Kurumsal Çalışanların Evde Çalışma Düzeniyle Sınavı
Yazar Gonca Ercegil • Psikolog • 3 Haziran 2020 • Yorumlar:
Coronavirüsün yayılmasını yavaşlatmak için şu anda tahmini 3 milyar insan sosyal
izolasyon veya sokağa çıkmama kararı altındayken; dünya genelinde şirketler, uzaktan
çalışma için belirli standartlar oluşturmaya çalışıyorlar. Kurumlar, işlerin devamlılığını
sağlamak için çabalarken, bu süreçte ekonominin devam etmesini sağlamak için
üretken tele-çalışan ihtiyacı da doğuyor.
Bunun yanı sıra kariyerine yönelik olan işlerle uğraşmak, sosyal mesafesini korumak
zorunda olan izole bireyler için önemli bir motivasyon kaynağı olarak değerlendirilebilir.
Ancak unutmamalıdır ki; uzaktan çalışma ekonomisine geçiş, virüsün yayıldığı hızda
ve herkes için kolay olmayacaktır.
Halihazırda uzaktan, home-office çalışan kişiler için bile bu, normal bir düzen değildir.
Bu nedenle farkında olunması gereken ilk şey, herkesin önceki düzeninden farklı bir
günlük rutin içinde olacağıdır. Yani, hepimiz her zaman aynı gündemle evdeyiz. Bu
çerçevede düşünecek olursak; #evdekal ya da #evdehayatvar demek aslında
sandığımız kadar kolay değil elbette.
İkincisi, çalışmaya evden devam edeceklerin evlerinde dikkat etmesi gereken çocuklar
veya diğer aile üyeleri olabilir. Kendi sağlıkları, çocuklarının, ebeveynlerinin ve diğer
büyüklerinin sağlığı veya gelirlerinin sürekliliği gibi konularda endişe duyabilirler.
Bunun yanı sıra, evde kalmak konusunda sınırlandırıldıklarından dolayı, huzursuz
veya sinirli hissedebilirler. Bunu sadece çalışanlar değil; evde bulunan herkes
hissediyor olabilir. Böyle bir ortamda çalışmak da gerilimi daha da arttırabilir.
Ve son olarak unutmamalıdır ki; çalışanların bu ortamda olmalarına rağmen aynı
üretkenlikle benzer performans elde etmelerini beklemek de var olan kaygılarını daha
da arttıracaktır. Bu noktada kaotik yönetim anlayışını beslemek yerine sakinliği
korumak ve içten, destekleyici paylaşımları tercih etmek çok daha olumlu sonuçlar
verecektir.
Liderlerin, çalışanların çok karmaşık duygu ve düşünceler içinde olduğunu anlaması
gerekiyor. Bu durum, her hangi bir evden çalışma seçeneği değildir. Hem varoluşsal
bir süreçten geçiyoruz hem de dünya tarihinde çok büyük yer kaplayacak bir olayı
insanlık olarak yaşıyoruz. Bunu deneyimlerken de birçoğumuz kiramızı, kredi
borçlarımızı, bir sonraki ay temel ihtiyaçlarımızı düşünüyoruz. Diğer bir deyişle şu anda
Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinin çöküşünü deneyimliyoruz (bu konuyla ilgili
görüşlerimi farklı bir yazıda paylaşacağım). Aynı anda hemen tüm basamakları
gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Şu an tanık olduğumuz, deneyimlemekte olduğumuz bu durum, aslında bir dönüm
noktası. Popülerliği yıllardır artan uzaktan çalışma sistemine geçişi Covid-19 krizi ile
birlikte hızlandıran bir öğrenme fırsatı. Bu fırsatı panikleyerek değil; bundan
yararlanarak değerlendirmeye çalışalım.
Özetle;
1. Şu anki uzaktan çalışma düzeni, herkes için yeni ve başka bir deneyim.
2. Evden çalışırken, evin kalabalık olduğunu unutmamalı.
3. Huzursuz ve gergin olmak çok doğal.
4. Liderlerin kaotik yönetim anlayışından uzaklaşması şart.
Hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Lider olabilmeyi, tolerans geliştirmeyi ve
birbirimizi içtenlikle dinlemeyi öğrenmek için çok önemli olan bu dönemi iyi
değerlendirelim.
Sevgiler