KRONİK DEPRESYON VE PSİKOTİK SÜREÇ
Yazar Alper Arıkazan • Psikiyatrist • 29 Kasım 2016 • Yorumlar:
Depresyon kronik olabilir yani uzun süre devam edebilir.Bu durum ikili insan ilişkilerinde ileri düzeyde bozulma ve içe kapanmaya yönelik eğilimlerin olması nedeniyle psikoz ile ilişkilendirilmektedir.Bu anlamda psikoz kavramını açmak gerekiyor.Nedir psikoz?Genel olarak çok geniş bir ruhsal bozukluklar tanı kümesini kapsar ama en önemli özelliği gerçek ile ilişkinin bozulmasıdır yani gerçeklik duygusunun kaybolması kişinin kendi iç dünyasında veya dışarıdan gelen hayali ya da gerçek uyaranlara farklı tepki vermesi durumudur.Psikozdaki insan gerçeği farklı algılar.Çok basit bir örnek vermek gerekirse eve gelen bir misafiri hiç sebep yokken düşman gibi görebilir veya yolda yürürken herkes kendine bakıyormuş gibi hissedebilir.Sık sık aile bireyleri ile kavga eder bunun nedeni de dolaylı yollardan şüphe duymasıdır.Yani yersiz şüpheler ve gerçek dışı düşünceler psikozun en önemli özelliğidir.Depresyonda ise gerçeklik duygusunun bütünü ile bozulmasından çok isteksizlik, karamsarlık, sık sık ağlama, geçmişe yönelik pişmanlık duyguları, geleceğe yönelik umutsuzluk duyguları, uykusuzluk, bazen aşırı sinirlilik gibi durumlar görülür.Ama o gerçekliğin gerektirdiği günlük faaliyetlerini yerine getirme enerjisi azalmıştır.Bazen bu durum öyle bir seviyeye ulaşır ki depresyondaki insana kendine bakmadığı için şizofren veya psikotik bir olgu olarak algılamak özellikle profesyonel olmayan kişiler tarafından yapılan bir hatadır.Psikotik süreç kavramı ise genellikle yirmili yaşlardaki genç insanlar için kullanılır.Bazen 35-40 yaş aralığı içinde geçerli olabilir.Ama neticede bir süreçtir ve ilerlemesi söz konusudur.Bu durum ise direkt olarak depresyon anlamına gelir.Yani kişi değişmektedir ama bu değişime karşı eli kolu bağlı kalmaktadır.Umutsuz ve çaresizdir.Sonu belli olmayan bir ruhsal değişimin içindedir ve giderek çevresi ile ilişkisi bozulmaktadır.İş yaşamı bozulur yani bizim deyişimizle işlevselliği azalır, aile ilişkileri karmakarışık hale gelir ve bazen obsesif kompulsif bozukluk vb durumlar görülebilir.Kendi iç dünyasında da duyguları çok karmakarışıktır ve iniş çıkışlar yaşar.Ve çoğu zaman bunları ifade edemez.En nihayetinde kendini anlatacak bir kelime yoktur ki. Bu sinsi gidişli psikotik süreç ilerleyen yaşlarda zihinsel dağılma ve baskıladığı hezeyanların manifest(açık) hale gelmesi ve toplumdan tamamı ile kopması ile sonuçlanır.Bu konuda kişiden kişiye çok değişim olur ve yazılacak çok daha fazla şey olduğunu belirtmek gerekir.Bir kişinin hayatı sönmektedir ama bu acılı ve sıkıntılı uzun yıllardan sonra ortaya çıkar.Sonuçta bir psikiyatrist olarak kişilerin kendi sorunlarını özellikle iç dünyalarında yaşadıkları ve anlam veremedikleri çatışmalarını kendi başlarına yenmeye çabalamalarından çok bir profesyonele danışmalarını tavsiye ederim.
Çözüm zor değildir.Temeli medikal tedaviye dayanır ama psikoterapi ağırlıklı gidilmesi de söz konusudur.Tabii ki bu seçim kişinin özelliklerine ve tedaviye verdiği cevaba bağlı olarak değişir.Ama şunu söylemek gerekir ki tamamı ile sıfırlanabilir.İyi bir terapist hasta ilişkisi ile bu tam düzelme hali ömür boyu devam ettirilebilir.Kabul edersiniz ki kalıcı bir psikozun ya da şizofreninin yerleşmesinden çok daha iyidir.