Kurban Eti Tüketimindeki Yanılgılar
Yazar Eyyüb Yılmaz • İç Hastalıkları Uzmanı • 16 Nisan 2018 • Yorumlar:
Konu sadece Kurban Bayramı‘nda tüketilen et değildir. Özünde geleneksel birikimlerden gelen, ancak tıp fakültelerinin çözüm getiremediği bir sağlık sorunu olduğu için daha da önem kazanmaktadır.
Bu yazımda:
- Et ihtiyacımız ne kadardır?
- Ne kadar et tüketilebilir?
- Et tüketimi sonrasında sindirimi hafifletmek için neler yenmeli?
- Kurbanlık hayvanların etlerinin lezzetini artıran ve kesime nasıl hazırlanır?
Gibi sorulara cevap vermeye çalışıp bazı yöntemlerden bahsetmek istiyorum.
Tıbbi beslenme bakış açısıyla; et tüketimini yasaklayan anlayışı da, et tüketimini abartmayı da desteklemiyorum.
Basitçe ifade edecek olursam:
Etbedenimizin temel yapısal onarımında kullanılan bir hammaddeyi temin eder,
Yıkılan ve hasara uğramış hücrelerimizin yerine;
- yeni hücrelerin yapımında
- ve enzimlerin üretiminde
kullanılan değerli bir kaynak olarak düşünün. Bu görevler için ihtiyacımız olan et oranımeslek ve fizik yaşantımıza bağlı olarak değişmekle birlikte kilo başına 0,3–1 gr/gün aralığında değişmektedir.
80 kg olan bir inşaat işçisi için ya da ;ağır sıklet sporcular için maksimum 80 gr protein ihtiyacı vardır. Bunun yemek olarak karşılığı 2 adet yumurta olarak izah edilirken, günlük yaşamı normal sürdüren kişiler için 25 gr proteine karşılık gelmektedir.
Biraz kafaların karıştığını kabul ediyorum, bir örnekle konuyu açmak gerekirse:
Bir inşaat firması düşünün,
Ortalama bir inşaat firmasının ihtiyacı bir veya iki mühendistir. Fakat mühendis çok değerli ve önemli diye düşünüp bir mühendis yerine 20 mühendis alındığını düşünelim. Bunun yanında firmada ihtiyaç duyulan 50 işçi yerine de 30 kişi aldığını varsayıp bu inşaattaki işlerin nasıl ilerleyeceğini birlikte gözlemleyelim.
İnşaat alanında işçinin yapacağı işleri mühendisler yapamayacağı gibi mühendislerin maaşları işçilerden yüksek olduğundan, firmanın hem maliyetini arttıracak hem de inşaattaki işlerin ilerlemediğini göreceksiniz.
Demek ki çok değerli çalışanların fazla olması inşaat firmasını iyi yönde etkilemediği gibi bunun böyle devam etmesi durumunda firmanın iflasına kadar yol açacaktır.
Firma bu durumdan kurtulmak için işten atmak zorunda kalacak ama bir kere işe almış olduğu kişilerin işten atılmasının da ayrıca bir maliyeti olacaktır.
İnsan fizyolojisiniaynen bu şirketin işleyişine benzetecek olursak, mühendis karakteri vücudumuzdaki proteini temsil eder. Her işletmenin sınırlı sayıda mühendise ihtiyacı vardır, yani gücünüz yerinde olsun diye her gün bol bol et yemek sağlığınızı tehdit eder.İşçi karakterini ise yağlar ve karbonhidratlarolarak düşünün. Doğru yağ ve karbonhidratkaynaklarına ulaşmak sağlığımız için en doğru tercih olacaktır.
Kısaca özetlemek gerekirse;
İnsan fizyolojisiprotein‘den ürettiği enerji kadar ömrünü azaltır.
İnsan fizyolojik olarak yağlardan ve karbonhidratlardan enerjisini temin edecek şekilde tasarlanmıştır. Sadece yenilenme anında oluşan atıkları temizlemek için proteinleri enerji ocaklarına yönlendirir.
BEDENİMİZ NEDEN HAYVANSAL PROTEİN’DEN ENERJİ ÜRETMEK İSTEMEZ?
İhtiyacımızdan fazla aldığımız etin çoğu yapısal görevlerin dışında mecburen enerji ocaklarına gönderilecektir. Ve o mühendisler işçi gibi çalıştırılmak istenecektir! Tabi bununda yıkım maliyeti ağır bir atık olan ürik asit açığa çıkacak ve bu asidin temizliği için de yine fazla miktarda bir maliyet oluşacaktır.
100 gr etin oluşturduğu ürik asiti temizlemek için tüketilmesi gereken su miktarı 500 gr civarındadır. Bu suyu tüketmek mümkün değildir, bu yüzden ürik asitin bir bölümü damarların içinde dolaşmaya devam edecektir. Damarlarda dolaşan ürik asit yaşlanma sebebinin en önemli bulgularından biri olan endotel hasarını gerçekleştirip cildimizdeki kırışıklıkların oluşmasına ve eklemlere çöken bel ağrılarına da yol açacaktır.
Hayvansal proteini en yoğun şekilde tükettiklerinden dolayı sorunlar yaşayan güzide bir topluluktan örnek verip bu bilginin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu teyit etmek istiyorum.
Sporcular için ne kadar çok et tüketirlerse sahada o kadar çok güçlü olacaklarına inandırılmış bahtsızlardır.
GERÇEKTEN SONUÇLAR DA ÖYLE MİDİR?
Maalesef öyle olmadığını görmek istiyorsanız, çevrenize bakmanız yeterli.
50 yaşını geçkin kaç sağlıklı sporcu var?
Hepsi zamanında yüksek ürik asitin yaptığı organ hasarları nedeni ile birçok sağlık sorunlarından ilaçlara bağımlı haldeler.
Hatta şunu da iddia ediyorum; sporcuların saha içindeki performanslarını da azaltan en önemli şey beslenme hatası. Yani gereğinden fazla tüketmiş oldukları hayvansal proteinlerden kaynaklanmaktadır.
Çok ironi ama gerçek!
İleri ki ömürlerini herkesten daha sağlıklı yaşamayı hak eden bu harika insanlar için çözüm üretmektıbbi beslenmeninsırlarını öğretmekle başlar. ET TÜKETİMİNİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİREBİLMEK İÇİN NELER YAPILMALI? Et tüketimi çok iyi olduğu halde kansızlık sorunu yaşayan ne kadar çok hasta gördüğümü söylesem şaşarsınız,
İnsanlar yedikleri eti sindiremiyor,
Bunun için düzeltilmesi gereken hatalardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle etin sindirimini enzimleriyle kolaylaştıran bol miktarda salata tüketilmesi gerekiyor. Bir ölçülük et karşılığında üç ölçü salataya karşılık gelecek şekilde sofralarınızı düzenlediğiniz zaman etin bedeninize yapabileceği hasarın minimum düzeye çekebilirsiniz. Bu salatalarınızda özellikle soğan, turp, lahana, roka, tere, az limon ve sarımsakbulunması sindirimi daha etkili hale getirecektir.
Etle birlikte bir bardaktan fazla su içmemeli, hamurlu tüketimini olabilecek en alt düzeye getirmeliyiz. Çünkü et sindirilirken hamurlu gıdalar midede bekler ve bekleme süresi içerisinde fermentasyona uğrayarak şişkinlik yapar. Et tüketimi esnasında ayran içilmemeli ve yoğurt yenmemelidir. Çünkü etin sindirimini yavaşlatarak bağırsaklarda şişkinlik yapar. Bir bardak suya çok az limon veya bir yemek kaşığı sirke karıştırıp içiniz, böylece etin sindirimi kolaylaşacaktır. Yemekten sonra 2 saat süresince su veya çay içmemeye özen gösterilmelidir. Çünkü fazla miktarda su içmek, midenin yeterli asitlik düzeyini yakalamasını engeller. Bu durumda mide etin sindirimini gerçekleştirememiş olur.
Sindirilememiş et bağırsaklarda çürür, çürüyen et bağırsak florasını bozar. Aynı zamanda gaz, şişkinlik ve yorgunluk sebebi olur. Konu çok önemli olsa da fazla uzatmak istemiyorum. Bu güzel bayram gününde et tüketiminin bedenimizdeki karşılığını en doğru şekilde anlamaya vesile olmasını umuyorum. Normal günlerde et alamayan herkese etlerimizi paylaşmak çok güzel bir duygudur ve bunu Allah hepimize nasip etsin. Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. GELECEK NESİLLERİMİZİN SAĞLIKLI OLMASI İÇİN TIBBİ BESLENİN…
Sağlıkla Kalınız.