Konuşma Bozuklukları ve Duyu Bütünleme
Yazar Rana Yazıcıoğlu • 6 Aralık 2024 • Yorumlar:
Konuşma bozuklukları da diğer alanlar gibi multidisipliner çalışmalarla kalıcı düzelmeleri sağlayan bir alandır. Çalışılan vakaların diğer gerekli alanlarla iş birliğinde ilerlenmesi temel problemlere ulaşmayı sağlar. Bazen bir bozukluk tek bir sebepten kaynaklanmaz.
Duyu bütünleme bozukluğu (DBB) konuşma bozukluklarında da yansımaları görülen bir alandır. Takdil (dokunsal) duyu ihtiyacı olan bir bireyde dil ve iletişim gecikmesi, dil sınırlılığı, sesletim zorluklarını beraberinde getirmektedir. Takdil deneyimleri limitli olan bireyin dil- lisan gelişimi de o derece limitli olacaktır. Dış dünyayı tanımada takdil hassasiyetler sınırlı ve seçici deneyim alanlarına sebep olur. Takdil duyu ihtiyaçları olan bireyin arkadaşları ile ilgili bir takım şikayetleri hep olacaktır. Arkadaşlarının kıpır kıpır olmaları, temastan şikayet etmeler gibi...Çekingenlik ile de sosyal ortamlarda iletişim becerilerini geliştiremeyecektir. Dokunsal hissi onun dikkatini dağıttığından kolayca öğrenemez, akademik gelişimde kazanacağı dil becerileri de bundan olumsuz etkilenir. Pis olup dokunmaktan çekindiği deneyimler, deneylerde çeşitlilikten mahrum kalacaktır. Öğrenme için gerekli olan problem çözme yeteneklerini, iletişim yeteneklerini insan yetenekelerini kaçırabilir. Bu da karşımıza apraksi konuşma bozukluğu olarak çıkacaktır.
Dil ile tanışması gecikmiş, dil gelişimi yavaşlamış çocuklar gelişim yaşının gerektirdiği kelime bilgisine geç ulaşarak sonrasında kelimelerine hakimiyeti olmadığından sesletim problemleri yaşayacaktır. Konuşma bozukluğu ile karşımıza gelen bireyde duyusal değerlendirmenin de yapılıp sebep olan duyusal ihtiyaçları belirlememiz bu ihtiyaçları da karşılayacak duyusal çalışmaları terapilere katmamız gerekecektir. Eş zamanlı olarak duyu bütünleme terapileri alırken aynı zamanda dil terapilerini alması ile bireyin ihtiyaçları karşılamış olacaktır.
Konusuna etraflı bakabilen uzmanlar her zaman ailerin efektif davranmalarını sağlar . Bu açıdan ailelere, çocuklarındaki probleme çözümsel kapılar açan disiplinler geçişini yapabilen uzmanlara yönelmelerini tavsiye ederim.
Her birey için kaç yaşında olduğu önemli olmaksızın çoklu gözlemlerin, değerlendirmelerin önemini unutmamalıyız.