Korona (Covid-19 ) ve Böbrek
Yazar Hakkı Perk • 17 Eylül 2021 • Yorumlar:
Kalp, akciğerler, karaciğer ve böbrekler gibi organ sistemleri birbirlerinin işlevlerine bağımlıdır ve birbirlerini desteklerler, bu nedenle COVID-19 bir organda hasara neden olduğunda diğerleri risk altında kalabilmektedir. Böbreklerin temel işlevlerinin kalp, akciğerler ve diğer sistemler üzerinde etkisi vardır. Bu nedenle, COVID-19 hastalarında ortaya çıkan böbrek hasarının, hastalığın ciddi, hatta ölümcül seyrinin bir uyarı işareti sayılabilir.
COVID-19 küresel pandemiye yol açan korona virüsün neden olduğu hastalık akciğerlere zarar verdiği bilinmektedir. Birçok bilinmezliği olan hastalığın akciğer dışında birçok organa zarar verdiği ve fonksiyonlarını etkilediği görülmektedir. Daha fazla insan hasta oldukça, korona hakkında daha fazla bilgiler ve yeni anlayışlar ortaya çıkmaktadır. Koronavirüsün kalp ve böbrekler de dahil olmak üzere diğer organlarda ciddi ve kalıcı hasara neden olabileceğini artık bilinmektedir.
Şiddetli COVID-19 geçiren veya geçirmekte olan bazı hastalarda, hastalıktan önce önce altta yatan böbrek sorunu olmayanlarda bile böbrek hasarı belirtileri saptanabilmektedir. İlk raporlarda, COVID-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan hastaların %30'unun orta veya şiddetli böbrek hasarı geliştiği ifade edilmektedir. COVID-19 hastalarında böbrek sorunlarının belirtileri arasında en sık olarak idrarda yüksek düzeyde protein ve idrarda kanama görülmektedir. Bütün bunların yanında kan üre ve kreatinin seviyesinde artış, hipertansiyon ve böbrek yetmezlik bulguları ortaya çıkabilir, hatta diyaliz ihtiyacı doğuracak ölçüde kalıcı veya geçici kısmi böbrek yetmezliği gelişebilir. COVID-19 yakalananlarda genel bir böbrek ağrısı genel görülmektedir, ancak bu subjektif bir bulgudur, bunun böbrek fonksiyonlarını kontrol etmek için bir işaret ve bulgu olarak görülmelidir.
Böbrek hasarı, bazı durumlarda diyaliz gerektirecek kadar şiddetli olabilir, ki buna akut böbrek yetmezliği diyoruz. COVID-19’li hastalarda akut böbrek yetmezliği gelişme riski normal insanlara göre iki kat fazla görüldüğü saptanmıştır. Şiddetli COVID-19'lu hastaların çoğu, yüksek tansiyon ve diyabet dahil olmak üzere kronik rahatsızlıkları olan hastalardır. Yüksek tansiyon ve diyabeti olan hastalarda COVID-19'a bağlı böbrek hastalığı riski artmaktadır. Tabi bunun yanında hiçbir kronik rahatsızlığı olmayanlarda veya virüs bulaşmadan önce böbrek sorunu olmayan hastalarda da böbrek hasarı görülebilmektedir.
COVID-19 hastalığı için risk grupları
Bir kişinin risk grubunda olması, mevcut kronik hastalığına bağlı olarak kişinin herhangi bir kronik hastalığı mevcut olmayan kişilere nazaran COVID-19 hastalığını daha ağır geçirme riski taşıdığı anlamına gelir. Risk grubu hastaların COVID-19 pandemisi süresince bulaştan korunmak için ayrıca önlemler alması büyük önem arz eder. Ancak, kişide mevcut kronik hastalık COVID-19 virüsüne yakalanma açısından bir risk faktörü olarak görülmemektedir.
Temel olarak COVID-19’u ağır geçirme riski yüksek olan hastalıklar ve durumlar şunlardır:
-
İleri yaş,
-
Kronik akciğer hastalığı (KOAH vs)
-
Hipertansiyon,
-
Kalp-damar hastalıkları
-
Şeker hastalığı.
-
Akut ve kronik böbrek yetmezliği
-
Diyalize ihtiyaç duyan böbrek hastaları: Bu hastalar için enfeksiyonlarla savaşmak herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilerden daha zor olabilir. Diyaliz tedavisi gören hastaların sık sık evden çıkması, toplu taşıma kullanması ve diyaliz merkezine gitmesi gerektiğinden COVID-19 virüsüne yakalanma ihtimalleri artar
-
Böbrek nakli yapılan hastalara vücudun yeni böbreği reddetmemesi için bağışıklık baskılayıcı ilaçlar verilir, COVID-19 virüsüne yakalanma ve ağır geçirme olasılıkları artar
-
Kronik pyelonefrit,
-
Vaskülit ve skleroderma gibi bağışıklık sistemi hastalıkları olanlar-otoimmün hastalıklar
-
Kanser tedavisi alan hastalar
COVID-19 böbreklere nasıl zarar verir?
COVID-19'un böbrekler üzerindeki etkisi henüz net olmamasına rağmen, şu olasılıklar ön planda düşünülmektedir.
1- Koronavirüs böbrek hücrelerini direkt olarak hedef alabilir: Virüsün böbrek hücrelerini enfekte edebilir. Koronavirüs böbrek hücrelerine; bağlanmasını, istila etmesini ve kendi kopyalarını oluşturmasını sağlayan ve potansiyel olarak dokulara zarar veren reseptörlere sahiptir. Koronavirüsün bağlandığı benzer reseptörler, akciğer ve kalp hücrelerinde de bulunur.
2- Oksijen azlığı böbreklerin hasarlanmasına neden olabilir: Koronavirüs hastalarındaki böbrek sorunlarının, yaygın olarak görülen zatürrenin bir sonucu olarak kandaki anormal derecede düşük oksijen seviyelerinden kaynaklanabilir.
3- Sitokin fırtınaları böbrek dokusunu yıkıma uğratabilir: Vücudun enfeksiyona karşı bağışıklık sisteminin bir reaksiyonu olarak ortaya çıkan sitokinler böbrek dokusu yıkımında sorumlu tutulmaktadır. tepkisi de sorumlu olabilir.Sitokinler, bağışıklık sistemi bir enfeksiyonla savaşırken hücrelerin iletişim kurmasına yardımcı olan küçük proteinlerdir. COVID-19’a karşı bağışıklık sisteminin tepkisi bazı hastalarda aşırı olabilir ve bu da sitokin fırtınası denilmektedir. Bağışıklık sisteminin ürettiği sitokin fırtınaları bir taraftan COVID-19 ile savaşırken, diğer taraftan vucudun kendi normal dokusuna da inflamasyon reaksiyonu yaparak zarar vermektedir. Bunda böbrek dahil tüm organlar(akciğer, kalp, böbrekler vs) etkilenmekte ve yıkıma uğramaktadır.
4- COVID-19 böbreklerin küçük kan damarlarını tıkayabilecek kan pıhtılaşmalarına neden olabilir: Böbrekler, vücuttaki toksinleri, fazla suyu ve atık ürünleri süzen filtreler gibidir. COVID-19, kan dolaşımında, böbrekteki en küçük kan damarlarını tıkayabilen ve işlevini bozabilen küçük pıhtıların oluşmasına neden olabilir.
Böbrek Sorunu Yaşayan Hastalara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Böbrek sorunu yaşayan hastalarda COVID-19 hastalığının gidişatı hastadan hastaya farklılık göstermektedir. Bir hastanın böbrek hastası olması veya hastalık döneminde böbrek hasarı oluşan hastaların hastalığı mutlaka ağır geçireceği anlamına gelmez. Bu yüzden, COVID-19’a yakalanan böbrek hastalarının tedavisi hastanın belirtilerine göre farklılık gösterebilir. Burada, risk grubundaki hastaların sürekli gözetim altında tutulması ve kan ve idrar değerlerinin takip edilmesi önem arz etmektedir.
COVID-19 ile ilişkili böbrek hasarı olan hastaların böbrek fonksiyonunun normale dönmesini sağlamak için doktorların yakın takibi altında olmalıdırlar. Kalıcı böbrek hasarı, COVID-19'dan iyileştikten sonra bile diyaliz veya başka tedaviler gerektirebilir.
Çoğunlukla, COVID-19’u önlemenin temelleri olan, aşı, maske fiziksel mesafe ve el yıkama ile ilgili yönergelere bağlı kalmanın önemini vurgulamakta fayda var. Özellikle altta yatan kronik hastalığı olan kişiler için, mümkün olduğu kadar COVID-19 enfeksiyonundan kaçınmaları ve aşılarını yaptırmaları çok önemlidir.
Türkiye’de COVID-19 tedavisi için rutin olarak başlanan ilaçların böbrek rezervi iyi olmayan hastalarda sağlık ekibi tarafından dozu ayarlanarak başlanması gerekir Yine halihazırda kullandıkları ilaçların dozlarının ayarlanması ya da ilaçların korona virüsu enfeksiyonu süresince kesilip kesilmeyeceği; hastalığın seyrine ve tıbbi ekibin gerekli görüp görmemesine bağlıdır. Hastaların kendi başlarına ilaçlarını kesinlikle bırakmaması ya da doz ayarlaması yapmaması önerilir.
Diyaliz tedavisi gören böbrek yetmezlikli hastaların COVID-19 virüsüne yakalanması durumunda ise diyaliz merkezini haberdar etmeleri ve COVID-19 pozitif oldukları süre boyunca diyaliz tedavilerine devam etmeleri gerekir. Hastalık süreci boyunca böbrek tedavilerini hiçbir koşulda aksatmamalıdır.