtiyaçları
vardır. Cerrahi yöntemlerle kanser ve bilimsel olarak alınması gereken kolon kısmı ile lenf
bölgeleri çıkarılır. Kemoterapi ve radyoterapi ise cerrahi tedaviye ek olarak kullanılır.
Eğer kanser erken tanı konur ve tedavi edilirse, hastaların %80-90’ı sağlığına kavuşur. Tanı
geç evrelerde konursa, iyileşme şansı %50 veya daha altına düşer. Bu hastaların bir kısmında
kalın bağırsağın çıkarılmasının ardından, geri kalan kalın bağırsağın karın duvarına açılması
gerekebilir. Bu işleme de kolostomi açılması denir. Kısaca her ameliyatta mutlaka torba
kullanmak (kolostomi) gerekli değildir.
KANSERİN EVRESİ: kanserin evresi, kanserin barsak dokusunda ne kadar derine yayılmış
olduğu ve kanserin lenf nodlarına veya diğer organlara yayılmış olup olmaması ile ilgilidir.
KEMOTERAPİ:
Kanser hücrelerini yok edilmesi için kullanılan ilaçlar kemoterapi olarak isimlendirilir. Çoğu
hastanın ameliyat sonrası kemoterapi alması gerekir.
Bunun nedeni; tümörün ameliyatla çıkarılmasından sonra, vücutta kanser hücrelerinin
kalıntılarının
kalabilmesidir. Eğer bunlar yok edilmezse bu kalan kanser hücreleri çoğalabilir, büyüyebilir
ve yayılabilir (metastaz).
RADYOTERAPİ:
Işın tedavisi denilen radyoterapi, kolon kanserlerine göre kolonun son kısmı olan rektum
kanserlerinde kullanılan bir tedavi yöntemidir.
.
KALIN BARSAK KANSERİ NASIL ÖNLENİR?
Kalın barsak poliplerinin çıkarılması kalın barsak kanserinin gelişimini önlemektedir. Bu
nedenle kalın barsak kanseri önlenebilir bir hastalıktır
Hastalıkları gelişmeden önlemek, erken evrede yakalayabilmek ve başarıyla tedavi edebilmek
için sağlıklı bireylerin sağlık kontrolünden geçirilmesine tarama işlemi denir.
Kolon ve rektum kanseri açısından risk grubunda olmayan insanlara, 40 yaşından başlayarak,
her yıl rektal (makat) muayene ve dışkıda gizli kan testi önerilir. 50 yaş ve sonrasında her 5-
10 yılda bir veya kolonoskopi her 10 yılda bir uygulanabilen diğer tetkiklerdir.
KORUNMAK İÇİN NE YAPILIR?
Fiziksel egzersiz yapmak: Araştırmalar, düzenli egzersiz yapan bireylerde kalın barsak
kanseri dâhil
birçok kanser gelişme riskinin azaldığını göstermiştir. Haftada 5 gün, 30-60 dak. arasında orta
şiddette veya günlük 150 kalori harcanmasını sağlayan egzersiz yapılmalıdır.
Aşırı Kilolardan Kurtulmak: Fazla kilolar kanser riskini arttırmaktadır.
Sigara Kullanmamak: Diğer kanserler gibi sigara kullanımı, kalın barsak kanser riskini de
büyük oranda arttırmaktadır.
Aşırı Alkolden Sakınmak: Yapılan araştırmalar alkolün kalın barsak kanser riskini arttırdığını
göstermiştir.
Sağlıklı Gıda Tüketimi: Kalın barsak kanserinin önlenmesinde beslenme alışkanlığı da
önemli rol oynamaktadır. Yüksek lifli düşük yağ içerikli besinlerin tercihi önerilmektedir. Bu
korunma yöntemleri tam olarak uygulansa bile kalın barsak kanser gelişimini önlemeyebilir.
Sonuç olarak, dışkılama alışkanlığında değişiklik, dışkıda kan görülmesi durumlarında
dikkatli olunmalıdır. En önemlisi, özellikle yüksek risk sınıfına giren bireylerin tarama
testlerinin ve fizik muayenelerinin yapılmasıdır.