Kreşe/Anaokuluna Yeni Başlayan Çocukta Uyum Süreci

Yazar Ece ToçoğluPsikolog • 25 Temmuz 2019 • Yorumlar:

Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli

bir adımdır.

İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü anne ve babasından

alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde bir psiko-sosyal

olgunluğa varır; ancak bu gelişim sınırlıdır. İşte bu dönemde okul öncesi

eğitim devreye girerek çocuğun gelişim alanlarını destekleyici çalışmalar

yapar. Kreşe/Anaokuluna başlama olayı çocuğun toplumsallaşma sürecinde

çok önemli bir basamaktır.

Okul öncesi eğitim, bir anlamda çocuğun aile dışına attığı ilk adım

olarak düşünülmelidir.

Çocuk, kreş/anaokuluna başladığı zaman tüm kurallarını bildiği aile

ortamından henüz hiçbir kuralını bilmediği, tanımadığı kişilerin bulunduğu

bir ortama girmektedir. Bu yeni durum, tabii ki çocuklarda uyum sorunu

yaratabilir.

Kreş/anaokuluna yeni başlayan çocukta, başlangıçta belirsizlik ve

terk edilme(ayrılma) kaygısı yaşanır. Çoğunlukla koruyucu ve aşırı

hoşgörülü aile ortamından gelen çocuklarda bu kaygılar daha yoğun

yaşanır. Ancak çocuk ortama alıştıktan ve öğretmenlerini tanıdıktan sonra

kaygılar ortadan kalkar.

Bu süreç içinde aileler de bir çok kaygı yaşamaktadır. Bazen aileler

çocuklarından ayrıldıkları için kendileriyle ilgili suçluluk ve kaygı

duyguları yaşarlar ki bu sinyaller çocuğun okul korkusunu arttırıcı bir

faktör olabilmektedir. Bu nedenle annenin kararlılığı ve iç rahatlığı

çocuğun uyum süreci için çok önemlidir. Yani çocuğun anaokulu/kreşe

başlama sürecinde annenin de duygusal olarak hazır olması gereklidir.

Çocuğun ayrılırken duygusal olarak annenin üzüntü ve kaygısını hissetmesi 

uyum sürecini zorlaştırmaktadır.

       Uyum sürecindeki tepkiler bireysel farlılıklar göstermektedir. Bazı

çocuklar ilk üç gün ya da bir hafta ilgili ve istekli olur. Kreş/anaokul onun

için park gibidir. Ama zamanla annesi ile birlikte olmak ister, sürekli okula

gelmenin anlamını yeni kavrar ve tepki gösterir. Diğer bazı çocuklar ise en

baştan itibaren anneden ayrılmak istemez. Sınıfa gelmesini, yanında

olmasını, annesinin yedirmesini ister ve doğal olarak ağlama gözlenir.

         Kreş/anaokula uyum sağlama konusunda yaşanan sorun yalnızca

anneden ayrılma zorluğu değildir. Evlerinde bakıcı bulunan birçok çocuk

daha önceden anne ile ayrılığı yaşamıştır fakat ayrılığı güvenli, tanıdık bir

ortamda kendi oyuncakları ile beraberken yani kendi evinde yaşamıştır.

Okula başladığında ise bu güvenli ve tanıdık ortamı bulamaz. Yeni

çocukların bulunduğu farklı bir ortamdır artık. Örneğin; eşyaları

başkalarıyla paylaşmayı kabul etmek onun için oldukça zordur(özellikle

ben-merkezci olduğu bu dönemde)

 

UYUM SÜRECİNDE AİLENİN YAPABİLECEKLERİ


 

*Ailenin göstereceği kararlılık, sabır, okul öncesi eğitime ve başladığı

eğitim kurumuna gösterdiği inanç ve güven çocuğun uyumunu kolaylaştırır.

*Kreş/anaokul hakkında çocuğa açıklama yapmak ve kreş/anaokulunu

tanıtmak uyumu kolaylaştırır. Çocuğun okulu sevmesi ve istemesi uyumu

için aile çocukla birlikte okula gitmeli, çocukla okulun her tarafını

(grupları, oyun salonlarını, yatakhaneyi, yemekhaneyi, tuvalet ve 

lavaboları vb.) gezmeli, çocuğu öğretmen ve idarecilerle tanıştırmalı.

*Kreşin/anaokulunun sadece çocukların bulunduğu bir yer olduğu

söylenip anne ve babaların bulunmadığı, işe gittiği açıklanmalıdır.

*Aile çocukla okula geliş gidiş saatleri ile ilgili konuşmalı, sadece belli

bir zaman dilimi içinde kreş/anaokulunda kalacağı söylemeli, onu

alabileceği süreyi onun anlayacağı terimlerle anlatıp, o süreyi geçirmeden

almaya dikkat etmelidir.

*Kreş/anaokulun her gün gidilmesi gereken oyun, arkadaş ve eğitim

yeri olduğu anlatılmalı ancak abartılmış ve yanlış bilgi verilmemelidir. Aksi

durumda çocuk kendisine anlatılanlarla bulduklarını karşılaştığında

aradığını bulamayacak ve okula güveni kalmayacaktır.

*Özellikle ilk günlerde çocuk kapıdan teslim edilip kapıdan teslim

alınmalı, vedalaşma mümkün olduğunca kısa tutulmalı. Vedalaşmada çocuk

ağlamaya başlasa bile ayrılma konusunda kararlı davranılmalı. (Onu öpüp

“Ben şimdi gidiyorum” deyin ve geri geleceğinizi söyleyin. Bunun ne zaman

olacağını onun anlayacağı terimler çerçevesinde ifade edin. Sonra elinizi

sallayıp yolunuza devam edin. İyi olduğunu kontrol etmek için durup 

arkaya göz atmayın.)

*Çocuk kreş/anaokuluna birlikte geldiği ebeveyni yanında ağlıyor,

onun gitmesine izin vermiyorsa okula bağımlı olmadığı bir kişi tarafından

getirilmeli ve okula düzenli devam etmesi konusunda ısrarlı olunmalıdır.

Yakınmaya devam etse bile sakin ve kararlı davranılmalıdır.(Okula düzenli

devam etmesi ve karşı çıkmaması durumunda daha sonra verilmek üzere 

bir takım küçük ödüller de sunulabilir)

*İlk günlerde fazla soru sormak, kurumu fazla övmek, ne yediği ile

ilgilenmek çocuğun uyumunu bozabilir. Sadece ”Günün nasıl geçti?” diyerek

kendisinin anlatması beklenilmeli (Çocuğunuzun durumuyla ilgili

istediğiniz sıklıkta telefon ederek direkt kurumdan bilgi alınız. (Yedi-

yemedi; Ağlıyor oynuyor vb.))

*Çocuğun kreş/anaokulu reddetmesi durumunda,

büyükanne/büyükbaba gibi aileden birinin çocuktan yana tutum

göstermesi, ona güç verir ve tepkisini büyütür. Okula gidiş tüm aile

bireyleri tarafından desteklenmeli ve aile bireyleri uyum içinde olmalıdır.

*Aile kurum ve personel hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerini

çocuğun yanında konuşmamalı, idare ile iletişime geçmelidir. Ayrıca aile

çocuğa okulda mutlu olacağını, güvenlikte olacağını, orada onunla

 ilgilenecek bir öğretmeni olacağını, isteklerini öğretmeni ile 

paylaşabileceğini söyleyerek çocuğun öğretmenine karşı güven duymasını 

sağlamalıdır.

*Uyum sorunları hafta başından hafta sonuna doğru aşağı ivme

gösterecektir. Ancak hafta sonundan sonra bu ivme tepe yapabilir. Bu

normal bir süreçtir. SABIR-SAKİNLİK-KARARLILIK bu süreci kısaltıcı

faktörlerdir.

*Çocuk kreşe bırakıldıktan sonra(hastalık ve özel durumlar

hariç) veli/velisinin bilgisi dahilinde tanıdığa verilmesi; çocuğun kreşe

getirildikten sonraki zamanın geçirilmesinde sıkıntı yarattığı için uygun

değildir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)